Ormanın içine girerken içimde korkunç bir şey olacakmış gibi hissettim. Sanki bu yol hiç bitmeyecekmiş gibi....
Thomas haritayı çıkartıp yere koydu. Eliyle ışık tuttu haritaya haritayı inceliyorduk. Thomas:"Arkadaşlar ormanın bitmesine çok var günlerce yürüyeceğiz ormandan sonra cadıların şehri var. Cadıların şehrinden sonra alevli yol ve şato.. Sonunda birimiz konuşmuştu. Merve:"Madem o kadar güçlüler neden bu kadar engelli yola şato yapmışlar."
Kim jong kook:"Savaştan sonra büyü ile evlerini şato yapmışlar yollarına da engeller koymuşlar. "
Galla:"Hadi bu ormanı anlattık diyelim cadılar hemen bizi tanır. "
Ben:"Cadılar şehrine girmeden önce plan yaparız. "
Thomas:"Doğru dedin. Öyle yapalım. "
Kim jong kook:"Haydi yola koyulalim yolumuz uzun ve yorucu şimdiden yatağımı özledim. "
Yürümeye başladık. Ay ışığı ağaçların arasından önümüzü aydınlatıyordu. Thomas Beyza'nın yanına gidip ona bir şeyler söyledi. Beyza'nın iyi olmasını istiyorum şu işten kurtulmak istiyorum. Her şey ne kadar da zorlaştı. Hayatım o kadar çok değişti ki bunları birine anlatsam sen kafayı mı yedin Elizabeth derdi. Her şeye rağmen iyi arkadaşlarım olmuştu. Hepsi birer pırlanta...
Ben iç sesimle konuşurken ayaklarımın acımış olduğunun farkında bile değildim. Beyza'ya bakmak için arkamı döndüğümde Beyza:"Çok kötüyüm" diyerek yere düşerken Thomas onu tuttu. Hemen yanına gittim. Beyza diyerek Beyza'ya hafif hafif vurdum. Merve:"Beyza'nın belki kana ihtiyacı vardır. " evet anlamında başımı salladım. Ava koyuldum. Ağaca tırmandım. Etrafta şimdilik bir şey yoktu. Diğer ağaca atladım. Geyik gördüm aşağıda eveeettt küçük benimsin...
"Elizabeth" yerimden sıçradım. Ses çıkardığım için geyik kaçtı. Bu Thomas'tı
"Geyik için üzgünüm"
"Niye buradasın"
"Sana yardım etmek istedim sadece"
"Teşekkür ederim kendi başıma halledebilirim."
"Neden yüzüme bakmıyorsun Elizabeth"
"Beyza iyi değil ona hemen bir şey avlayıp kanını içermem gerek."
Diyerek diğer ağaca atlayacaktim ki Thomas kolumdan tuttu.
"Gözlerime bakar mısın Elizabeth?"
Gözlerine bakmaya başladım. Gözlerinde bir peri vardı. O kadar güçlü o kadar güzeldi ki. ..
Tam bir şey söyleyecekken Thomas eliyle ağzımı kapatıp "Şşşt! Sakın konuşma sadece gözlerime bak"
Thomas daha çok yaklaştı bana elini yüzüme götürdü. Dahada yaklaştı. Beni öpecek. Olmaz sevgili olamayiz imkansız bir şey bu kaçmam gerek diyerek hızla döndüm. Aşağı düşüyordum ki Thomas kolumdan tuttu ve beni yukarı çekti.
" Thomas benim Beyza'ya bir şeyler bulmam gerek"
"İyi o zaman bende bir kaç yiyecek bulayım." Aşağı indim. Sessizce ilerledim. Karanlıkta her şeyi gözüm iyi görüyordu hatta gündüzden bile iyi görüyordum. Yaprakları itip yürümeye devam ettim. İşte geyik ağacın yanında ot yiyordu. Ona doğru sessizce yaklaştım. Ağacın etrafından dolaştım. Kanının kokusunu alabiliyordum. Dişlerim sivrileşti. Çok hızlı sessiz hareket ediyordum. Üzerine atladım. Dişlerimi boynuna geçirdim. Kanını içmeye başladım. Kendimden geçmiştim. O anda aklıma Beyza geldi ne yapıyordum ben onun için bu zavallı hayvanı öldürmüştüm. Geyiği bacaklarından tutup sürükledim. Beyza hala baygındı. Merve:"Bu halde içemez."
"O zaman kanı ben çekip bir kaseye koyayım. "
Thomas:"İyi fikir" gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. Bakmamıştım olmazdı. Geyiğin kanını çekmeye başladım. Galla kase getirdi. Ağzımda kanı temizleyerek koydum. Bunu ders kitabında görmüştüm. Ve oluyordu.
Yani ben hasta olsam bile kanı temizledigim için ona zararı olmayacaktı.
Kase dolmuştu. Galla alıp kaseyi Merve'ye verdi. Merve Beyza'nın ağzını açıp kasedeki kanı Beyza'nın ağzına akıtmaya başladı. Beyza yutkundu. Yavaş yavaş gözlerini açtı ve kanı bitirdi.
"Ne oldu bana?"
"Sadece yorgun düştün hadi geyikteki kanı da em " dedi Thomas ..olamaz kanın neredeyse hepsini içtiğimi anlarlar mıydı ki? Hepsinin gözünde düşerdim. Beyza geyiğe yaklaşıp kanını emmeye başladı. Hala emiyordu. Hadi bırak artık emmeyi başka zaman kan içmezdi. Bende zordan içiyordum. Ne oldu da böyle olduk hiç bilmiyordum.
Beyza:"Kanı bitti" dedi.
Thomas:"Nasıl hemen mi!"
Beyza:"Evet"
Şimdi her şey ortaya çıkacak ve artık hiç biri benimle eskisi gibi olmayacak. ..
