16.bölüm

169 14 3
                                    

Herşey basitti. Bir hafta geçmişti. Kimseyle konuşmuyordum. Zeyno halime çok üzülüyordu. Ama Selim yokken mutlu olamıyordum. Canım yanıyordu. Onsuz eksiktim.Zeyno her gün sormuştu nolduğunu ama ben cevap vermemiştim. Anlatacak durumda değildim. Denizin önünde kayaların oraya oturup ağlıyordum. Bir haftam böyle geçmişti. Selim çok aramıştı ama üç gündür aramıyordu. Vazgeçmişti işte. Üzülmemem gerek o yalnız değil. Onun yalan söylediği bir tane daha sevgilisi var. Esas sevgilisi. Şimdi şu deniz kadar fazla hatta ondan daha fazla seviyordum onu. Omzuma bir el dokundu. Zeyno geldi ve bana sarıldı. "Bence herşeyi anlatma vakti geldi küçük hanım kaçış yok." dedi. Bende herşeyi anlattım. En ince ayrıntısına kadar. Bir süre sustu. Ve bana tekrar sarıldı. "Offf be meleğim niye dinlemedin bu çocuğu?" dedi bende omuz silktim. "Iki sene önce Alev diye bir kız buna platonik olarak aşıktı. Ve kız Selim'in yanına gitti ve buna çıkma teklifi etti. Selim de üzülmesin diye kabul etti. Yaklaşık bir haftadır çıkıyorlardı. Ama kız deliydi. Selim nereye giderse tuvalete bile gidiyorsa bilmek istiyordu. Ve bir gün Selim bir kızdan ödev istedi diye Alev o kızı hastanelik edene kadar dövdü. Selim de ayrıldı. Sonra Alev deli hastanesine yatırıldı. Ama işte hastaneden kaçmış. Deli işte Selim onun için bir takıntı o nedenle o gün yalan söyledi. Yani Selim'in suçu yok." dedi. Çok mutlu olmuştum. Yalandı herşey. Ama Selim'i bırakıp gitmiştim. Ona inanmamıştım. Zeyno hemen telefonu çıkardı ve "Şimdi Selim'e yeri söylüyorum hemen gelsin buraya." dedi heyecanla kafamı salladım. Telefonu kulağına götürdü. Yaklaşık bir dört defa aradı ama açmıyordu. Bu böyle olmayacaktı. Ben gidecektim yanına. Endişelenmeye başlamıştım. Zeyno ve Burak burada bir gün daha kalacaklardı bana hemen bir otobüs ayarladık. Selim güvende olsun diye defalarca kez dua ettim. Otobüs yolculuğunda bir saniye bile uyumadım. Otobüsten indim ve hemen eve gittim. Selim'in evinin yedek anahtarını aldım. Saat akşam 9 olmuştu çünkü. Yavaşça içeri girdim. Her yer berbattı. Bir sürü içki şişesi vardı. Hayır yaa içmiş olamazdı. Onun gönlünü bir alayım sonra onu güzelce dövecektim. Hemen yatak odasına gittim. Uyuyordu. Orası da çok dağınıktı. Onu o kadar çok özlemiştim ki. Dayanamadım hemen yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım. Yavaşça gözlerini açtı. Ve hemen "Ceylan biliyordum geleceğini biliyordum!" dedi. Bende ona gülümsedim ve " Herşeyi biliyorum Selim zeyno anlattı. Ben özür dilerim başlangıçta anlamam gerekiyordu." dedim o da bana iyice sarıldı ve "Ben sana kırılmadım meleğim. Sen bilemezdin. Önemli olan yanımdasın şuan. Yanlız bensin yapamazsın demiştim." dedi sırıtarak bende "Tabiki yapamam sevgilim." dedim en tatlı ses tonumla. O da kafama tuttu ve kontrol etmeye başladı. "Yakın zamanda bir beyin travması falan mı geçirdin sen veya yere falan mı düştün??? İyi misin sen Ceylan ?" dedi kahkaha attım ve yanağını öptüm. "Sen yanımda olduğun için iyiyim." dedim. O da saçlarımı öpmeye başladı. Sonra yerden bir terlik aldım. İçtiği için kafasına fırlatacaktım. Ve ne göreyim ona fırlattığım ayakkabı bu. Bir kez daha kafasına fırlattım ve ona vurmaya başladım ve aynı zamanda da bağırmaya " Aptal hayvan öküz salak odun sen nasıl içersin öldüreyim mi seni şimdi?" diye bağırdım o da güldü ve "Vee Ceylan geri döner." dedi bende başımı salladım ve içeri gidip su içtim. Bana sarıldı ve bende korktuğum için suyu yüzüne püskürttüm. O da " Oha ama ceylom bitanem iyi değilsin sen geç otur şuraya geliyorum ben." dedi ve gitmeye başladı sonra bende "Nereye gidiyorsun?" dedim o da güldü ve "Giyinmeye gidiyorum gelecen mi?"dedi "Sapık!!" diye bağırıp kafasına yastık fırlattım. Kahkaha attı ve gitti. 10 dakika sonra yanıma geldi ve evden çıktık."Nereye gidiyoruz?" diye sordum. O da "şşşşş süpriz " dedi ve yürümeye devam ettik. Oradan bir taksiye bindik ve koskocaman bir binanın önüne geldik. İçeri girdik. İçerisi kocaman bir sahneydi. Selim arkadaşları ile tokalaştı. Ve bana bir tane mikrofon verdi. Tam karşıma oturdu kendine de mikrofon aldı. Ve şarkı başladığı anda anladım. Bu şarkıyı çok severdim. Şarkıyı söylemeye ilk ben başladım. Sözler bizi anlatıyordu sanki. "Ne yaparsam olmuyor olmuyor eskisi gibi. Güldürmüyor ağlatmıyor kimse senin gibi." Nakarattı burası hayatımda ilk defa onunla şarkı söylemiştim. Herkes şarkı bittiğinde bizi alkışlamaya başladı. Birbirimize sarıldık hemen. "Kimse senin gibi güldürmüyor beni." dedim o da hemen yanağıma bir öpücük kondurdu. "Zaten benden başka kimse güldüremez o güldüren kişiyi 17 kez pıçahlar gelinlik giydirip halıya sarar ve uçurumdan atarım." dedi kahkaha attım. İşte böyle yaa ...
Evettt bölüm sonu multimedia da olan şarkı söyledikleri şarkı dinlemenizi öneriyorum ve bin kişi olmuşuz vallahi hayatımda ilk defa bin kişiyi gördüm çok mutlu oldum . İyi ki varsınız. Vote ve yorum yaparsanız çok sevinirim sefgilerrr...

İŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin