Araba çoktan hareket etmişti. Annemgil yoktu. Sadece ben ve onlar. Korkudan tir tir titremem gerekirken hiçbir şey hissetmiyorudum. Sanki her gün gece yarısı mafyalar tarafından kaçırılıyormuşum gibi.
"Nereye gidiyoruz?"
1.80 boylarında, esmer, takım elbiseli korkutucu bir adam cevap verdi.
"Cehennemin dibine."
"Kaç yaşına gelmişsin hâlâ ergen gibi cevap veriyorsun. Komik."
Adam bu sefer ters ters baktı. Zifri karanlık yolda ormanın içinde iki katlı bir villanın önünde durmuştuk. Burası hayal ettiğimden çok daha korkutucuydu. Uyku sersemi rüyayla gerçeği ayırt edemeyen benin yerine, neye uğradığını şaşıran, aşırı korkan ben geldi.
Ozan
Ardıç'ın gece yarısı gitmesi hiç ama hiç normal değildi. Endişelenmeye başlamıştım telefonunu açmıyordu. Huzursuzlanıyordum. Ardıç'tan herhangi bir önemli durum için aldığım abisinin numarasını saate aldırış etmeden aradım. Terbiyesiz bir hareketti ama hiç yoksa merakımı giderirdim. Telefon uzun süre çaldıktan sonra uykulu bir ses tarafından açıldı.
"Alo n'oldu bu saatte?"
"Burak biliyorum uykulusun ama senden bir şey istemem lazım."
"Pekâla"
"Kalkıp odaları gezer misin? Evde senden başka biri var mı?"
"N-e demek senden başka biri var mı? Annem, babam, arda var."
"Burak sen bir bakar mısın?"
***
Ozan'ın söylediklerinin üzerine hızlı bir şekilde yataktan kalkıp evi dolaşmaya başladım. Oturma odası boştu. Arda'nın odası ve salon da boştu. Korkarak annemgilin odasının kapısını açtığımda yutkundum. Burası da boştu. Ellerim titremeye başlamıştı.
"O-ozan evde kimse yok. Kimse bana şey söylemedi , mesaj veya notta yok."
Paniklemeye başlamıştım. Mesele evde tek olmam değil gece yarısı herkesin ilginç bir şekilde kaybolmasıydı. Ciddi anlamda korkuyordum.
***
Burak'ın sesi titriyordu. Korktuğu her halinden belliydi. Nefes sesleri geliyordu.
"Burak yanına gelmemi ister misin?"
"Gerek yok. Ya da var. Evet var."
Hırkamı ve çoraplarımı giyip, arabanın anahtarını cebime koydum. Ulviş'e mama ve su katıp başını okşadıktan sonra evden çıkıp kapıyı üç kere kilitledim.
Arabaya bindiğimde torpidodan bir tane sigara alıp yaktım. Adrese kaybolmadan gitmeye çalışıyordum. Uzak değildi. Aşağı indiğimde Burak'ı aradım.
"Kapıyı aç."
"Girebilir miyim?"
Burak evet anlamında kafasını salladı.
Burak biraz sakinleşmiş görünüyordu.
"Bu olay hiç normal değil. Bir anda annenler geldi. Ardıç gel acil bir durum dediler. Ardıç apar topar toplanıp hemen çıktı."
Burak da ben de endişeliydik.
"Bir şey olmamıştır demi?"
"Olmuş olabilir."
"Sağ ol çok rahatladım."
Bir süre oturma odasında oturduktan sonra iki gündür doğru düzgün uyumadığım için kanepede sızmıştım.
Uyandığımda üstümde bir battaniye vardı. Ayağa kalkıp Burak'ın odasına doğru gittim. Kapı hafif aralıklıydı. İçeri doğru baktığımda Burak'ın uyanık olduğunu gördüm. Kapıyı tıkladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
👓ARAYIŞ👓
FantasyBir gün Ozan ve Ardıç yolları kesişir. Bunların yollarının kesişmesi kesinlikle bir tesadüf değildir. İkisinin büyük bir ortak noktası vardır: Özel güçler.