[not!: bu bölüm bana ait değildir, çeviridir. çeviri bana aittir.]
SANA VERDİKLERİ TAKMA AD NE OLURDU?
[uyarı!:altı çizili olan yerler fesat düşünmeniz gereken yerler.]
[uyarı2!: sadece Weasley erkekleri.]
Bill Weasley:
• Bill'e göre, sen onun 'aşkı'sın, açık ve net. Zaten Bill aklında olan o geniş ve güzel duyguyu kendisi de karmaşıklaştırmak istemiyor. Onun için, 'aşkım' söylemesi gereken her şeyi temsil eder.
• Onun seni, ve bazen senin onu, rahatlatması gerektiği bir durum olduğu zaman sana verdiği takma ad değişebilir. Kötü bir durum olursa, iyi anılarınızı hatırlatmak ve yüzünde bir gülümseme olmasını sağlamak için sana 'tatlım' diyebilir.
• Bill özel zamanlarda adını, özellikle tam adını söylemekten hoşlanır. Ona burada onunla birlikte olduğunu, onu sevdiğini ve onun olmayı seçtiğinizi hatırlatır. Benzer bir şekilde, senin de ona 'William' dediğini duymaktan hoşlanır. Özellikle, birbirinizi tam olarak gördüğünüz anlarda, 'William' daha çok hoşuna gider.
• Evlendikten sonra, Bill sık sık 'Öyle mi, Bayan Weasley?' 'Ciddi misin, Bayan Weasley?' 'Evet, Bayan Weasley.' diyerek seninle alay ederdi. Düğününüz bittikten saniyeler sonrasında bu şakaya başladı ve o günden beri devam etti. Arada bir bunu belini kavrayarak da söylerdi.
• Çocuk sahibi olduktan sonra, Bill sana 'anne' demeyi severdi. Tıpkı çocuklarınızın ona 'baba' dediği gibi.
• Birlikte anne ve babasının sahip olduğu kadar güzel bir ev inşa ederdiniz. Senin gibi birinin onun için; sadık bir eş, anne ve sevgili olarak görmenin bir rüya gibi olduğunu kanıtlamak için her seferinde sana özel lakaplar takardı. Her yerde senin ona tekrardan aşık olmanı sağlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Charlie Weasley:
• Charlie, basit düşünür. Genellikle ismini söylemeyi tuhaf ya da eğlenceli lakaplara tercih eder. Seni isminle birlikte çok güçlü görür ve lakaplarla küçümsemek istemez.
• Bu düşünceyle birlikte, Charlie seni sevdiğini her zaman hatırlatmak da isterdi. 'Aşk' veya 'aşkım' çok fazla kullandığı lakaplar arasındaydı, özellikle sarhoş olduğu zaman tek söylediği kelime bunlardı. Her seferinde sana onunla birlikte olmayı kabul ettiğin için çok şaşkın olduğunu ve sensiz yaşayamayacağını anlatırdı.
• Bir süre Romanya'da birlikte yaşadıktan sonra, kulağa hoş geldiği ve ejderhaya benzediği için sana 'Dragostea Mea' demeye başlardı.
• Özel anlarınızda, çoğu zaman, sadece 'güzelim' demeyi tercih ederdi. Birlikte yatakta yatarken ve elleriniz birbirine kenetlenmişken bunu bir şarkı gibi söylerdi. Seni öperken arada bir duraksar ve 'güzelim' dedikten sonra öpmeye devam ederdi.
