Kitaplar ve yazarlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benim kitap okuma serüvenim küçükken başlamıştı. Yaşıtlarım, ailesinden aldığı harçlıklarla top, şeker, cips, oyuncak alırken; ben sadece kumbaramın dolmasını bekler, sonra da koşarak kitapçıya giderdim. Halk kütüphanesinden almazdım, çünkü okuduğum tüm kitapların sonsuza kadar bende kalmasını isterdim. Onları kimseye ödünç vermez, odamdan da çıkartmazdım. Tek paylaşamadığım şey kitaplarım olurdu.
Kitapçıdan çıkınca, yolda onların başına bir şey gelir diye eve koşarak giderdim. Sonra rafa düzgünce yerleştirip elime bir tanesini alır, evdeki kalabalık insan sesleri beni rahatsız edebileceği için mahalledeki boş bir dükkana giderdim.
Bazen saatlerce orada kalmak isterdim. Çünkü kitap okumadığım zamanlar bir tek kendi hayatımı yaşardım. Ancak okuduğum zamanlar; yazarlar içime öyle bir işlerdi ki, kendimi karakterlerin yerine koyar ve ânı yaşardım. Mesela günde iki kitap bitirirdim. Sabah doktorken, akşam sokak serserisi olabiliyordum yahut bir kahraman..
Böyle büyüdüm ben. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni yaşıma kitaplarla birlikte girdim. Yanımda bir arkadaş istemedim, çünkü zaten istediğim şeye sahiptim.
Otuzuma merdiven dayadım ve okuma yazmayı öğrendiğim günden beri gerek masal, gerek roman, gerek tarih, gerek şiir, gerek psikoloji, gerek araştırma-inceleme... her türden edindiğim kitaplarımın toplam sayısı on beş bini aşmıştı.
Ve eğer fırsatım olsaydı tüm parasını makyaj malzemelerine, kumara, alkole, sigaraya, oyunlara yatırıp kitaplar için 'o kadar para verilir mi?' diyenlerin çağını tümüyle değiştirmek isterdim.
Değiştirecektim de, hemde hiçbir karşılığı olmadan. Yaşadığım büyük ama sakin kasabadaki insanlara, kitapları sevdirecektim. Çünkü bu sayede onlara sadece yaprakları olan ve içinde satırlarca cümleler yazan bir şey vermeyecektim. Yeni arkadaş edinmelerini sağlayacaktım, kendi hayatlarını bulabilecekleri ve içlerini dökebilecekleri eserleri tanıtacaktım. Gençliğin, internette kurdukları dostlukların doğurduğu kötü tecrübeler sayesinde değil de, okuduklarıyla gerçek hayatı öğrenmelerini sağlayacaktım.
On beş bini aşkın gözümden sakındığım kitaplarımı, her gün evden kaçıp okumak için geldiğim ahşap dükkanda biriktirdim ve bu yaşıma geldiğimde oraya çeki düzen vererek kitapçı dükkanı yaptım. Okumaya gelen insanlardan tek kuruş almadım. Gelen kişiler belliydi, yeni olduğu için kalabalık sayılmazdı ama her yaş aralığından vardı. Bunu görmek de beni mutlu ediyordu haliyle. Küçüklüğümde olan halk kütüphanesinin kapanmasıyla burayı açmam her insanı sevindirmişti.
Hani insan sevdiği mesleği yapmalıymış ya, her ne kadar kazancımı buradan sağlamıyor olsam da mesleğimi bulmuştum. Mesela şu an yağan yağmurun altında, dün geceden kalma karlara basarak mutlu adımlarla dükkanıma gidiyordum. İşimi sevmiyor olsaydım şayet yürüdüğüm yollara küfürler savururdum, güzel gülüşümün aksine.
Dükkana vardığımda henüz içeriye girmeden şemsiyemi kapattım; üstünde biriken suları silkeledim. Yeterince temizlendiğini düşündüğüm vakit ahşap kapıyı açarak yuvam diye adlandırdığım yere girdim.
Yoongi adında bir arkadaşa sahiptim ve dükkanımı sabahları o açıyordu. Eskiden kitaplardan pek haz etmezdi çünkü dokunmatik telefonların çıktığı çağda kasabaya o lanet aleti getiren ilk Min ailesi olmuştu. Günün birinde tüm mahalleliyi başına toplayıp nispet yaptığında da o aleti kırmıştım. Yoongi'den bir güzel dayak yediğimi saymazsak, bu olay sayesinde yakınlaşmıştık. Şimdiyse buradan çıkmaz olmuştu.
"Günaydın Taehyung-ah." Her zamanki gibi benden önce gelip dükkanımı açan arkadaşım, elindeki kahve fincanlarını düşürmemeye özen göstererek hızla önümden geçerken, içeriye soğuk girmemesi için kapıyı örtüp "sana da günaydın Yoongi." dedim. Yoongi kahveleri sahiplerine dağıtmak üzere yanımdan uzaklaştıktan sonra ben de şemsiyemi yere bırakmak için eğildiğimde daha az evvel kapattığım kapı deniz kabuklu rüzgar çanının sesi eşliğinde tekrar açıldı. Başımı biraz kaldırıp gelen kişiye baktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/212539859-288-k713664.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
açan en güzel çiçektin gönlümde ✓
FanfictionSen kadar güzel kokan tüm çiçekleri mezarıma istiyorum.