Romance - #1
O şeytana uyan bir kötü
Sadece eğlence için adam öldürür
Bu adam ne yapacağı belli olmayan bir tip
Vicdansız biri, tek gram bile vicdanı yok
Tüm nedenler bir kenara, inkar edemiyorum işte, bu adamı seviyorum
"Nisan her şeye biraz gençli...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şimdi iyi okumalarrrr!!!! ***
"Yavaş!" Kahkahalarımın arasından zar zor konuştum ama son hız devam ediyorduk. "Lütfen!" Gerçekten durmasını istiyordum ama gülmekten karnım ağrımıştı ve çok ikna edici konuşamıyordum. Omuzlarında oturuyordum ve eğildiğinde kayıp yere düşeceğimi sanarken beni tuttu ve ben de sonunda rahat bir nefes alarak parmak ucunda yere bastım. Ama ellerim hâlâ boynundaydı. Dudaklarımı dudaklarına bastırıp gözlerimi kapattım. Muhtemelen okyanus temalı bir parfümü vardı ve saçlarından nane kokusu geliyordu. Dudaklarını hareket ettirdiğinde aynı anda kalçamı tutup havaya kalkmamı sağladı ve sırtım soğuk duvarla buluşurken ben de bacaklarımı beline doladım.
Taha'yla olmak beni güvende hissettiriyordu.
Bunu nasıl açıklayabileceğimi bilmiyordum ama gerçek buydu. Mete gittikten sonra yaşadığım acının bir tarifi yoktu. Mete yanımdayken bile hissettiğim acının tarifi yoktu. Bunu yaşamayan birinin beni anlayabileceğini sanmıyordum.
Her gece tavanla Mete gibi konuşuyordum, her gece gözlerimi kapatmadan önce aklımdan geçen tek ve son şey Mete oluyordu. Birlikte olma ihtimalimizi düşünmekten deli oluyordum. Çoğu gece kabus görüyordum, Mete ile ilgili güzel bir rüya gördüğümde de bu sadece bir rüya olduğu için sabah ağlıyordum ve bütün günüm zehir oluyordu. Mete'ye bağlı kalmak kalbimin sürekli güçlü bir el tarafından sıkılması gibiydi. Mete'yi düşünmek bir yerden sonra sadece kemiklerime bile acı veriyordu. O, bunu anlamazdı.
Daha fazla acı çekmek istememem beni kötü biri mi yapardı?
Dudaklarımızı ayırıp birbirimize baktık. Nefesi dudaklarımı yalıyordu, elleri kalçamı sıkı bir şekilde tutmaya devam ediyordu, gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.
"Seni seviyorum." Dudakları dudaklarıma değerken kısık sesle konuştu. Gözlerimi kapatıp anılarımda kaybolmak istesem de yapmadım ve derin bir nefes aldım. Cevap vermek isterdim ama kelimeler dilime gelmiyordu. Ama zaten Taha da bir beklenti içinde değildi. Boynundaki kollarımı sıkılaştırıp kafamı omzuna koydum ve sımsıkı sarıldım. O da buna karşılık sırtımı duvardan ayırıp kollarını belime doladı. Ağlamak istiyordum.
Her şeyin daha başındayken Mete'ye onu sevdiğimi fısıldadığımı hatırlıyordum. O zamanlar böyle olacağını bilsem yine de Mete'nin etrafında olmaya devam eder miydim?
"Selam." Bana öpücük attığında ben de ona karşılık verdim.
"Selam." Sınavımız olalı bir ay olmuştu. Resmi olarak liseden sağ salim mezun olmuştuk ve ben yakında on dokuz yaşıma girecektim. On sekizinci doğum günüm hakkında düşünmek istemeyerek başımı iki yana salladım.
