Yeni böldüm geldiiii. Umarım beğenirsiniz. En romantik bölüm ilan ettim gitti. İyi okumalar. Yorumlarınızı ve desteğini eksik etmeyin. Sizi seviyorum <3
Ortada oluşan garip sessizlik birazdan çıkacak fırtınanın habercisiydi. Celasun'un bakışları sertleşmeye başladığında Azer de bir adım öne gelmişti. Kollarımız birbirine değdiğinde bir adım uzaklaşmak istedim, kasti yapılmayan bir dokunuşun bile üzerimde böyle güçlü bir etki bırakması beni korkutuyordu artık. O ise benim uzaklaşmama izin vermeden yanımdaki elini belime koyarak beni kendine çekti. Bu kadarı artık benim zayıf irademe yumruk atmaktır.
Celasun'un bakışları Azer'in belimdeki eline gittiğine Azer'in neden böyle bir hareket yaptığını da anlamış oldum. Celasun karşısında üstünlük kurmaya çalışıyordu yani. Beni bu şekilde kullanmasına tabi ki izin vermeyecektim. Sinirlenerek belimdeki elinin üstüne koymuştum ki Celasun sabırsızlanarak sözünü tekrarladı.
"Seni eve götürmeye geldim Karaca, ben konuştum herkesle çekineceğin bir şey yok merak etme." Celasun'un gözlerini gözlerimden ayırmadan kurduğu cümleler bana hiç inandırıcı gelmiyordu. Buraya gelirken neleri bıraktığımı, nelerden vazgeçtiğimi bilerek gelmiştim. Kimse beni gülerek karşılamazdı yani. Ama onun çabaladığına inanıyordum elbette. Elinden geldiğince derdini anlatmıştır. Ama kim dinlemiştir Celasun'u orası biraz meçhuldü.
Ben ağzımı açıp cevap veremeden Azer girdi araya. "Kardeşim senin gözler bozuk herhalde. Karaca evde zaten görmüyor musun ?" Azer'in bir çırpıda sinirle söylediği sözlerle Celasun'un bakışları ona döndü.
"Karaca biz baş başa konuşabilir miyiz ?" benim gözlerime değmeden Azer'e karşı söylediği sözler beni sinirlendiriyordu. Ben çıkayım siz savaşına devam edin hem ben de burada korkuluk gibi durmayı bırakırdım en azından.
"Konuşamazsın, burada konuş ne konuşacaksan." Ağzımı açamadan dönen sözlü kavgayı takip etmekten yorularak Celasun'un bir şey demesine fırsat vermeden "Bir dakika izin verir misin Celasun ?" Celasun'dan onay aldıktan sonra kapının arkasına Azer'i çekerek soru dolu gözlerimle bakmaya başladım. O ise hiçbir şey olmamış gibi bakışlarıma karşılık olarak sadece "Niye bakıyorsun öyle ?" dedi. Çıldırmamak için kendimi zor tutuyordum ama derin bir nefes sesimi sakin bir tonda tutarak konuştum.
"Niye Celasun'la öyle konuştun şimdi, derdin ne senin ?" Tek kaşını hafifçe kaldırıp bir adım atarken aramızdaki mesafeyi kısaltmıştı. "Onu benden mi koruyorsun sen ?" Her dediğimi yanlış anlamak için çok çaba harcıyor musun Azer merak ediyorum gerçekten. "Sen benim bu evden gitmemi istemiyor muydun ? Ne değişti dünden bugüne ?" Sorumla birlikte ne diyeceğini birkaç saniye bilemedi. O da kendisini sorguluyordu herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTULUŞ
Fanfiction" Vur Karaca ! Bitsin !" Elleri titreyerek tuttuğu silahı sevdiği adama doğrultmak her geçen saniye daha da zorlaşıyordu.Omuzlarında dünyanın yükü vardı sanki. Aşkı ve dünyada onu seven tek insanın intikamı arasında kalmıştı. Gözleri dolarken sevdi...