★Bölüm 5★

104 15 4
                                    

Helen, Zed dengesini bozduğunda anlık sersemlemişti ve hızlı bir dönüş yaptığında dengesi kayboldu ve düşecekken gelen saldırıyı gördüğünde yere basan son sağ ayağı ile kendini geriye itti. Helen geri gittikten sonra doğruldu ve pozisyonunu geri toparladı. Zed gülümsedi ve elindeki ipi çektiğinde Helen'nin altından ip çıktı ve bir av gibi yakaladı. Helen ne olduğunu şaşırmıştı. Helen şaşkınlıkla "N-Ne zaman?" Zed "Benim bahçemdesiniz Helen abla. Burası eski bir avam dediğiniz kişinin evi sayılır. Güçsüz olduğumdan elbette bir sürü tuzak olacaktı." Zed sırıttı. Helen şaşkınlıkla ayağına baktı "Ayağıma takılan ip! Onu mu aldın?!" Zed gülümsedi "Evet ayağınız altında tuzağın ipi vardı ve dengenizi bozduğumda anda toparlanmak için arkaya dönmeye başladığınızda ip açığa düşmüştü. Ben ise hızla ipi aldıktan sonra kılıcımı aldım ve öylesine bir saldırı yaptım. Fark ettiyseniz o saldırı boynunuza değildi. Size biraz daha geri uzaklaştıracak omzunuzaydı!" Helen'in gözleri kocaman açıldı. Helen gülümsedi "Ancak sence bu bir işe yarar mı?" Helen'in etrafında ateş oluştuğu anda ipler yandı. Ayakları zemine bastığında kılıcını sertçe sıktı ve saldırdı..

*******

Zed gülümsedi ve Helen saldırdığı anda ayağını sertçe yere vurduğunda bahçe titredi. Helen hızla tuzak olduğunu düşündüğü için ağaca doğru zıpladı. Zed sırıttı ve elini Helen'e doğrulttuğu anda baş parmağı altta kalacak şekilde diğer parmaklarını kapatmıştı. Helen ağacın dalına bastığı anda dal kırıldı ve yere düştüğünde zemine değil biraz daha aşağı düşmüştü. Zed kendini tutamadı ve kahkaha attı. Helen, Zed'in zekasına hayran kalmıştı ve daha fazlasını istiyordu. Helen kılıcıyla üstüne inen demirden kapıyı kesti ve dışarı çıktığında bir aura yayılmıştı. Zed biraz daha yakınlaşmıştı. Zed tedirgin oldu ve geriye doğru adım atıyordu. Helen "Saf gücün karşısında hile işe yaramaz!" Helen hızla bütün hızıyla Zed'e saldırdığında Zed sırıttı ve geri çekilirken ayağına doladığı ipi ayağıyla sağa çekti. Zed "Ah.. Öyle mi?" Helen tam yakınlaştığı anda toprağın altında bir hava çıktığı anda her yer toz duman olmuştu. Helen hızla kılıcını yerine koydu ve yumruğuyla yakın muharebe tekniğini kullanacaktı.. 

Helen boynunda soğuk bir metal hissetti ve arkasından kulağının dibinde bir ses "Kazandım." Zed geri çekildi. Tozlar indiğinde Helen gülümsedi "Başladığın işi bitirmelisin Zed!" Helen kılıcını tuttu ve çektiği anda garip bir his hissetmişti. Zed sırıttı "Bunu mu arıyordun?" Zed'in elinde Helen'in kemerine koyduğu kılıç vardı! Helen'in elinde ise tahtadan bir kılıç..Helen gülümsedi "Kaybettim. Ancak her zaman bahçede olmayabilirsin. Yine de öğrenmelisin!" Zed "Elbette öğreneceğim." Zed sırıttı "Ancak ne zaman olduğuna ben karar veririm." Zed elindeki kılıcı yere sapladığı anda bir mekanik sesi duyulduğunda Helen'in olduğu yer iki yana açıldı. Helen içeri düştüğünde Zed'e sövüyordu.. 

Zed kahkaha attı "Çok fazla abartmayın lütfen Helen ablacım.." Helen'in sesi daha fazla çıktı "Seni velet!!!" Zed kahkaha attıktan sonra kılıcı aşağı attı. Zed bahçenin köşesindeki taş kuklanın önüne geçti ve derin nefes alıp veriyordu. Zed şu anda dış dünyadan ayrılmıştı. Zed gözlerini kapattığı anda bir teknik belirdi. Zed elindeki kılıç ile arka arkaya saplama hareketleri yaparken manasını kılıçların ucundan gönderirken dıştaki manayı kontrol ediyordu. Zed toplam 20 saplama yaptıktan sonra kılıcının ucunda mavi bir ışık oluştu ve Zed daha bir kaç metre uzaktayken taş kuklaya doğru bir saplama hareketi daha yaptığı anda mana topu uçarak taş kuklaya çarptığı anda patladı.. Zed gülümsedi "Saniyede dört saplama hareketi. Toplam beş saniyemi aldı ve verdiği güç iyiydi. Kullanılabilir ancak yoruyor ve uzun. Pratik yaparken kullanabilirim..." Zed umursamadı ve başka bir teknik kitabını incelediğinde Helen delikten çıkmıştı..

Helen sinirle Zed'in ensesine geçirdi. Zed acı ile ensesini tuttuğunda gülümsedi ve döndü. Helen halen sinirliydi ve vurmak istiyordu. Ancak kendini dizginledi "Ne çalışıyorsun?" Zed "Aklıma gelen bir şey." Helen elini beline koydu "Göster bakalım marifetini.." Zed, Helen'e yaklaştığında Helen "Çocuklara ilgim yok. Tekniğini göster demek istedim.." Zed iç çekti "Bende başka bir şey sanmıştım. Tüh kaçırdınız.." Helen "Kaçırdım mı? Hissetmeyecektim zaten.." Zed yumruğunu sıktı "Pekala.." Zed içinden 'Harbi küçük lan!' Zed iç çekti ve kahrolmuştu. Zed kılıcı tuttu ve saplama hareketleri yaparken büyük bir mavi ışık Helen'e gidiyordu. Helen hızlı bir hareket ile mavi topa doğru hilal bir saldırı yolladı. İki saldırı birleştiği anda patlama sesiyle iki saldırıda etkisizleşti. Zed manasızlıktan tek dizinin üstüne çöktü. Helen dimdik dururken gülümsemişti. Helen, Zed'in yanına geldi ve elini uzattı. Zed, Helen'den yardım alarak ayağa kalktı. Zed "M-Manam.." Helen "Sanırım evet. Manan bitti. Ne kadar tüketiyor?" Zed "Yaklaşık 60 civarında." Helen şaşırdı "Şu anda senin için yüksek bir sayı. Zor zamanlarında kullan." Zed kafasını salladı. Zed ve Helen bahçeye bakanları umursamadan gittiler. Bahçe bir savaş alanına dönmüştü adeta..

Yarın olmuştu ve Zed sabah kalktığında yatağında kalktı ve banyo yaptıktan sonra odasından çıktı. Zed odasından çıktığında hissettiği garip bir his vardı. Zed yavaşça bir ara koridora doğru yaklaştı. Zed iki kişinin konuştuğunu gördüğünde dinlemeye başladı. Adam "Bunu İrene'nin yemeğine koyacaksın! Unutma efendi Oliver bunu en yakın zamanda olmasını istedi!" Hizmetçi eğildi "Emredersiniz efendim!" Zed yumruğunu sıktı ve ikilinin yüzünü ezberlemişti. Zed hızla koridordan uzaklaştı ve hizmetçinin gittiği yöne baktı. Zed gülümsedi "Yemekhane!" hızla yemekhaneye indi ve her zamanki gibi ballı çörek istediğinde hizmetçi kadın Zed'e ballı çöreği verdi. Zed yürürken birine takıldı ve yere düştüğünde çöreğe baktı. Zed "Çöreğim.." Hizmetçi hızla Zed'in yanına gitti. Hizmetçi "Efendim lütfen ballı çöreklerinizi böyle yere atmayın. Sizin için yeni bir tane yapayım." Zed kafasını salladı. Hizmetçi bir kaç dakika sonra Zed'in oturduğu yere geldi ve çörekleri vereceği anda Zed "Ben gene düşüreceğim sanırım. Elim acıyor acaba bana yardım eder misiniz?" Hizmetçi biraz düşündü.. Hizmetçi "Tabi ki prense eşlik etmekten gurur duyarım." Zed gülümsedi "Teşekkür ederim annem benim odamda lütfen beni takip edin." Zev ve hizmetçi, Zed'in odasının önündeydiler. Zed kapıyı açtığında Zed "Annem banyoda. Masaya koyun lütfen." hizmetçi yatağın yanındaki masaya koyduğunda geriye döndüğü anda bir el onun boğazından tuttu ve çelme takarak yere düşürmüştü..

Zed'in gözleri kıpkırmızı parladı. Zed "Neden?!" hizmetçi korku ile "B-Ben.." Zed sırıttı "Çöreğe zehir koydun bilmiyor muyum sanıyorsun?" hizmetçi gözlerini kaçırdı "Ben öyle bir şey yapmadım efendim." Zed gülümsedi "Bende seni öldürmedim öyleyse.." Zed sağ elini kadının yüzüne koyduğu anda elinden ateş çıktı ve kadının yüzü yanarken çığlık atacağı sırada Zed avucuyla ağzını bastırdı ve sesi çıkmıyordu. Zed hizmetçi can çekişirken "Anneme zarar vermeye çalışanların cezası için hafif bile.." sırıttı ve sol eliyle alt tarafa indi ve karnından ateşleri arttırdı. Hizmetçi acı içinde öldüğünde Zed sırıttı ve elini hizmetçinin kalbinin üstüne koyduğunda mavi bir ışık elinden bedenine girdi. Zed gülümsedi hizmetçinin manasını çalmıştı! 

Zed manası dolduğunda rahatladı. Zed hızla cesedi sakladı ve odasını temizledi. Zed ballı çörekleri de çöpe attıktan sonra odasından çıktı ve diğer zehri veren adamı arıyordu. Zed uzun bir zaman aradıktan sonra bulamayınca iç çekti ve odasına gidiyordu. Zed odasına bir kaç metre kala tanıdık bir ses duyduğunda soluna baktı. Zed sırıttı aradığı kişiyi bulmuştu. Zed yavaşça ilerledi ve adamın pelerininden tuttu. Adam kendisini tutan kişiye baktı "Sen? Prens Zed'di değil mi?" Zed kafasını salladı "Evet ben Zed. Bir hizmetçi sizi tarif etmişti. Sabahtan beri sizi arıyor. Şu tarafa gitti." Zed eliyle ara koridoru gösterdi. Adam eğildi "Teşekkür ederim Prens Zed hazretleri!" Zed kafasını salladı ve odasına gidiyordu. Adam hızlı bir şekilde ara koridora girdiğinde hizmetçiyi aramaya başladı. Adam şüphelendi "Yoksa!?" Adam hızla geri dönerken bir odanın içine çekildi. Adam ne olduğunu daha anlamadan boynunda bir tane hançer vardı. Adam son nefesini verirken bir kişinin kırmızı gözlerini görmüştü. Zed sırıttı ve odadan çıktı.

Zed odasına çekildi ve gözlerini kapattı. Zed yavaşça gözlerini araladığında bu gün ne yapacağını düşünüyordu...


Zaman atlaması geliyor :))

Hazırız değil mi?

Karanlığın Varisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin