Ardıç hafta sonu sabahına erkenden kalkan kardeşinin tepinme sesleriyle uyandı. Sinirli bir şekilde gözlerini ovuşturdu.
"Arda! Sabahın bu saatinde senin çığrışma seslerinle uyanmak reva mı bana?"
Arda sırıttı.
"Arda canın benim senden bir şey rica edebilir miyim?"
"Eet"
Ardıç tek gözünü kısarak konuştu.
"Beni uyandırdığın gibi yan odada eşek gibi uyuyan beyefendiyi de uyandırır mısın? Ama sakın benim yap dediğimi söyleme tamam mı?"
Arda ilk başta olumlu olan yüz ifadesini aniden değiştirdi.
"Burak abimi uyandırmam."
Arda muzur çocuk edasını sürdürüyordu.
"Bu evin istenmeyen üvey oğluyum zeten ben. Burak büyük olduğu için töleranslı sen velet kadrosundasın. Ama ben kimim ki gereksiz bir ortanca çocuk!"
Gözlerini devirerek baktı.
"Bu evde kimsenin en sevdiği aile ferti olmadığıma yemin edebilirim."
Ardıç yüzünü ovuşturarak esnedi.
"Neyse iyice Emrah filmine bağladım."
Ardıç yüzünü gözünü yıkamak için yatağından kalktı. Yüzünü yıkadıktan sonra saatin o kadar da erken olmadığını fark etti.
Yavaşça Burak'ın odasına girdi. Burak'a bir iyilik yapası gelmişti. "Uyanık mısın?"
Burak Ardıç'a doğru yüzünü çevirdi.
"Evet ama neden bunu merak ediyorsun?"
Ardıç sırıttı.
"Ben kahve yapacağım şimdi. Sana da yapıyım mı diye sormaya gelmiştim ama madem rahatsız oldun çıkıyorum."
"Dur rahatsız olmadım. Ayrıca blöf yaptığının farkındayım."
Burak sırıttı.
"Pekala."
Ardıç abisinin odasına elinde iki kahveyle birlikte girdi.
Burak yatakta yarı yatar, yarı oturur bir şekilde telefona bakıyordu. Ardıç'ta Burak'ın yanına sokuldu.
Ardıç bugün çok duygusal ve her an ağlayacakmış gibi hissediyordu. Bazı günler olurya hani, ortada hiçbir sebep yokken bile ağlayasın gelir. Çok duygusallaşırsın. Ardıç tam olarak o gündeydi.
Ağlayacak gibi hissederek konuştu.
"Beni kimse sevmiyor galiba. Sen, Arda ... Çok değersiz hissediyorum."
Burak elindeki fincanı tepsiye bırakarak elini Ardıç'ın elinin üzerine koydu. Hiçbir şey söylemedi. Sessizlik onu sevdiğini mi söylüyordu yoksa yalan söylemek istemeyişinden miydi?
Ardıç , adeta sabahtan beri çıkmak isteyen göz yaşını özgürlüğe kavuşturmuştu.
"Gerçekten ben bu evde hep ikinci plandayım. Bu beni üzüyor. Yalan söyleyemeyeceğim, sen tarafından sevilmemek de beni üzüyor."
Ardıç daraldığını hissederek kalktı ve odadan çıktı. Vestiyerdeki hırkasını giyerek dışarı çıktı. Burak'ta arkasından geldi. Ardıç hızı adımlarla yürüyerek çocuk parkındaki banka oturdu. Burak'ta çok geçmeden yanına oturdu.
"Bugün sana n'oluyor?"
"Bilmiyorum duygusal kriz yaşıyorum galiba."
Hafifçe esen meltem üşütmüyordu.
"Annemler bunlar niye bir anda dışarı fırladı diye düşünebilir."
Ardıç imalı imalı konuştu.
"Yok canım sen ne de olsa büyüksün."
"Bundan sonra böyle saçma şeyler düşünme tamam mı?
Seni sevmediğim gibi aptal şeyler de düşünme. Ben sadece kardeşliğin doğasına göre haraket ediyorum."
Ardıç Burak'a hafifçe sarıldı.
Burak tereddütle konuştu.
"Geçen gün benle ilgli söylediğin malum olayı gördüğün şey şakaydı değil mi? Yani öyle şeyler filmlerde olur."
"Bu konuyu boşver. Sonra anlatırım."
Eve girdiklerinde anneleri kahvaltı hazırlıyordu.
Melek Hanım konuştu.
"Siz aniden çıkıp nereye gittiniz?"
Ardıç tam konuşacaktıki Burak erken davrandı.
"Hiiç bir hava alıp geldik."
"Hmm iyi bakalım. Odalarınızı toplayın."
Odaya giren babaları şaşkın bir şekilde bakındı. Gözlerini kısarak konuştu.
"Burak ve Ardıç birlikte hava almaya Bazen beni şaşırtıyorsunuz."
Melek Hanım da şaşkın bir ifadeyle dudağını büzerek konuştu.
"Ben de şaşırdım doğrusu. Bunlarda bugün bir şey var."
Burak yanında oturan Ardıç'a kolunu atarak konuştu.
"Ne yani kardeşimle iyi geçinemez miyiz?"
"Ben aslında abimi seviyorum ama işte o bana iyi davranmıyor."
"Hiçte bile ben ve sana iyi davranmamak ha?"***
Ozan sabah uyandığından beri garip hissediyordu. Sanki yeknesak günlerinden birinde değil gibiydi. Zihninde karmaşık düşüncelerle boğuşuyordu. Aklından hiç çıkmayan o sorular...
"Ben neden kimsenin yapamadığı seyler yapıyorum? Ailem de mi benim gibiydi?" Amcam başıma bir şey gelmesinden korktuğu için mi ailemle ilgili şeyleri benden saklıyordu. "
Bu çıkmazı olmayan soruların elbet bir gün cevabını bulacaktı.
Ozan kanepede uyuyakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
👓ARAYIŞ👓
FantasyBir gün Ozan ve Ardıç yolları kesişir. Bunların yollarının kesişmesi kesinlikle bir tesadüf değildir. İkisinin büyük bir ortak noktası vardır: Özel güçler.