Hepsi meraklı gözlerle bana bakıyordu. Şimdi söyleyemezdim. Birde bunca karışıklığın içinde bunu söyleyemezdim.
''Hiç hiç bir anda güçlendim işte çok kan içtim galiba''
Galla:''Nedense buna pek inanasım gelmiyor.''
''Şimdi burada boş boş durup bunları mı konuşacağız?''
Merve:''Doğru söylüyor arkadaşlar''
Kim jong kook:''O zaman avlanalım'' diyerek ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladı. Bende diğer tarafa doğru koşmaya başladım. Okla vurduğum cadıların üzerinden oklarımı aldım. Onlar yine bana lazım olacaktı.
Beyza:''Benide bekle beraber avlanalım''
''Tamam hadi'' her şeye rağmen Beyza'nın düzelmesi beni mutlu etmişti. Eskisi gibiydik. Arkadaşım artık konuşuyordu. Bu üzüntüden sıkıntıdan kurtulması gerçekten çok iyi olmuştu.
Beyza:''Bir kaç ok daha alalım gayet iyiydin.''
''Teşekkür ederim iyileşmenede sevindim.''
Beyza:''Ben artık Cevher'im ve Cevher asla güçsüz değildir.'' Fısıldayarak :''Beyza gibi değildir.'' gözlerinin içine baktım. Gözlerinin kırmızısı koyu bir hal almıştı. Kendinden emindi. Böyle baktığı için biraz korkmuştum aklından neler geçiyordu acaba ne planları kuruyordu. Yanıma yaklaştı ve bana sarıldı. Gözlerim birden bulanıklaştı. Üzerinden yayılan gücü hissediyordum. Doğru söylüyordu. Artık o Beyza değildi Cevher'di...
Cevher:''Şurada bir geyik gördüm. Sende şuralara bakın Elizabeth''
''Tamam hadi''
Ormanın içine doğru iyice gittim. Bugün hep önüme tavşan çıkacaktı herhalde... Kısa ipimi çıkardım. Bir elimle döndürmeye başladım. Tavşana iyice yaklaştım. Nefesimi tutmuş bir şekilde tavşana baktım. Elimdeki ipi fırlattım. İp tavşana dolandı. Tavşan kurtulmak için uğraşıyordu. Tavşanı elime aldım. Çuvalımı çıkardım ve içine attım. Elimi çabuk tutmam gerekiyordu. Biraz vampirlik güçlerimi kullansam bir zararı olmazdı. Elime kılıncımı aldım. Hızlı hızlı koşuyordum. Yanından geçtiğim ağaçlar sallanıyordu. Yolda gördüğüm her küçük hayvanı vurdum. Tavşan,Kuş vs... Çuvalı arkama attım. Doğruca okula doğru koştum. Okuldan içeri girdim. Yemekhanede ki aşçı kadın:''Ooo baya yakalamışsın.''
''Evet öyle oldu.'' diyerek Kapıya doğru yöneldim. Kapıdan dışarı çıkacakken Thomas'ların geldiğini gördüm.
Thomas:''Çabuk gelmişsin.'' Diyerek içeri girdi. Hepsi çuvalını kadına uzattı.
Aşçı:''Teşekkür ederim bunlar bize bir hafta yeter.''
Aşçı içeri girdi ve çıktığında elinde iki tane içi kan dolu şişe vardı.
Aşçı:''Buyurun bunu kabul edin lütfen''
''Bu ne kanı''
Aşçı:''İnsan kanı''
''Ben almayayım aşçı sağol''
Tam çıkacakken Thomas kolumu tuttu.
Thomas:''Sadece hayvan kanıyla duramazsın. Sen vampir olalı aylar oldu. ''
Cevher:''Thomas doğru söylüyor Elizabeth vampir sağlığını biliyorsun. Uzun süre içmezsen kötü bir şekilde ölürsün. Diğer vampirlerede zarar verebilirsin.''
Merve:''Madem öyle kendini düşünmüyorsan diğer vampirleri düşünde iç şu insan kanını''
''İçmeyeceğim giderim uzakta bir yerde ölürüm ama yinede içmem.''