SAKIN medyaya bakmayın ağlıyorum.... İyi okumalar!
***"Beğendin mi?" Dudaklarımı birbirine bastırıp tam olarak bomboş olan tabağın üstün çatalımı ve bıçağımı bıraktım. Mete geçtiğimiz orman-parkın sonunda bizi güzel bir restorana çıkarmıştı ve yemekler oldukça iyiydi.
"Eh." Mete kıkırdayıp şarabından bir yudum aldı.
Ondan ve bu kadar kusursuz görünmesinden nefret ediyordum. Gün içinde içtiği bir ton sigaraya rağmen kadife gibi olan sesinden nefret ediyordum. İçtiği litrelerce alkollü içeceğe rağmen çoğu zaman ayık olmasına ve bunları yaparken kusursuz görünmesinden nefret ediyordum. Saçlarının dümdüz, parlak, yumuşak ve kusursuz bir şekilde dağılmış olmasından nefret ediyordum. Sakallarının ve bıyığının varken de yokken de bu kadar güzel durmasından nefret ediyordum. Gözlerindeki o şeytani parıltıdan ve dudaklarındaki oyuncu gülümsemesinden nefret ediyordum. Dudaklarını yalama şeklinden ve kendinden emin duruşundan nefret ediyordum. Derin nefes alırken kaşlarını kaldırmasından ve kaşlarını kaldırınca alnının kırışmasından, alnındaki ve dudaklarının kenarındaki çizgilerden nefret ediyordum. Dövmelerinden nefret ediyordum, her zaman en az bir yüzük takmasından ve bunda alkole rağmen kusursuz bir vücuda sahip olmasından nefret ediyordum. Koyu ela-kahverengi gözlerini kısmasından ve açmasından, kirpiklerinin uzunluğundan nefret ediyordum. Elini belime koymasından ve tenini tenimde hissetmekten nefret ediyordum. Bir kez kucağına oturduğumda parmağıyla sırtıma çizdiği dalga desenini düşünmekten nefret ediyordum, o kadar nefret ediyordum ki dövmesini taşıyordum.
Mete Sarpoğlu için deli oluyordum.
Ayrıca adından da nefret ediyordum, soyadından da.
"Nisan?" Elini elime koyduğunda daldığım nefret çukurundan çıkıp gözlerimi kırpıştırdım.
"Efendim?" Nefret dolu bir cevap.
"Eymen'i görmek ister misin?" Ağzım şaşkınlıktan açılırken ciddi olup olmadığını anlamak için Mete'nin yüzüne baktım.
"Evet? Nasıl? Ama en son gördüğümde-" Annemin tokadını ve benim hiçbir şey yapamayışumı hatırlayınca başımı eğdim ve ağlamamak için derin nefesler aldım. "Gerçi sen biliyorsundur, her şeyi öğrendin." Ben Mete'nin yüzüne bakmadım ve Mete de cevap vermedi. Gerçekten, bunu öğrenmişti ve bu konuyla ilgili hiçbir şey yapmamıştı.
Beni sevmediği gerçeği yüzüme bir kez daha çarpmıştı. Beni sevmiyordu ama yine de haberimi almak istiyordu. Dengesizdi ve işte bundan her şeyden daha çok nefret ediyordum.
"Eve gitmek istiyorum." Başımı kaldırmadan konuştum, tırnaklarım çoktan çıplak bacağımla buluşmuştu bile. Bazı tırnak izleri kalmıştı, merhem kullanmayı denemiştim ama geçmiyordu. Muhtemelen sonsuza kadar benimle kalacaklardı.
"Maalesef." Cevabına karşılık en sonunda kafamı kaldırıp ona baktığımda sigarasını yakıyordu. Kaşlarını çatmıştı ve ilk nefesi içine çektikten sonra dudakları düzleşti.
"Ne?" Dumanı üflerken yüzüme baktı.
"Her moralin bozulduğunda gitmene izin verirsem, işimiz var." Kaşlarımı çattım.
"Sürekli aynı şeyi söylemekten bıktım ama sen canın istediğinde ülke-" sigarasını uzattığında susup aldım ve sinirli bir şekilde içime çektim. "Dengesiz birisin." Mete gülümseyip kaşlarını çattı.
"İşte bunu ilk kez duyuyorum." Gerçekten şaşırmış göründüğü için kaşlarımı iyice çattım. "Şaka." Güldüğünde gözlerimi devirip sigaradan bir nefes daha aldım. Mete de sandalyesinde arkasına yaslandı ve yüzünde o oyuncu gülümsemesiyle gözlerini bana dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Petty | Daddy Issues
ChickLitRomance - #1 O şeytana uyan bir kötü Sadece eğlence için adam öldürür Bu adam ne yapacağı belli olmayan bir tip Vicdansız biri, tek gram bile vicdanı yok Tüm nedenler bir kenara, inkar edemiyorum işte, bu adamı seviyorum "Nisan her şeye biraz gençli...