7

66 34 4
                                    

İlginç bir şekilde soğuk kanlılığımı koruyordum. Karşımdaki adam iyice hırslanmıştı. Odanın içindeki güçlü enerji camı patlatmıştı. Adamın elleri titriyordu. Tüm enerjimi kullanmaya başlamıştım. Adam tam yere düşmüştü ki bir anda bağırıp beni yere düşürdü. Tepeme gelip gülmeye başlamıştı. Aşırı halsiz hissetmeye başlamıştım. Sanki uykuya dalıyor ve tüm gücüm uçup gidiyor gibiydi. Ozan'la birlikte izlediğimiz filmdeki bir sahne gelmişti aklıma. Tamamen yenilmiş gibi gözlerimi kapatacaktım ve adam işim bitti sanıp arkasını döndüğünde onu gafil avlayacaktım. Alçak bir hile gibi görünse de hayatımda hiç böyle bir şey yaşamamış biri olarak aklıma başka bir taktik gelmiyordu.

Adam son bir kez kahkaha atıp

"Veledin işi bitti! Gelin götürün!"

Bir anda tüm gücüme yüklenip adamın zihnine tamamen girdim. Kafayı yiyor gibi görünüyordu. Gözleri faltaşı gibi açılmıştı.

"Otur yere"

Adam önümde diz çöker gibi oturmuştu.

Onu öldüremezdim kesinlikle böyle bir vahşilik yapamazdım. Ama yapmazsam belki de beni kendi adamları yapacaklardı.

Bir anda kafamın içinde Melahat teyzenin sesini duydum.

"Ardıç tüm gücüne odaklan ve adamın zihninden geçen her şeyi birbirine karıştır. Bu onu ebediyen deli yapabilir. Sana güveniyorum. Yapabilirsin."

Adamın tüm anılarını, bildiklerini , düşüncelerini her şeyini birbiriyle karıştırmaya çalışıyordum. En son bittiğini umarak aramdaki enerji bağını kopardım.

Adam tuhaf tuhaf kahkaha atıp araba sesi çıkararak odadan koşarak çıkmıştı. Gerçektende delirmişti. Adamın yere bıraktığı tabancayı alıp bende odadan çıkmıştım.
Bağırış seslerine villadaki tüm adamlar gelmişti. Bende tam karşılarındaydım.

Herkes dehşete düşmüş bir şekilde bir yandan elebaşlarına bir yandan bana bakıyorlardı. Odada bir ses yükseldi.

"Baş patronun en sevdiği adamlarından biri. N'oldu ona!"

Gülerek baktım.

"Onu sonsuza dek deli bir çocuk yaptım.
aynısını sizede yapmamı ister misiniz?"

Tam bana silahlarını çekmişlerdi ki... Tuhaf büyü gibi kelimeler söyleyip adamlara bakmaya başladım. Aslında hiçbir şey yapmıyordum. Sadece kesinlikle inanacakları uydurduğum anlamsız kelimeler söylüyordum.

"TAMAM TAMAM KES BİR ŞEY YAPMAYACAĞIZ."

Hafifçe gülümsedim.

"Umarım beni kaçırmak gibi bir gaflette bulunmazsınız."

Kafamın içinde bir titreşim hissettim. Ozan benle konuşmaya çalışıyordu. Ona yoğunlaşıp ne dediğini anlamaya çalıştım.

"Ardıç eğer başarabildiysen o adamda bir kolye var onu al."

"Hey koca adam buraya baksana."

Deliren adam tuhaf tuhaf bana baktı.
Yanına yaklaşıp, boynundan hafifçe kolyesini çıkarıp aldım.
Yüzüme sinirli bir şekilde bakıp ayağını yere vurdu.
Kolyeyi boynuma taktım.

"Biriniz beni eve götürebilir mi?"

"Kendini ne sanıyorsun ukela piç velet !"

"Lütfen beni eve götürür müsün? Annemgil çok merak etmiştir. "

En sonunda ikna olup beni arabaya bindirmişlerdi. Orman yolu bitip, anayola çıkmıştık. İki saat kadar süren sinir bozucu bir yolculuğun sonunda annemgilin evinin önünde durmuştum.

👓ARAYIŞ👓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin