MUTLU YILLLAAAAR. Mutlu seneler herkese. Upuuuzuun ve sürprizli bir bölümle geldim. Temamız tabi ki yeni yıl. Umarım hayal ettiğiniz gibi bir sene olur. İyi okumalar. Sizi seviyorum 💙 Desteklerinizi esirgemeyin.
09.00
Sadece beş dakika daha.
10.00
Zaman görece bir kavramdır. Bu sabah uyanmak benim için çok zor bir iş haline gelmişti. Sadece bu değil baş ağrısı ve çölün ortasında kalmışçasına susuzluk hissi de beni zorluyordu. Alkol ve ben iyi bir ikili değildik anlaşıldığı gibi. Yataktan kalkacak gücü kendimde bulduğumda ayaklarımı sarkıttım ve beklediğim halı yumuşaklığı değildi beni karşılayan. Daha sert bir şeye bastığımda çığlık atarak ayaklarımı topladım.
Görüşüm yavaş yavaş düzeldiğinde bağırmamamı işaret eden Azer'i gördüm. "Karaca bağırma sabah sabah, bi sakin ol." Yatağımın dibinde uyuması ve benim onun üstüne basmam günlük rutinimizmiş gibi. Gariplik ben de mi bu durum çok mu normal yani.
Elimle durumunu işaret ederek "Niye yerdesin Azer ?" Yavaşça yerden kalkarken bana da kötü bakışlar atmayı ihmal etmemişti. İma yüklü bir sesle "Sana sormak lazım." Dün gece içip sakince yatağıma geçip uyumadım mı ben ? Bence böyle oldu. Umarım böyle olmuştur. Ben yapmamışımdır bir şey. Sanmıyorum. Yok ya akıllı biriyimdir ben. Akıllı mıyımdır ? Değilim işte elendim.
Korkar bir sesle usulca sordum. "Niye öyle dedin ki ?" Azer bana doğru adım attığında belini tutarak yanıma oturdu. Ne olduğunu merak edip tişörtü hafifçe sıyırdığımda elimi tuttu. "Sarhoş musun sen hala ?" Gözlerimi devirerek açıkta kalan tenine baktığımda hafif morarmış olan yer dikkatimi çekti. Elimi tutup tişörtünü örttüğünde soru dolu gözlerle bakıyordum. "Ne oldu beline ? Bir yere mi çarptın ?"
Elimi bırakmadan gözlerime baktı. "Hı hı içmeyi beceremeyen bir cadı tarafından çarpıldım." Hee öyleyse tamam canım. İçki içmeyi bilmeyen cadı ben miyim ? İçmeyi bilmiyorum doğru ama bari melek deseydin de şu sıfat içime sinseydi ya.
"Nasıl oldu bu yani ? Ben mi yaptım? Benim yaptığıma emin misin ? " sormaya çekiniyordum ama sormak zorundaydım. Biz buraya nasıl gelmiştik çok merak ediyordum.
Bir eliyle önüme gelen saçlarımı geriye attı. "Yok önemli bir şey. Küçücük bir tekme yedim vurulmadık ya." NE ? Ben sana niye tekme attım ya ? Gidip kendimi şikayet edesim var Azer'in yerine. Çocuğun hayati tehlikesi vardı benim yanımda. Hep zarardım ya.
"Nasıl olduğunu anlatacak mısın ?" üzüldüğümü fark edince hemen anlatmaya başladı. "Odama gelip beni öptün ya."
"Evet sonra ?" diye devam edecekken dank etti. Cümleyi yanlış kurmasını istedim. Gerçeği şöyle olmalıydı. Odana gelip seni öptüm ya. Bu cümle niye böyle oldu ya ? "Bir yanlışlık olmasın Azer ?" olsun ya lütfen. Gözlerim dudakları ve gözleri arasında mekik dokurken yavaş yavaş görüntüler gelmeye başladı. Beynim Internet Explorer kadar hızlıydı.
Asla hatırladığımı belli etmeyecektim. Tamamen öyle bir şey olmamış gibi davranacaktım. Azer ise çok büyük bir zevkle "Yoo ne yanlışlık olacak. Geldin odama yaklaştın bana yavaşça. Tabi ben diyorum yapma Karaca ben seni öpeyim sen diyorsun illa ben öpücem seni falan buraları geçiyorum."
Dayanamayarak araya girdim. "Hiç de öyle bir şey olmadı da." Çarpık bir gülüşle bana yaklaştı. "He hatırlıyorsun yani ?" Ben neden şu dilimi tutamıyorum. Toplam on senelik konuştum bu adamın yanında. Kendimi durduramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTULUŞ
Fanfiction" Vur Karaca ! Bitsin !" Elleri titreyerek tuttuğu silahı sevdiği adama doğrultmak her geçen saniye daha da zorlaşıyordu.Omuzlarında dünyanın yükü vardı sanki. Aşkı ve dünyada onu seven tek insanın intikamı arasında kalmıştı. Gözleri dolarken sevdi...