SAFKAN

4

🅰🅺🅰🆂🆈🅰 
Sonunda kafenin yerini bulabilmiştim. İçeri girdim. Kafenin içine bir göz attığımda hoş bir ortamın olduğunu fark ettim. Sonunda Derya'yı bulmuştum, köşede ki bir masada oturuyordu. Yanına gidip oturdum. Oturduğumuz masa çok güzel bir yerdeydi, yan duvarında eski dönemlere ait siyah beyaz tablolar, bir lamba ve bir bitki vardı.

"Eee kolay bulabildin mi burayı? "

Diye söze girdi Derya.

"Yani biraz zorlandım ama bulabildim. Ee sipariş verdin mi?"

"Hayır seni bekledim. Ne içersin yada tatlıya ne dersin? "

"Olabilir tatlıya asla hayır demem."

İkimizde bu dediğime gülerken bir ses bu anı böldü.

"Umarım geç kalmadım. "

Bu Deniz di. Ama şaşırmamak gerekir. Nasıl olsa Derya ile ikizler. Hayır diye karşılık verdi Derya. Ardından garsonu çağırıp 3 sufle ve 3 limonata sipariş ettik. Siparişler gelene kadar masada kimseden bir çıt çıkmadı.

"Eee burdan sonra nereye gidelim? "

Diyerek ortamdaki sessizliği bozan Derya oldu.

"Benim için farketmez siz nereye derseniz oraya gidelim. "

Diye söze atladı Deniz. Anlam veremediğim bir şekilde bu çocuğa içim ısınamamıştı.

"Bowlinge ne dersiniz? "

Diye sordu Derya. Aslında güzel olabilir di ama bu gün sahile gitmeden eve dönmek istemiyordum. Sahile gitmediğim günler evde her yer, her şey üstüme geliyor gibi hissediyordum.

"Aslında çok isterdim ama bazı işlerim var daha sonra yapsak olur mu? "

Diye sordum. Derya biraz üzülmüştü ama;

"Olur. Nasıl olsa önümüzde daha çok zaman var. "

Dedi. Deniz de kafasıyla onaylamıştı.

    Tatlılarımızı bitirip kalkmıştık. Kapıda vedalaşıp ayrıldık. Ben bir an önce kendimi deniz kenarına atmak istiyordum. Motoruma bindim ve deniz kenarına doğru yola çıktım. 15-20 dakika sonra varmıştım. Motorumu bir yere bırakıp kayalıklara çıktım. Çok severdim denizi. Sanki içinde bir sürü dert yatıyordu ve bir kaç damla göz yaşı kim bilir daha neler neler. Arada bir yazdığım şiir defterimi çıkardım ve yazmaya başladım.