14+

21 1 0
                                    

Hamurla uğraşan Yoonmin'i orada bırakıp Yoongi'ye yardım etmeye gittiğimde burnuma karanfil ve gardenya kokusu dolmuştu, "Seokjin ve  Namjoon geldi..." diye mırıldandığımda Yoongi bana bakmıştı "Sen karşıla istersen...". Arka tarafa doğru ilerlerken içimde garip bir his dolaşıyordu. Karanfil kokusu daha çok yoğunlaştığında nedenini anlamıştım kapıyı açınca. İnsanların göz yaşlarının kokularını alıyordum çünkü ruhları ile beraber akardı.

Ağlayan Seokjin'e bakarken Namjoon konuşmuştu zorla "Merhaba...", "Seokjin? Neyin var güzelim?" o sırada yanımıza bağırarak gelen Yoonmin koşarak bacaklarına sarılmıştı "Seokjin? Baba Seokjin neden ağlıyor? Namjoon bir şey mi yaptın Seokjin'e?.", eliyle tişörtüne tutunduğunda istemsizce duraksamıştı Yoonmin. Namjoon'dan hala ses çıkmıyordu. Yoonmin ise bana dönmüştü "Hissediyorum... çok sıcak. Minicik bir bedeni var. Baba görüyorum o hamile...", kaşlarım çatılmış ona bakakalmıştım. Yeni yanımıza gelen Yoongi Yoonmin'e bakıyordu "Nasıl hissediyorum? Ne demeye çalışıyorsun? Namjoon doğru mu? Seokjin hala niye ağlıyor?", "Evet hamile ama Yoonmin nasıl anladı?" Yoonmin neşeyle kıkırdamış ve tişörtünü kaldırmıştı Seokjin'in "Karnına dokununca oldu. Siz göremiyor musunuz?", hala ona bakıyordum kafa karışıklığıyla.

Bir anda ortamdaki tüm kokular kaybolduğunda herkes tartışarak içeri ilerliyordu, Yoongi durmuş bana bakmıştı "Güzelim? Gelsene...". "Hoseok geldi..." diye mırıldandığımda "Pekala..." demiş ve içeri ilerlemişti. Kapıyı kapatmadan Hoseok'un yanına ilerlemiştim, yanına geldiğimde dudaklarıma eğilmiş ve minik bir öpücük bırakmıştı "Neden geldin?" diye mırıldandığımda dudaklarıma kapanmıştı. Ona karşılık vermemeye çalışırken Yoonmin'in sesini duymuştum "Hey! Anne o seni iznin olmadan mi öpüyor? Onu babama söyleyeceğim!", koşarak içeri tekrar ilerlerken kıkırdamıştım "Ahh Yoongi'nin tribini çekeceğim bu gece...".

Gülerek belimi okşamıştı "Şşş... biraz sessiz ol düşüncelerini duyamıyorum.", bir anda gülümsemesi büyümüştü "Merak etme... ona söylediklerinizi yaptığı için mutlu. Beni şu sıralar pek kafasına takmıyor gibi...". Uzanıp öpmeye devam ettiğinde kollarımı boynuna dolamıştım "Menekşe kokuyor Hoseok..." diye ayrılır ayrılmaz  söylememle belimdeki elleri benden ayrılmıştı "Farkındayım. Doğum yaptığında acaba o da yarı tanrı ya da elçi olur mu diye düşündüm ama ihtimal vermedim. Sanırım oluyor. Az önce Seokjin'in hamile olduğunu hissetti gerçekten dokunarak ve bu Jungkook'taki gibi sonradan verilen insan yapımı bir özellik değil güneş. Çocuğun mucizevi... böyle güçlere doğuştan sahipse büyük ihtimal o bir elçi değil yarı tanrı. Ama Yoongi'nin hayatındaki boşlukta neler olduğunu bilmediğimden buna emin değilim işte.".

Kaşlarım çatılmıştı "Nasıl yani? Nasıl bir boşluk?", "Görmemi istemediği anıları var genellikle çocuğuna dair. Başta sildiğini ya da çalındığını düşündüm ama yeri dolu sadece ben göremiyorum ve bunu nasıl yapabiliyor bilmiyorum. Bir şeyler saklıyor pislik herif. Yoongi eğer bir tanrının oğluysa Yoonmin'in bu şekilde olması çok normal ama Yoongi'nin bir tanrının oğlu olduğunu kanıtlayacak hiç bir kanıtım yok elimde." kaşlarım çatılmış onu dinliyordum.

O sırada Yoongi yavaş adımlarla yanıma gelmişti "Sana bir kanıt vereyim o halde... düşündüklerini söylediklerini hissettiklerini biliyorum ve duyuyorum.", "Onu ilk öptüğümde neden beni öldürmedin o halde?" omuz silkmiş ve yanımıza yaklaşmıştı "Çünkü ancak bu şekilde Yoonmin'i yarı tanrı yapabilirdim.". Belimden tutup beni kendine yasladığında konuşmuştum "Kimsin peki? Kimin oğlusun?".

O sırada bir şeyler düşünüyordum kokular hakkında, ruhlar çiçek kokardı genellikle, kokladığım en değişik koku kül kokusu ve Yoongi'deki alkol kokusuydu.

İstemsizce mırıldanmıştım "Şarap tanrısı...", gülerek dudaklarıma öpücük bırakmıştı "Bunu neden bu kadar geç anladınız hiç bir fikrim yok...", kafam tamamen karışmıştı "Ya annen ile baban?". Hoseok sinirle konuşmuştu "Sadece yer yüzündeki ebeveynleri. Kan bağı yok tabii ki! Bunu nasıl kaçırdım ben!?", kendine kızarken ben Yoongi'ye bakıyordum "Benden neden bunu sakladın peki?".

"Söylemem yasak..." diye dudaklarıma mırıldanırken ellerimi saçlarına geçirmiş onu izliyordum "Neden ben peki?". Gülerek konuşmuştu "Siyah kuğuyu herkes istiyordu bebeğim ve ben eğer istersem elde ederim.", dudaklarıma minik bir öpücük kondurduğunda mırıldanmıştım "Yoonmin'i elde etmek için mi kullandın beni sadece?".

Burnunu burnuma sürtmüştü "Böyle düşünme güzelim... sana aşık olmasam bunların hiç birini yapmazdım.", "Peki ne yapabiliyorsun?" diye soran Hoseok'a bakmadan belimi daha sıkı tutup dudaklarıma bakmıştı "Bunu...". Diğer elinde hafif bir hareketlenme hissettiğimde sessizleşen Hoseok'a bakmıştım. Koluna şok olmuş bir şekilde bakarken tüm kanı çekilmiş vaziyette kolundan süzülen kanları izliyordu.

Merakla kolunu kendime çevirdiğimde kolunda 'Yoongi' yazdığını görmüştüm "Ahh gösteriş yapmayı kes Min Yoongi... düzelt kolunu.". Silinen ismiyle Yoongi'ye dönmüştüm "Hadi git şimdi..." diyen sinirli Yoongi'nin boynuna sokulmuştum pişmanlıkla.

Şimdiye kadar yaptıklarımı ve yaptıklarımızı düşünüyordum, "Yoongi?" dediğimde mırıldanmıştı "Hm?". Başımı kaldırıp gözlerine bakmıştım "Özür dilerim...", belimi okşarken gülümsemişti "Merak etme... istediğin bir hayata sahip olacaksın bebeğim. Benden de özür dileme çünkü bunu söylemesi gereken asıl kişi benim o yüzden özür dilerim.". Gülerek boynuna sokulduğumda saçlarımı okşamıştı "Yoongi peki neden hiç yanımda güçlerini kullanmadın?", "Aslında kullandım ama sen farkına varmadın hiç. Büyük ihtimal hiç böyle bir şey olabileceği aklına gelmedi..." dediğinde onu izliyordum "Baba! Kurtarmışsın babamı o adamdan!" diyerek yanımıza koşan Yoonmin Yoongi'yi güldürmeye yetmişti.

Hoseok'u tanımasını hiç bir zaman istememiştim Yoonmin'in o yüzden ondan gizli görüşürdüm genelde ama artık görüşebileceğimi ya da görüşmek istediğimi düşünmüyordum.

Dudaklarına öpücük bırakıp Yoonmin'e baktım "Ben Seokjin'in yanına gidiyorum siz baba kız biraz oynayın istersiniz...". Gidecekken aklıma gelen soruyla ona bakmıştım "Peki ya ben başkalarına söyleyebilir miyim?", Yoongi kısaca cevap vermişti "Evet... yasaklar benim için geçerli.".

Gülerek önüme dönmüş ve içeriye ilerlemiştim "Seokjin? İyi misin bir tanem?", sakinleşmişti fakat kıpkırmızıydı. Uzanıp dudaklarına öpücük bıraktığında biraz daha rahatlamış gibi duruyordu "İyiyim..." dediğinde Namjoon'a dönmüştüm "Baba oluyorsun demek mi Namjoon...". İç çekmişti "Evet... Baba oluyoruz..." dediğinde Seokjin'e bakmıştım "Neden bu kadar mutsuzsunuz bu habere rağmen?". Namjoon oflamıştı "Korkuyoruz sadece, özellikle Seokjin ve korkmakta haklı onca yaşanandan sonra.", "Merak etmeyin... bir şey olmayacak ona. Seokjin sen her gün biraz Yoonmin ile vakit geçir. Sana iyi gelecektir." Yoonmin'in iyileştirebilme ya da geliştirebilme gibi güçleri var mı merak ediyordum ve bu oldukça iyi bir fırsattı.

Am I Wrong?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin