★Bölüm 6★

102 14 1
                                    

Zed odasına çekildi ve gözlerini kapattı. Zed yavaşça gözlerini araladığında bu gün ne yapacağını düşünüyordu...

******

4 Yıl Sonra...

Zed yeni odasında gözlerini açtı ve İreneyi uyandırdıktan sonra birlikte yemeğe inerken. Zed'in üstüne doğru bir çok kişi yürüyordu. Zed elini İrene'nin önüne koydu ve önüne geçti. Zed "Oliver ve Thorn. Ne yapıyorsunuz burada?" Oliver "Bu gün bir çöpe ders vereceğiz! Değil mi abi?" Thorn sırıttı "Evet.. Dün seni Arya ile görmüşler ne ayak? Senin gibi bir avam prensese mi sulanıyor yoksa?" Zed sırıttı "Sulanmak mı? Onu sizin için demeliyiz bence..  Hem burada eğer savaşırsak ve anneme bir şey olursa kafanızı sarayın duvarına asarım!" Zed'in gözleri parladığı anda büyük bir öldürme niyeti salınmıştı!

İkili korku içinde titrediklerinde Zed'e saldırma emri verdiler.. İkisinin arkasından gelen 15 kişi ile Zed sırıttı ve belindeki hançeri çıkardığı anda ilk gelenin kafasını kopardı ve saçından tutarak sağındaki çocuğa salladı. Çocuk kafayı gördüğü anda zaten midesi bulanmıştı ve yüzüne geldiği anda ise yere düştü ve kopmuş kafanın yanında gözlerini kapattı. Zed göğsündeki cepten üç tane suikastçı fırlatma bıçağı çıkardı ve gelen diğer üçlüye fırlattığında üçlünün alnından giren bıçaklar ile yere doğru düştüler.  Düştüklerinde ise kafalarını sert vurdukları için bıçak kafalarının arkasından çıkmıştı. Zed arkada kalan kişilere baktığında durmuşlardı. Sayıca üstünlüğü kimse o zaman inanmadı çünkü önlerindeki bir iblisin tekiydi!

Zed sinirle "Siktirin gidin lan buradan! Sizi bir daha saldırırken görmeyeceğim yoksa ailenizin kafasını çiçek olarak cenazenize getiririm!" Zed'in gözleri parlarken kimse durmadı ve kaçtılar. Zed iki prense döndü "Edward'ın hep sizi kurtaracağını mı sanıyorsunuz? Savaş başladığında organlarınızı duvarlarıma asacağım!" Zed, İrene'nin elinden tuttu ve aşağı kata indi..

Zed iki ay önce gücünü göstermişti. Bunu yapmasındaki asıl amaç çok fazla suikast düzenlenmesiydi. Zed partide bir soylu, İrene'ye hizmetçi diye aşağılayıp sarkıntılık yaparken Zed yanlarına geldi ve soylunun boğazını kopardı. Arkasından ise alt takımlarını parçaladı. Zed en son "Anneme bir kerede daha saldırı veya bu şekilde saygısızlık olursa bu piçten daha beter olursunuz!" Zed ve İrene partiden ayrılmıştı...

Zed ve İrene yemeklerini yedikten sonra birlikte odaya geri döndüler ve İrene halen hasta olduğunda yatağa uzandı. Zed ise odanın kapısındaki muhafızları dikkatle  uyardıktan sonra çalışma sahasına gitti. Zed sahada bir köşeye oturduğunda durumuna göz gezdirdi..

İsim : Zed Lonestar

Yaş : 12

Level : 28

Elementler : Ateş - Karanlık - Yıldırım

Irk : Yarı insan - Yarı şeytan

Güç=106 - Zeka=258 - Çeviklik=102 - Dayanıklılık=126 - Şans=96

Can : 680/680

Mana :920/920

Puanlar : 0

Zed bu dört yılda fazla uğraşmasa da baya gelişmişti. Seviye atlamaya çalışsaydı belki 40'lara yaklaşırdı ancak kütüphanesini geliştirerek bir çok kara büyü ve yeni öldürme stilleri öğrenmişti. Tabi ki bir çok teknikte.. 

Zed gülümsedi ve ayağa kalktığında yanındaki demir kılıcı eline aldığında karşısındaki kukla mekanizmasını aktifleştirdi. Zed hızla saldırdığı anda ilk kukla daha bir kaç saniye içinde yok parçalara ayrılmıştı. Bu sadece bir yumruktu.. Zed dönerek kasırga çıkardı kılıcıyla ve etrafındaki kuklaları geriye attığı anda ceplerinden bıçaklarını çıkardı ve hepsine fırlattığında bıçakların değdiği yer patlıyordu. Zed bu tekniği şans eseri zihninde gezerken bulmuştu.. Zed'e doğru hızla gelen kuklalar Zed'i sıkıştırmaya başladıklarında Zed sırıttığında karanlık bir duman bedeninin yüzeyinden çıkmaya başlamıştı. Dumanlar yeri kapladığı anda odanın içi tamamen mutlak körlüktü. Tek bir kişi görebiliyordu o da Zed'di! Zed tek tek kuklaları indirirken birini hissettiği anda karanlık elementini kapattı ve normal savaşmaya başladı. Zed hepsini bitirdiğinde alkış sessi duymasıyla kapıya baktı. Helen'i gördüğünde "Hoş geldin Helen." Helen "Hoş buldum Zed. Kendini geliştirmişsin baya, ben yokken.." Zed "Bir şeyler oldu işte. Her neyse söylediğim oldu mu?" Helen kafasını salladı "Evet babanın memleketi olan şehir artık sana ait." Zed gülümsedi "Pekala o zaman yarın yola çıkıyoruz." Helen bir başını eğdi "Anladım Zed." Zed gülümsedi "O günden sonra.. Bir şeyler mi oldu yoksa sana?" Helen'in yüzü kızardı "S-Saçmalama o gün.. Biraz içmiştim sadece.." Zed sırıttı ve yaklaştı.

Zed iki büyük yere baktığında sırıttı "Sen kilo mu aldın?" Helen yumruğunu sıktı ve Zed'e doğru saldırdığı anda Zed'in ayağında yıldırımlar belirdi ve saldırıdan kaçtığı anda arkasında belirdi. Zed kulağına yaklaştı "Sakin ol Helen. Sanki daha önce görmemişim gibi..." Zed üfledikten sonra odadan çıktı hızla. Helen arkasını döndüğünde Zed'i görmediğinde sinirle bağırdı "Zed!!" Zed sesi duymasıyla "İyi ki kaçmışım yahu.." Zed yemekhaneye girdikten sonra kendine yeni özel tarif yaptırdığı çilekli çöreklerden aldı. Zed kendi odasına girdiğinde üstünü çıkardı ve banyoya girdi. Zed banyodan çıktıktan sonra kıyafetlerini giydikten sonra İrene'yi uyandırdı. Zed "Anne gidiyoruz yarın." İrene duraksadı ve yemeğini tabağa geri koydu. İrene'nin gözünden yaşlar gelirken Zed'e sarıldı. Zed kendisine sarılan İrene ile kendisi de sarıldı "Hastalığın çözümünü buldum biliyorsun anne. Tek ihtiyacımız olan malzemeler." İrene gülümsedi ve Zed ile yemek yedikten sonra konuştular..

Yarın olduğunda İrene, Helen ve Zed yolculuk için toparlanmışlardı ve fayton önlerindeydi. Edward arkalarından bakarken Zed'in yanına geldi ve omzundan tuttu "Şehrinde dikkatli ol Zed." Zed gülümsedi "Elbette amca." Zed faytona girdi ve Helen'in yanına doğru oturdu. Üçlü uzun zamandır yoldaydılar. Şu anda bir gece vaktiydi ve sadece sabaha orada olacaklardı..

Zed yavaşça gözlerini açtığında Helen'in omzunda uyuya kaldığını anladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zed yavaşça gözlerini açtığında Helen'in omzunda uyuya kaldığını anladı. İrene ise karşıdaki oturakta yatıyordu. Zed yavaşça doğruldu ve esnedi. Zed ikiliye baktığında halen uyuyorlardı. Zed gülümsedi ve zihnine girdi. Zed zihnindeki alan şu anda bir köy gibiydi. Bir kaç canlı vardı ve düzenli bir işleyiş vardı. Zed kendi kütüphanesine girdiğinde eline bir kitap aldı ve okumaya başladı. Elindeki tekniğin ismi Sömürücü Eller'di. Zed kitabı okuduktan sonra zihninde bir kaç kere alıştırma yaptıktan sonra kontrol etmeyi öğrenmişti sonunda. Zed gözlerini açtığında Helen'in uyandığını gördü "Günaydın." Helen gülümsedi "Günaydın Red." Zed içinden kahkaha atıyordu. Ne de olsa işine yarayan bir teknikti..

Sömürücü Eller

Dokunduğunuz kişiye zihinsel çöküş veya fiziksel çöküş yaşatırsanız ellerinizi kişinin üstüne koyarak canını emebilirsiniz. Ek olarak canınız tam ise tecrübe olarak vücudunuza çekersiniz. Sömürülen kişinin sadece geriye tozları kalır.

Zed, Helen ve İrene sonunda şehre varmışlardı. Estria Şehri! Babasından ve onun babasından kalma olan tek şehir.. Zed şehre ayak bastığı anda muhafızlar diz çöktü ve saygılarını sundular. Bütün halk yeni krallarını yakından görmüşlerdi. Daha çocuktu ancak hissettirdiği havayı tanıyorlardı. O yüzden diz çöktüler.. İrene'yi görenler konuşmak istediler ancak şu anda kral seçilmişti ve saygı sunmaları lazımdı!

Zed bir kaç konuşma yaptıktan sonra eski kralların olduğu tahtadan binanın içine girdi. Evet burası gösterişli bir yer değildi ancak çok verimli bir alandı. Zed sırıttı ve aklına bir sürü fikir gelmişti. O sırada balkondan şehre bakıyordu..




Karanlığın Varisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin