One Shot

846 59 3
                                    

Neşeli kuşların çıkardığı o mükemmel sesle birlikte gözlerimi araladım. Evde ki güzel kokuların burnumu doldurmasına izin verdim. Tanıdık kokular eşliğinde yatağımdan çıktım ve yavaşça hazırlanmaya başladım. Okul formamı giydim ve yavaşça odamdan çıktım. Her şeyiyle ezberlediğim odanın önünden geçerken içeride ne yaptığını merak ettim. 

Henüz uyanmadı mı acaba ? 

Kapalı kapının önünde bir süre daha bekledim. Sonra odadan gelen alarm sesini duydum ve o alarmın sessizliğe gömülüşünü dinledim. Uyanmıştı yüzüm de fark edemediğim bir gülümseme belirdi, yavaşça merdivenlere yönelip mutfağa ilerledim. Annem arkası dönük bir şekilde kahvaltı hazırlamaya devam ediyordu. Yavaşça yaklaştım ve kollarımı beline sıkıca sardım. Annem korkuyla yerinde zıpladı ama sonrasında gülümseyip elindeki kaşığı tezgaha bırakıp ellerimi tuttu. Kafamı annemin minik ama sıcacık omzuna yerleştirdim. 

'' Günaydın bebeğim. '' 

'' Günaydın bayan Wu. '' 

Annem ellerimin arasından sıyrılıp bana baktı ve gülümsedi. Ona bayan Wu dememden hoşlanıyordu, bu onu gülümsetiyordu. Gözlerinin içine baktım bana huzur veren ikinci gözlere. Uzun süre babamın yasını tutmuştu bu gözler. Uzunca yıllar arkasından göz yaşı dökmüştü. Annemin ellerini tuttum ve onlara baktım. Beni yetiştirmek için çeşitli işlerde çalışmıştı. Her gece, yada gündüz bulduğu her işte çalışıp, beni daha iyi yetiştirmek için çabalamıştı. 

Yeniden annemin uzun zamandır parlayan gözlerine baktım. Mutluydu. Eskisinden daha mutlu. Bay Wu ile tanıştıktan sonra çok mutluydu. Bana ilk evlenmek istediğini söylediğinde onu kaybedeceğimi düşünmüştüm ama düşündüğüm gibi olmamıştı. Annem mutlu olsun diye evlenmesine karşı çıkmamıştım, eğer evlenmesine karşı çıksaydım annem Bay Wu ile evlenmezdi buna emindim. 

Bay Wu ile anlaşamayacağımızı düşünmüştüm hep, beni istemeyeceğini ve annemi elimden alacağını düşünmüştüm ama aksine o hem annemi çok sevmiş hemde bana kendi oğlu gibi davranmıştı. 

'' Neden sessizsin bebeğim ? Canını sıkan bir sorun mu var ? '' 

'' Hayır hiç bir sorun yok anne sadece. . . duraksadım ve gibi bir sır verecekmiş gibi kulağına dudaklarımı yaklaştırdım. . . Seni seviyorum. '' 

Annem kocaman gülümseyip elini yanağıma yerleştirdi.

'' Bende seni seviyorum benim minik pandam. '' 

Anneme gülümsedim oda bana karşılık verdi. Sıkıca sarıldım anneme. Ona çok şey borçluydum, önce bana hayat verdiği için sonra ise o hayatta ölene kadar yanında olmak istediğim ilk aşkımla karşılaşmamı sağladığı için. 

Annemden ayrıldım ve masaya oturup Bay Wu ve Kris'in gelmesini bekledim. Bu arada annem de yaptığı işe geri döndü. Gözlerimi kapattım ve bu eve ilk geldiğim anı düşündüm. Kocaman bahçesinde, kocaman bir ev gibi görünmüştü o zamanlar bu ev bana. Küçücük bedenimi korkuyla sarsacak kadar büyüktü. Evden içeri annemin eline tutunarak girmiştim. Bay Wu o zamanlar bana korkutucu geliyordu, sert bakışları her zaman beni korkuturdu ama aslında o sert bakışların altında yumuşacık bir insan saklıydı. Ona benziyordu oğlu da... Onun da sert bakışlarının altında küçücük bir çocuk vardı. Kris hala bir çocuktu görünüşünün aksine. 

Babasının elini tutuyordu onu ilk gördüğüm zaman, tıpkı benim anneme sığındığım gibi oda babasına sığınıyordu. Gözleri annem ve benim aramda gidip geliyordu. Korkuyordu, belliydi. Benim gibi oda korkuyordu. Annem ona ilerleyip sarılmak istediğinde geri çekilmişti, babasının ona bakışlarını gördüğünde kafasını eğdi. Annem onu zorlamak istemiyordu ama bize alışması lazımdı. Tıpkı benim onlara alışmam gerektiği gibi onunda bize alışması gerekiyordu. 

Sessizliğin Aşkı (One Shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin