24.bölüm

90 11 4
                                    

Sinirden artık kuduracaktım. Sırıtarak bana bakıyordu. "Aaa güzelim kapıyı çalsaydın açardım." dedi ve sırıtışı iyice genişledi. "Bak gerizekalı tamam seviyorsun beni ama bu evime girebileceğin anlamına gelmiyor." dedim sinirle. Mert bir kahkaha attı "Konuşmamız gerekti o yüzden geldim." dedi bende hemen "Salak kafede konuşsaydın ya ne geliyorsun evime!" diye bağırdım. O da "Selim varken mümkün mü?" dedi bende hemen "Hani korkmuyordun ondan noldu ??" dedim o da "Korktuğumdan değil senin canının yanmasını istemiyorum yoksa acımadan onu öyle bir döverim ki ölecek duruma gelir." dedi bende göğsüne yumruk atmaya başladım. "Canımın yanmasını istemiyorsun çekip git buradan hem sen nasıl girdin buraya?" dedim o da cevap vermedi. "Mert." cevap vermiyordu. Önümde eğildi ve yüzü ciddileşti. "Ceylan ben seni sevdiğim için böyleyim. Ben kötü biri değilim yemin ederim sana değilim. Seni çok seviyorum. Her şeyi o yüzden yapıyorum her şey için tekrar tekrar özür dilerim." dedi bende merakla "Ne için özür diliyorsun??" dedim merakla. Masanın üstündeki telefonumu kırdı. Aaa lanet olsun kaçıncı telefon olacak acaba?? Korkmaya başladım. "Napıyorsun sen! Niye telefonumu kırdın?" dedim o da tekrar "Özür dilerim." dedi ve kapıyı kilitledi. Neden bir şey yapmıyordum. Neden sadece ona bakıyordum. Yanıma oturdu boş boş yere bakmaya başladı. "Mert ne olduğunu bana açıklamak zorundasın." dedim. O da "Birazdan öğreneceksin ama bil ki sadece seni sevdiğimden kabul ettim. Benim bir suçum yok Ceylan." dedi ona boş boş baktım. Anlamıyordum. "Mert gitmen gerek babam ve annem gelecek yanlış anlayabilirler." dedim. Kahkaha attı. Ona sen bilirsin bakışları atıp beklemeye başladım. Annem ve babam kapıyı açıp içeri girdiler. "Ooo Mert tam zamanında gelmişsin." dedi ve sırıttı. "Baba noluyor?" dedim. Annem arkasında kendini ağlamamak için zor tutuyordu. "Otur Ceylan. Konuşucaz." dedi bende oturdum. "Hani bir gün vardı sen bana demiştin ya amcam sana tokat atmakla çok iyi yapmış diye. İşte o gün benim Ceylan diye bir kızım artık yoktu. Sen beni en hassas noktamdan vurdun." dedi ve sonra "Sana hiç değer vermediğimi söyledin ya eğer sana değer vermesem seni okutmazdım veya beslemezdim. O günden sonra sana nefret besledim. Hala da nefret ediyorum senden. Bir süre nefes al mutlu ol istedim. Herkesin hakkıdır biraz da olsun mutlu olmak. Sana annenle iki günlük bir oyun oynadık. Sanki gitmene çok üzülmüşüz gibi ama emin ol sen gittiğinde umrumuzda bile değildin." dedi ve her şey o an bitti. Yine kandırılmıştım ama bu çok ağırdı. Babam benden nefret ediyordu. "B b ben özür dilerim." dedim o da "Dileme cezanı nolursa olsun çekeceksin. Bana itiraz etmenin cezasını." dedi ve Mert 'e döndü. "Ödediğin para için saol Mert. Borcum senin sayende kapandı. Bundan sonra kızım senindir. Şimdi ona asıl cezasını göster." dedi babam. Mert başını salladı. Ne yani ben artık onun muydum?? Mert beni satın mı almıştı. Asıl ceza ne olabilirdi. Mert kolumdan tuttu ve kapıya doğru ilerledik. Babam ve anneme baktım. Annem bana el sallıyordu ve gözünden bir damla yaş düştü. Babam ise sırıtıyordu. Taksiye bindik. Mert'in de gözünden bir yaş süzüldü. Hepsini beni sevdiği için yapmıştı. "Ceylan ben özür dilerim. Baban adi herifin teki. Ben seni sevdiğim için kabul ettim. Sana daha kötü şeyler yapacaktı." dedi bende "Mert bana telefonunu verir misin?" dedim o da hemen verdi. "Buarada havaalanına gidiyoruz belki söylemek istersin." dedi iyice kötü oldum. Selim bir daha ona sarılamamak. Kabustu. Zeynonun telefonunu çevirdim ve hemen açtı. "Bazen sevdiğin güvendiğin kişiler seni yanıltır hatta senden nefret ederler ama seni kandırırlar işte. Babam beni kandırıyormuş ve beni Mert'e sattı. Şimdi havaalanına gidiyoruz. Amerika'ya gidicekmişiz. Bilin istedim ben güvendeyim. Merak etmeyin beni. Seni seviyorum kardeşim. Hoşçakal..." dedim ve telefonu kapattım. Mert konuşmuyordu. Havaalanına bindik ve kolumdan tuttu koşmaya başladık. Biletler herşey hazırdı. Uçağa bindik. İstemiyordum ağlamak ama olmuyordu. Dayanamıyordum. Mert elimi tuttu ve "Nolur affet beni." dedi bende acıyla gülümsedim ve "Senin bir suçun yok." dedim. Gözünden bir damla yaş aktı. Ve bana sarıldı bende ona. Keşke şuan Selim yanımda olsaydı. Uçak kalktı. Ve artık zeyno ve Selim bitti. Okadar acı ki onları bir gün bile görmemek çok acı. Selim'e yemek hazırlayamadım veya kazağını üstünde göremedim. Bir insanın babasından yiyebileceği en büyük kazıklardan biri olmalı...
Evet diğer bölüm final. O nedenle bu bölüm baya kısa oldu. Lütfen yorumlarınızı ve votelarınızı eksik etmeyin sizi çooook seviyorum sefgilerrr...

İŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin