Selim'in ağzından
Ceylan'ın ölümünü izlemek. Kötüydü. Berbattı. Canım yanıyordu onun nabzı git gide düşerken canım yanıyordu. "Seni seviyorum!" diye bağırdım. "Seni.." dedi tekrar. Ağlıyordum. Ona baktım. Artık doktorlar da çaresizdi. Hiçbir şey yapmıyorlardı. Sanki onun ölümünü bekliyorlardı. "Seviyorum.." dedi ve hemen ona sarıldım. Hiçbir şey umrumda değildi. Alnına uzun bir öpücük kondurdum. "Seni seviyorum prenses." diye fısıldadım. Doktor hemen bağırdı "Nabzı normale dönüyor!" diye bağırdı ve beni geri çektiler. Engel olmuştum. Onun ölmesine engel olmuştum. Hemşireler aynı anda "Çok romantik yaa!" dediler. Mutluluk gözyaşları olmalıydı bunlar. Hemen gittim zeynoya sarıldım. "Biliyordum yaşayacağını biliyordum!" diye bağırdı zeyno. Hepimiz çok mutluyduk. Ceylan'ı normal bir odaya aldılar. Burak ve zeyno kantinde yemek yemeye gittiler. Bende prensesimin uyanmasını beklemeye başladım. Onu seyrediyordum. Onun o güzel yüzünü. Aklımda sözleri vardı. "Pamukşeker dağıtıyorum çünküü çok tatlıyım!" veya " Senin o attığın tribi tutarım." ya da "Böyle konuşma hep yanımdasın sen. Birdaha böyle konuşursan seni döverim!" Tüm söyledikleri kulağımdaydı. Kahkahası, korku tüneli macerası, dönme dolap, parktaki gün. Hepsi çok güzeldi. Ceylan yavaşça gözlerini araladı. Hemen elini tuttum. O kadar tatlı duruyordu ki. "Selim! Nolur bu bir rüya olmasın!" diye bağırdı. Kahkaha attım ve yanağını sulu sulu öptüm. "Beni rüyamda da öpebilirsin! Selim kandırıyorsunuz beni değil mi ben rüyadayım yaa off!" dedi ve ağlamaya başladı. Ona şok olmuş bir ifade ile bakmaya başladım. "Bunun bir rüya olmadığını kanıtlamak için napmalıyım bitanem?" dedim ve sırıttım. O da "Hayvan,öküz ve odun olduğunu söyleyebilirsin mesela." dedi bende "Yuh Ceylan!" dedim o da tekrar ağlamaya başladı. "Bak işte bu bir rüya! Rüya olmasaydı bana kıyamazdın ve söylerdin." dedi bende "Off tamam ben hayvan,öküz ve odun bir insanım." dedim o da kahkaha attı ve "Biliyorum." dedi. Gözlerimi devirdim. O da "Oha ben yaşıyorum yani!!"diye bağırdı. Bende gülümsedim ve "Yaşamama gibi bir olasılığın yoktu. Beni bırakamazdın." dedim o da "Allah Allah niyeymiş o?" dedi bende "Çünkü bana aşıksın." dedim o da "Sende bana aşıksın." dedi bende "Evet aşığım." dedim o da "Biliyordum." dedi bende "Seni seviyorum." dedim o da "Seni seviyorum." dedi ve bu saçma konuşmaya ikimizde gülmeye başladık. Hemen yanına yattım ve ona sarıldım. Bir süre sessizlik oldu. "Selim ben çok korktum biliyor musun? Birdaha seni göremeyeceğimi sandım." dedi bende "Doğruyu söylemek gerekirse bende çok korktum. Ama nolursa olsun benden kurtuluşun yok. Herşey geçti ve ben yine yanındayım." dedim o da "İyi ki varsın tombiş teneke." dedi. Kaşlarımı çattım ve "Tombiş teneke ne alaka? Sen bana şişman mı demeye çalışıyorsun?" dedim o da "Hayır yaa gayet fitsin. Mübeccel nine bana küçükken bir kere tombiş teneke demişti. Bende o yüzden sana dedim." dedi bende kahkaha attım. "Sende iyi ki varsın." dedim ve bir beş dakika sonra "Ceylan işsiz ne demek?" dedim. Aslında anlamını biliyordum ama bakalım kendi nasıl tanımlayacaktı. "Bak şimdi işsiz demek sız,siz,suz,süz falan bunlar olumsuzluk anlamı bildiren eklerdir. İş siz,sız,suz,süz ekleri getirdiğinde. İşi olmayan anlamına gelir." dedi bende "Ne yani senin işin yok mu?" dedim o da "Tabiki yok. Günaydın yani." dedi bende "Anlıyorum işsiz prenses." dedim o da gülümsedi ve "Bu ismi sevdim." dedi. Gülümsedim ve saçlarının kokusunu içime çektim. Onun yanımda olması kadar güzel bir şey yoktu...
Ceylan'ın ağzından
Selim'in kollarında huzurluydum. Onu çok seviyordum ve birdaha kollarından ayrılmaya niyetim yoktu. "Ben seni asla bırakmam." dedim o da "Biliyorum ama beni bazen gerçekten korkutuyorsun. Bu sefer baya korktum." dedi. Kocaman gülümsedim ve "Eğer gerçekten Amerika'ya gitmiş olsaydım başka kızlara bakar mıydın?" diye sordum. O da "Ayıpsın aşkım tabiki bakardım." dedi. Hemen "Yazıklar olsun sana! Pislik! Git başımdan!" dedim ve onu itmeye başladım. Kıpırdamıyordu. Kahkaha attı ve "Ben kızlara baksam da hiçbiri senden güzel olamazdı ki." dedi bende "Olsun sen yinede kızlara bakma tombiş teneke." dedim ve sırıttım. O da kaşlarını çattı. "Ceylan kıl oldum şu isme. Söyleme birdaha." dedi bende "Oyy oy atarlanma hemen tombiş teneke." dedim ve yanağını öptüm. "Ceylan ne diyorum ben!" dedi bende "Aman aman sinirlenince de bir ayrı tatlı olurmuş tombiş-" devamını getiriyordum ki dudaklarıma yapıştı. Hemen tokat attım. Şakasına atmıştım ama anın agresifliği ile maşallah Osmanlı tokadı gibi çocuğun yanağına parmak izlerim çıktı. "Aa aşkım özür dilerim. Off valla çok Can'ın yanlıştır şimdi senin yaa off kıyamam. Bak ne diycem sende bana tokat at ödeşelim." dedim o da bana insan değilmiştim gibi baktı. Bende hemen yanağını sulu sulu öptüm. "Ha şöyle. Anca acım böyle geçebilirdi. Ama o tokadın hesabını sonra vereceksin küçük hanım."dedi bende kızardım. "Özür diledim ama." dedim o da beni iyice sıkı sıkı sardı. Huzurla kollarının arasında gözlerimi kapattım. İşte buydu huzur ve mutluluk. Sevdiğin kişinin bir gülümsemesi, sana sarılması, seni öpmesi, sana değer vermesidir. Mutluluk. Bir kardeşin olmasıdır, annen gibi seni kollamasıdır mutluluk. Gerektiğinde ağlamaktır mutluluk. Ve tabikide işsizliktir mutluluk...
Evet yoğun istek üzerine bir tane daha final yazdım. Siz hangisini daha çok sevdiyseniz bu kitabın finali o olsun. Umarım bu final hoşunuza gitmiştir. Mrv789 sana ithaf ediyorum. Gerçekten beni çok mutlu ettin ve finali senin için değiştiriyorum. Sözlerin beni gerçekten etkiledi canım benim sana çok teşekkür ederim. Hepinize sonsuz teşekkürlerimi ve sevgilerimi iletiyorum. 5 ay sonra işsizliklerde görüşmek dileği ile. Hepinize bol işsizlikler dilerim. Sefgilerrr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞSİZ
Rastgele"Asdasdasdas öhöm öhöm!" "Kızım duur Ceylan napıyon sen napıyon süt tozu hiç yenilir mi işsizsin kızım sen işsiz! " "Şşşt zeyno bana laf atma gel sende ye bak çok kisel öhöm öhöm" "Yaw yiter yaa yiter ceylannn!"