not: bazı kısımlar, okuduğum bazı yazılardan alıntıdır. not defterimden çıkarttığım alıntıları google'a yazınca asla bulamadım bu yüzden kimlere ait olduğunu söyleyemedim. üzgünüm. <3••
Bir öğlen vakti annemin toprak rengi, beline doğru şelale misali dökülen güzel saçlarını kurutup taradıktan sonra, kahve fincanımla balkona çıkmış, -ki oldukça uzun süredir; sokağın köşesini seyrediyordum. Neyi beklediğim belliydi zira göremeyeceğimi bile bile, olur da -hani olmaz ya, oldu diyelim buradan geçerse diye kimi beklediğim de. Kırgındım işte Seokjin'e. Göğsümü parçalayan bu kırgınlığa ne razı kalabiliyor, ne davacı olabiliyordum. Özlem denilen şey bundan başka ne olabilirdi ki? Gitmek istediğim zaman ona sığınamayacağımı, sesini duymak istediğimde arayamayacağımı anladığım günden beri yokluğunu hissediyor; gün be gün artan özlemini göğüs kafesime sığdırmaya çalışıyordum fakat nafile, çalıştığımla kalıyordum çünkü aramızdaki her şey çığırından çıkmış gibiydi. Eh bizler de tanrı değildik, geçmişi düzeltelim. Kaldı ki geçmiş şöyle dursun, kendimizi affettirmek için bile adım atmıyorduk. Özlese gelirdi, istese ulaşırdı demiyorum, öncülükle bunları ben de yapabilirdim ama yapmıyordum. Böylece susuyor olmamız da birbirimizi sevdiğimiz gerçeğini yalanlamıyordu. O kibirliydi, gelmezdi, aramazdı, sormazdı; ben de kırgın.
Kahvem bitene kadar orada oturup sokağı seyrettiğim süreçten sonraysa, hüzne bulanmış gözlerimi yoldan çekip, dudaklarımın arasından saniyeler evvel ayırdığım fincanımı ters çevirerek porselenden olma alt tabağına koydum, salonda oturan annemin ve arkadaşının yanına gittim. Taehee teyzenin bize uğrayacağını duyduğumda, kahve içme isteğimi bastıramamış, ve biraz evvel fincanımı da bu yüzden çevirmiştim, çünkü bazı rivayetler; rivayetten kastım etrafta dönen dedikodular, onun baktığı tüm falların gerçeğe dayalı olduğundan bahsediyordu. İnanmasam bile zararı olmayacağını düşünüp, baktırmam için annemin sağ tarafına oturdum. Geçen vakitle birlikte sunulan ikramlar, içilen kahveler, tekrar tekrar edilen sohbetler derken Taehee teyze, ters çevirdiğim soğuk fincanıma baktı. "Hayrola Taehyung, sen falına hiç baktırmazdın."
İnanmıyorum demek kabaca kalacağından, şu an neden baktırmak istediğimi bilmez halde ikinci bahanemi sunmuş, "İnanmadığımdan değil, teyze. Daha önce hiç ihtiyacım olmamıştı." diyerek annemin tereddütlü sesiyle söze başlamadan evvel koltuğunda dikleşmesini sağlamıştım. "Şimdi neden ihtiyacın var, Taehyung'cuğum? Bir sorun mu var?"
"Hayır anneciğim sadece merak ettim." Annemin kasılan bedeni, verdiğim cevapla yavaşça eski haline dönerken, fincanımı Taehee teyzeye uzattım. Oysa fincanı reddederek en çok kullandığım sol elimi kucağına çekti. Avucumdaki çizgileri inceledi. "Bence sen, henüz fala inanmıyorsun. Önce el falına bakalım ki fikrin değişsin, uydurmadığımızı fark et. Ellerimizde dört ana çizgi var, Taehyung. Kalp, hayat, kader ve akıl çizgisi. Tabii bunun yanı sıra evlilik çizgisi gibi ufak tefek çizgiler de var. Ama ben dört ana çizgiye bakacağım. İlk olarak kalp çizgisi; bu çizgi aşk insanı mısın, kalbin kolayca kırılıyor mu, cinselliği daha ön planda mı tutuyorsun, aşkta bencil misin gibi soruların yanıtıdır aslında. Senin çizgin dümdüz, upuzun... Gerçek bir aşk insanı olduğunu işaret eder. Hayat çizgisi; ne kadar ömrünün kaldığını gösterdiği gibi -ki buna ben bile inanmıyorum, yaşamın boyunca ne tür reflekslere; daha açık olmak gerekirse ne tür kuvvet ve enerjiye sahip olduğunu, başkaları tarafından kontrol edilip edilmediğini, çekingen biri olup olmadığını gösterir. Senin çizgin kavisli ve uzun. Yani hem derin, hem uzun bir yaşama sahip olacaksın. Akıl çizgisi; ne düşündüğünü yansıtır. Senin çizgin eğimli. Yaratıcı olduğun anlamına gelir. Son olarak kader çizgisi; ipuçları verir. Senin çizgin iki tane. Yani başkaları için hayatını kolayca değiştirebilen bir insan olduğunu gösterir." dedi, avucumu kendi dizlerime bıraktı. Hakkımda neredeyse hiçbir şey bilmeyen birine göre çok doğru ve yerinde konuşuyor olması beni etkileyedururken, şaşkınlığımla beraber "Harika! Lütfen kahve falıma da bakın." demiş, ondan gelecek cevabı topuklarımı yere vura vura beklemeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
açan en güzel çiçektin gönlümde ✓
FanfictionSen kadar güzel kokan tüm çiçekleri mezarıma istiyorum.