1.0

16.7K 809 560
                                    

"Kaç yaşındasın ki?" Hastahane kapısından çıktığımızda cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarının arasına götürdü ve bir çakmak yardımıyla tutuşmasını sağladı. Bir nefes içine çektikten sonra bana kısa bir bakış attı ve kafasını gökyüzüne çevirdi. Gerçek bir sanattı.

"Otuz üç."

O konuşurken büzülen dudaklarının arasından gökyüzüne yükselen dumanı izledim. O sadece sigara içiyor ve konuşuyordu ve onun içtiği sigaranın dumanı bile özenle çıkıyor gibiydi. Kafasını bana çevirip tek kaşını kaldırdığında onu izlerken açılmış olan ağzımı kapattım ve yutkundum.

Bir dakika.

Yanlış duymuş olabilir miydim?

"Otuz üç?" Yüzüne yayılan gülüşle başını aşağı-yukarı salladı. Esen hızlı bir rüzgarla saçları dağıldığında çatılan kaşlarıyla onları geri attı.

Saniyeler önce muhtemelen aşık olmak için en yanlış kişi olduğunu öğrenmiştim ama şu an istediğim tek şey parmaklarımın saçlarına değmesiydi.

Otuz üç yaşında olmasını biraz bile umursayamıyordum.

"Bana değil önüne bakarak yürürsen daha sağlıklı olur." Eliyle kolumdan tutarak kaldırım takılıp yere ikinci kapaklanışımı engellerken oldukça ciddi görünüyordu. Ona bakmayı kestiğimde kasklardan birini elime tutuşturdu. Elim utançtan ısınan yüzüme gittiğinde sakinleşmek için birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım.

Tamam, görünüşe göre yaşı umrumda değildi. Yani otuzlu yaşlarında olmasını bekliyordum zaten ama kesinleşince biraz afallamıştım. Ayrıca benim bir planım vardı. Mete benimle kesinlikle oynuyor ve bana çocukmuşum gibi davranıyordu. O ne yaparsa onu yapacaktım ve bunu yapmaya hemen başlıyordum.

Hızlıca elimi yüzümden çekip gözlerimi açtım ve kaskı kafama geçirdim. Mete motora yutkunmama neden olacak bir şekilde bindikten sonra ben de arkasındaki yerimi aldım.

"Fazla hızlı olduğunda söyle." Omzunun gerisinden baktığında gözlerimdeki sana aşığım lütfen beni sev parıltısını görmemesini umarak başımla onayladım.

Sadece hızlı olduğunda söylememi istemesi bile kalbimi hızlandırıyor, beynimi beni düşündüğünü, önemsediğini düşünmeye itiyordu. Ama içimde bir yerde bunun doğru olmadığını biliyordum. Yine de, on yedi yaşındaydım ve aşıktım. Yani elbette ki beni önemsediğini düşünecektim.

Kollarımı çok sıkı olmayacak şekilde beline doladığımda kafamı sırtına koymamak için kendimle büyük bir savaş veriyordum. Motoru çalıştırdığında gözlerimi kapattım.
***

Bu kez durduğumuzda bunu fark etmiştim çünkü beni korkutacak kadar hızlı gitmemişti. Aslına bakarsanız bayağı geziyor gibi gelmiştik. Asla hız yapmamıştı ve bu durum beni ağlayarak ona sarılmaya itiyordu. Ama aşırı güçlü irademi konuşturup kollarımı belinden çektim ve motordan indim. Hemen ardımdan o da indiğinde omuzlarımı dikleştirip derin bir nefes aldım. Kaskımı çıkarıp kolumun altına aldığımda Mete cebinden telefonunu çıkarmış, çatık kaşlarla bir şey okuyordu.

"Tekrar teşekkürler." Yüzüme bakmadan başıyla onayladığında gözlerimi devirip Emre'nin evde olması umuduyla topuklarımın üzerinde arkamı döndüm ve binaya doğru adımlamaya başladım.

Benden beklenmeyecek kadar havalı bir hareketti.

"Nisan!" Sesini duyduğumda yüzüme yayılan sırıtışla birlikte binaya girmeden durdum ve hızlı hızlı nefes alıp onun hareketini yaparak omuzlarımın üzerinden ona baktım.

Petty | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin