06| para çok şeyi satın alabilir belki. ama dostlukları değil.

176 30 32
                                    

İyi arkadaşlıklar, hayatınız boyunca size verilebilecek tamamen şansa bağlı mükemmel bir hediyedir.

Para çok şeyi satın alabilir belki. Ama dostlukları değil.

⊰᯽⊱┈──╌❊╌──┈⊰᯽⊱

"Duydun mu?"

Hermione arkasından gelen ses ile meraklandığu için kaşlarını hafifçe çattı ve oldukça heyecanlı görünen kızıl saçlı oğlana döndü. "Ne oldu?"

Ron heyecanla bütün yazıhaneyi bağırarak ayağa kaldırabilirmiş gibi görünüyordu. "Az önce bir asker arkadaşımdan öğrendim. Harry, Londra'yı geri dönüyormuş!"

Bu cümle üzerine gözleri kocaman olan Hermione taşıdığı oldukça ağır gibi görünen kağıt yığınını elinden düşürdü ama ne söylenerek toplamak için yere eğildi ne de başka bir şey yaptı. Sadece "Ne?" diye fısıldamakla yetindi.

"Evet!" dedi Ron iş saatleri içinde olduklarını umursamadan bağırdı. En azından yazıhanede müşteri yoktu.

Kabarık saçlı kız nasıl olduğunu anlamadığı bir sevinçle ne yaptığını bile bilmez gibi Ron'un boynuna sarıldığında sevincine fazla odaklanmıştı. Öyle belini saran ellerin birkaç saniyeliğine girdiği şoktan, tereddüt ettiğini fark edememişti bile.

Normal bir zaman diliminde kolay kolay kızarmayan kadın, yüzüne yerleşen kırmızının en derin tonu var ile ne yaptığını anlayarak kollarını adamın boynundan çekti. "Şey- pardon." dedi hızlı hızlı. "B-birden sevinince falan, bilirsin..."

"Yok- yok. Hiç önemli değil." dedi Ron onu sakinleştirmeye çalışırken güldü. Az önce boynunda dolanan kolların olduğu yerler karıncalanıyordu.

Birbirinin gözlerine bakmaya çekinen ikili içten içe gülümsemelerini gizlemekle meşguldü. Gizliden gizliye ne kadar utanç verici olduğunu düşünürler düşünsünler bu, öğle arasında beraber kahve içerken eski anıları yâd etmelerine engel değildi. B

...ve biliyorlardı ki aynı eskiden olduğunu gibi ne zaman doğru düzgün vakit geçirmeye çalışsalar didişmeden beş saniyleri geçmeyecekti.

Nitekim öyle de olmuştu.

"...ya- gülmesene! Uf- o zaman da çok dalga geçmiştimiz zaten siz iki gıcık."

Kızıl saçlı oğlan, önünde duran kızın attığı trip ile dalga geçmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Ama kontrol edilemez bir şekilde kıkırdamaya da engel olabildiği söylenemezdi.

Hermione ise çocuk gibi kollarını önüne bağlamış, başını kasti olarak yana çevirmişti. Kaşlarını çatmış, karşısında oturan Ron'dan başka her yere bakıyordu.

"Hadi ama." dedi Ron elinde tuttuğu kahve bardağını masaya koyarken. "Kafanda canladırırsan gülmeye engel olamazsın."

Hermione ise kafasında beliren sahne ile gülmemek için kendini sıkıyordu. Şu anda inatçı role bürünmesi gerekiyordu.

Ron sırıttı. "O zamanlar daha manyaktın." dedi. "Sana bulaşan McLaggen'ın kafasına daha ne olduğunu bile anlamadan elindeki kitapları indirmiştin."

"Sonrasında sen ve Harry'nin çevirdiği işleri de unutmadım." dedi Hermione azarlayarak. "Çocuk neye uğradığını şaşırmıştı sizin yüzünüzden."

"Hak etmişti." dedi Ron omuz silkerek. "Senden hoşlanıyordu falan ama reddetmene rağmen düşmemişti yakandan."

Hermione, gözlerinin önüne gelen hatıra ile sırıttı. "İflah olmazsın Ron Weasley."

letters to no one | romioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin