6+

34 3 1
                                    

Kalçamda hissettiğim penisiyle beni kendine bastırması aynı zamanda gerçekleşirken, göğsüne bastırıp onu yatırmaya uğraşıyordum "Yat hadi...". Boynuna sokulup onunla birlikte yatağa uzandığımda gülüyordu halime "Bir çocuk için fazla mı dengesiziz?", gülerek yanına uzanmış ve tek bacağımı üzerine atmıştım "Devam etmeyeceksin sanırım...". Boynuna sokulup konuşmuştum "Hiç bir şey yapmak istemiyorum... Sadece benimle kal ve beni sev...", "Peki o halde size yemek hazırlayayım mı?" gülerek bacağıma değen penisini göstermiştim "Emin misin?". "Ya da ben sizi yemeliyim..." diyerek üstüme çıktığında yanağını okşamıştım "Acaba bebek olanları biliyor mudur?". Avcumun içini öpmüştü "Belki de biliyordur...", gözlerini kapatıp fısıldamıştı avucuma öpücükler bırakırken "Sizi seviyorum ve amacım asla sizden vazgeçmek olmadı...".

İç çekmiştim "Emin misin?", eğilip dudaklarıma minik bir öpücük bırakıp konuşmuştu "Emin olmasam ya da bebeği istemesem, baştan zaten izin vermezdim.". Üstümdeki otoritesi canımı sıksa da hoşuma gidiyordu, elleri karnımı okşarken onu izliyordum "Sence bizi sever mi?". Eğilip karnımı öptüğünde saçlarını kavramıştım "Sevmemesi için bir sebebi var mı?", oflamıştım düşüncelerime karşı "İşkolik, sürekli yaralanan bir baba ve kendini öldürmeye istekli sürekli uzaklaşmak için çabalayan bir babası daha olduğunu düşünürsek. Aslında oldukça fazla sebebi var Yoongi.".

Karnıma öpücüklerini bırakırken mırıldanmıştı "Merak etme... Onunla iyi ilgileneceğiz ve bizi sevecek.", doğrulup hafifçe yüzüme yaklaştığında onu izliyordum hala değişmeyen aynı düşüncelerle "Yoongi... seni seviyorum.". Dediğimi duyduğunda gülümsemişti, bu kadar içten gülümsediğine uzun zamandır tanık olmamıştım bu yüzden uzun bir süre onu izlemiştim ve onun ise benden pek bir farkı yoktu. Söylediğime karşılık vermesiyle daha da mutlu olmuştum "Bende seni seviyorum...", boynuma sokulup olabildiğince ağırlığını üstüme vermemeye çalışarak öpücüklerini sıralamaya başlamıştı. Boynumdan ayrıldığında tekrar yanıma uzanmıştı yorgunlukla "Keşke her zaman bu kadar mutlu olabilsek...".

Boynuma tekrar sokulduğunda saçlarına geçirmiştim ellerimi, bedenimden oldukça ayrı duran karnım huzursuz hissettiriyordu. İstemsizce elim karnıma gittiğinde yüzümü buruşturmuştum, "Yoongi?" diye seslendiğimden sonra hafifçe inlediğimde başını kaldırıp bana bakmıştı "Ne oldu?". Bakışları karnıma kaydığında kaşları çatılmıştı "Tekme mi atıyor?" şaşkınlıkla bana sorduğunda bakışlarım karnıma kaymıştı. Minik ayak izini gördüğümde dona kalmıştım, gerçekliğine uzun bir süre ikimizde inanamamıştık. Ayak izi tekrar kaybolduğunda ona bakmıştım "İsmini hiç düşünmedik..." diye ilk aklıma geleni söylediğimde dolu gözlerini bana çevirmişti, "Sizi seviyorum..." diye zorla söylediğinde bir şeyler ters gidiyor gibiydi. Gözlerine bakarken fısıldadım hafifçe "Yoon... Ne oluyor?", başını eğmişti sessizce ağlarken. Kendini o kadar sıkıyordu ki titriyordu bedeni hafiften.

"Sizi kaybetmek istemiyorum..." hafifçe gülümsedim ve saçlarını okşadım "Kaybetmeyeceksin zaten...", ellerim saçlarını okşadım onu öylece izliyordum "Seni seviyoruz Yoongi...". Söylediğime karşılık bana bakarken hafifçe gülümsemiş ve uzanıp dudaklarına öpücük bırakmıştı "Sizi seviyorum, miniklerim...", hala gözleri kapalı bir şekilde dudaklarıma en yakın mesafede bekliyorken burnumu yavaşça burnuna sürtmüştüm "Miniklerini sev...".

Gözlerini yavaşça aralayıp beni kucağına çektiğinde yatakta oturmuş birbirimize bakıyorduk ve benim elimde gizli bir silah vardı, ne zaman gözlerim dudaklarında takılı kalsa beklemeden öpmeye başlıyordu beni. Onu senelerdir tanıyıp bilen biri olarak bu minik kozları ona karşı kullanmayı seviyordum. Gözlerindeki bakışlarımı yavaşça dudaklarına indirip konuşmuştum "Bizi çok sev Yoongi...", dudaklarıma yaklaştığında kollarımı kaldırıp yavaşça boynuna dolamıştım. Ensesindeki saçları kavramı beklermiş gibi kavrar kavramaz öpmeye başlamıştı ona göre kalın dudaklarımı. Yavaş yavaş kayıyordu dudakları dudaklarımda. Bu yumuşak hissini seviyordum.

İyice ıslanan dudaklarımızı ayırmak için geri çekilmeye kalkıştığımda yanaklarımı kavrayıp bunu engellemişti, ensesindeki saçlara istemsizce asıldığımda dudaklarımın üstündeki dudakları gerilmiş gülümser bir hal almıştı. Dişlerine öpücük bıraktığımda düzensiz nefesleri arasında fısıldamıştı "Seni istiyorum...", cevabımı beklemeden benimle beraber ayağa kalkmış ve büyüyen karnımı hesaba katmadığından biraz sonra bırakmak zorunda kalmıştı tekrar. Gülerek ona bakıyordum "Artık hafif değilim...", o ise pek oralı olmamış ellerini kalçama indirmişti. Tekrar dudaklarıma eğildiğinde gülümsemiştim "Açsın ve doymak için bana resmen yalvarıyorsun...". Sızlanır gibi konuşmuştu "Sende kabul et artık ya da dudaklarıma öyle bakmayı bırak...", gülmüştüm haline.

Kalçamı sıkmasıyla yarıda kalan gülüşüme karşılık dudaklarıma daha çok eğilmişti "Doyur beni...", daha fazla konuşmaması adına onu boynuma bastırdığımda saçları ile oynamaya başlamıştım fakat sevişmekten uzaklaşmaya çalışma çabalarımın hepsini bir kenara atmamı sağlayacak son haraketi de yapmıştı. Boynuma öpücüklerini sıralarken yavaşça ısırmıştı tenimi.

Ellerim arasındaki saçlarını hafifçe çekmeme karşılık vereceği tepkiyi tabii ki biliyordum, saçlarını hafifçe çekmem hoşuna gidiyordu. Boynumda oldukça fazla oyalandığını düşünmeye başladığımda mırıldanmıştım dudaklarıma yakın olan kulağına "Yoongi...".

Duyduğum zevk ve olduğum durum dolayısıyla her an eriyecek gibi hissediyordum, sıcak nefesi eşliğinde dudaklarını yavaş yavaş minik dokunuşlarla karnıma indirdiğini hissetiğimde ne ara kapandığını bilmediğim gözlerimi aralamıştım. Devam etmesini beklerken o sadece gözlerini kapatmış alnını karnıma yaslayarak dizlerinin üzerinde duruyordu. Bu kadar karmaşık davranması hormonlarıma ve bedenime hiç iyi gelmiyordu.

Ellerimi omuzlarına indirdiğimde mırıldanmıştı "Üzgünüm... her şey için, yaptıklarım, yapamadıklarım, yapamayacaklarım, yapamadıklarım, söyleyemediklerim, söylediklerim için, yanında, yanınızda olamadığım zamanlar için. Hepsi için özür dilerim.", neden bir anda böyle duygusallaştığını anlayamıyordum. Özellikle de bugün. İç çektim ve yavaşça eğilip bende onun gibi dizlerimin üzerinde durmuştum "Neden böyle davranıyorsun? Hiç bu kadar dengesiz olduğun bir gün olmamıştı...", elleri hala karnımda duruyorken bana bakmıştı "Baba oluyoruz... bir bebeğimiz var ve ben korkuyorum.".

Korktuğunu duymak o an duymak istediğim son şey olabilirdi belki, asla beklemediğim bir tepkiydi, gözlerime bakmak yerine etrafa bakmaya başlamıştı suçlu bir çocuk gibi, derin bir nefes vermiştim o sırada.

Düşüncelerimi, söyleyeceklerimi toplamaya çalışıyordum fakat asla bir araya gelmiyorlar gibi hissediyordum. Canımdan çok sevdiğim, hayatımın yarısından fazlasını birlikte geçirdiğim, beni bu hayatta sevdiği kadar üzen ve kıran eşim karşımda saniyeler önce "Ben korkuyorum" demişken üstelik o bir asker ve ben sadece bir sivilken ona nasıl korkma diyebileceğimi bilmiyordum. Bilseydim orada ağlamazdım, bilseydim çaresizlikten ona sarılıp ağlamazdım.

O gün ona, o sözüne diyebilecek her hangi bir cevap verememiştim. Benim ödüm koparken, korkudan evde kendimi yiyip bitirirken ona kolayca 'Korkma' diyemezdim. Diyememiştim de.

Beraber orada saatlerce ağlamıştık sessizce, acılarımızın, endişelerinizin, korkularımızın odağı olan bebeğimiz için. İlk susan, ilk sakinleş yine Yoongi olmuştu. Yorgun bedenlerimizi birbirimize sarılarak dinlendirmeye çalışıyorduk. En sonunda beni kendiyle beraber yatağa tekrar çıkarttığında yavaşça sessizleşmiştim.

Yoongi ise çok gecikmeden mırıldanmıştı kulağıma "Yoonmin...", kaşlarımı çatıp ona dönmüştüm "Ne?". Kırmızı burnunu çekip gözlerini silmişti elinin tersiyle "Bebeğimizin ismini hiç düşünmediğimizi söyledin, bende bir fikir sundum. İkimizin isimlerinden yola çıkmak mantıklı geldi.", kafam karışmış bir şekilde ona bakarken o ise fırsattan istifade dudaklarımdan bir öpücük çalmıştı.

O an karar vermiştim ki baba olmak Yoongi'yi dengesizleştiriyordu.

Çaldığı öpücükten daha fazlasını ister gibi bana bakmaya başladığında sızlanmıştım "Hayır, hiç öyle bakma bana Yoongi. Bunca dengesiz andan sonra bir de üstüne sevişip geceyi tamamen berbat edemem. Bedenim fazla yorgun bunun için. Bana acımıyorsan Yoonmin'e acı...".

Am I Wrong?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin