Gözyaşlarım yanağımda açtı cığırlarla ilerlerken hala hissizce boşluğa bakıyordum. Gitmiş miydi sahiden? Beni bırakmış mıydı? Yapmış mıydı bunu bize? Bize bunu mu reva görmüştü? Gün ışığım dediğini mi bıraktın sen? Uçurtmamı yalnız mı...
İlk bölümümüzle karşınızdayız. Umarım seversiniz:")♥️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Buraya başladığınız tarihi ve saati yaza bilirsiniz:)
Güzel bir sonbahar sabahına uyandım. Dışarda hafif bir rüzgar yapraklari ordan oraya sürürklüyor. Odamın penceresinden sokağı izliyorum.İşe gidenler,bebeğini dolaştırmaya çıkanlar,servise koşuşturan öğrenciler...
Odamın havalanması için pencereyi hafifce aralayıp önünden kalktım.Yatağımı toplayıp odamı biraz düzene soktum.Dolabıma yaklaştım. İçinden lila rengi bir kazak,buz mavisi bir kot çıkarıp yatağın üzerine bıraktım.
Banyoya girip rutin işlerimi hallettikten sonra banyoyu terkettim. Üzerimdeki ay-yıldız desenli siyah pijamalarımı çıkarıp yastığımın altına düzenlice koydum. Lila rengi kazakla buz mavisi kotu üzerime geçirdim.
Çalışma masamın üzerinden dün gece çözdüğüm test kitaplarımı ve bir kaç kalemi mavi çantamın içine attıktan sonra aynaya yaklaştım.Hafif dağınık gece karası kısa saçlarımı tarakla taradıktan sonra kahküllerimi düzelttim. Dudağıma hafif bir parlatıcı sürdükten sonra yan odadaki kardeşimi uyandırmak için odadan çıktım.
Kapıya yaklaşıp hafifce tıklattım ama ses gelmedi. Ses gelemeyince kapıyı kafamı içeri sokacak şekilde araladım ve yeşil nevresimin içinde hala uyumakta olan minik tavşanımı gördüm. Yavaşca içeri süzüldüm.
Yatağa ilerleyip bir köşesine oturdum.Elimi kıvırcık saçlarına daldırıp yavaş yavaş okşamaya başladım.Bunun ne demek olduğunu çok iyi bildiği için sırnaşık bir kedi gibi sırnaşıp ''Ne olur biraz daha.'' diye uyku mahmuru sesiyle homurdandı.
Yavaşca tebessüm edip ''Hadi minik tavşan geç kalacaksın ama'' dedim. Haklı olduğumu bilerek isteksiz bir şekilde yataktan kalktı. ''Günaydın.'' dedim gülümseyerek.
''Günaydın ablaların birtanesi.''
Bana kocaman sarılınca ben de tüm şefkatimle ona sarıldım. Yanağıma sulu bir öpücük bırakarak banyoya koştu.Ben de arkasından aşağıya inip salondan geçerek mutfaka girdim.
Babam gazeteden son haberleri okuyor, annemse sofrayı kuruyordu.
''Günaydın Vural ailesi, nasılız bu sabah?''
Annem de babam da yüzlerindeki kocaman gülümsemeyle bana bakarlarken ikisine de birer öpücük yolladım.
''Günaydın kızım.''
Buzdolabının karşısına geçip sofrayı kurmaya anneme yardım ederken Kaan da üzerindeki okul forması ve uykulu gözlerle mutfaka inmişti. Az önceki haline bakılırsa biraz daha ayılmıştı ama izin versen koşup yatağa girecek gibiydi.
Annem reçelleri falan masaya dizerken ben de sucuklu yumurta yapmak için dört adet yumurta ve sucuk çıkardım. Doğrama tahtasını çıkarıp sucukları doğradıktan sonra tavayı ocağa koyup içine sıvı yağ koydum. Yağın iyice ısındığından emin olduktan sonra sucukları tavaya dizdim. Sucuklar kızardığı sırada yumurtaları kırdım. Bir kaseye koyup çırpmaya başladım. Sucukların kızardıklarından emin olduktan sonra üzerine yumurtayı ilave ettim.
Ben bunları yaptığım sırada annem çayları koyup masaya geçti. Sucuklu yumurta hazır olduğunda ben de sofraya geçtim.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra babamla annemi işe,Kaanı da okula uğurladıktan sonra sofrayı topladım ve ben de hazırlanmaya başladım.
Bir saat sonra dershanede dersimiz vardı.Dershane üç sokak aşağıdaydı. Telefonumu alıp WhatsApp grubumuza dahil oldum ve mesaj yazmaya başladım.
Ben:Nasılsınız gençliiiik?
Ben:Bu gün nerde buluşacağız?
Arman: Affınıza sığınarak bir soru soracağım. Ben neden bu grupdayım ya?? Burası dershane ve kız grubu değil mi?
Arman:Zaten sabahın altısından çekimdeyim:(((
Bade:Arman saçma saçma sorular sormaz mısın lütfen? Tabiki biz nerede sen orada. Bizim olup da senin olmadığın bir grubun olma ihtimali sence yüzde kaç?
Ben:Haklı...
Lila:Ay darlamayın be sevgilimi. Zaten sabahtan beri çekim köşelerinde:(
Arman:İşte sevgili dediğin... Seni seviyorum bebeğim.♥️
Sera:Lütfen gidin az ötede yaşayın aşkınızı. Nerede buluşacağız onu söyleyin.
Bade:Haklı isyan
Ben: Tamam hadi nerede buluşuyoruz?
Sera: Yarım saat sonra tepenin yanında nasıl?
Ben:Okey.
Bade: Tamamdır.
Lila:Bana uyar.
Arman:Bana neeeeğğğ?
Ben: SUS ARMAN!
Bade:SUS ARMAN!
Sera:SUS ARMAN!
Lila:Yok artık.
Lila ve Armanın bu hallerine gözdevirme ile karışık gülümseyip gruptan çıktım. Arman, ben ve Bade çocukluk arkadaşıydık. Çocukluğumuzdan beri yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi.Arman bizden 1 yaş büyük olduğu için kısa bir süreliğine ayrılıklarımız oldu ama biz bir şekilde hep bir arada kala bildik. Sera ve Lila ile okulda tanıştık. Sınıf arkadaşlarımızdı.
Yaklaşık 2.5 yıl önce Armana bir ajanstan modellik teklifi geldi. Arman da kabul etti tabi. O zamanlar Lilayla Arman sadece arkadaş. Arman şimdi model olunca ,dergilere falan çıkınca kızlar üşüştüler etrafına. Aşkları o zaman patlak verdi. O zamandan beri sevgililer. Arman hala modellik yapıyor. Ben, Bade, Lila ve Sare de universiteye hazırlanıyoruz.
Bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp üst kata, odama çıkıp mavi çantamı aldım, parlatıcımı tazeledim, pencereyi kapattım ve aşağıya indim.
Portmantodan siyah kabanımı ve hafif topuklu botlarımı alıp aceleci bir tavırla üzerime geçirdim.
Evden çıkıp kapıyı kilitledikten sonra mahallenin aşağısına-tepeye doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Tepeye varmama az kalmışdı ki, komşumuz Nermin teyzenin bana seslendiğini duydum.
''Gün,kızım buraya baka bilir misin acelen yoksa?''
''Nermin teyze derse yetişmem gerek akşam uğrasam olur mu?''
Nermin teyze sevecen bir gülümsemeyle ''Olur kızım niye olmasın'' diyince gülümseyerek ona el sallayıp hızlı adımlarla tepeye varmaya çalıştım.
Tepeye vardım ama ilk önce benim geldiğimi farkettim. Bizimkileri beklemeye başladığımda ''Çiçek'' apartmanına birinin taşındığını gördüm.
Eşyalara bakılacak olunursa taşınan kişi müzisyendi. Çünkü eşyalar çoğunlukla müzik aletleriydi. Bir ara müzikle ilgilendiğim ve şarkı söylediğim için ilgimi çekmişti.
Tam o tarafa doğru adımlayacakken uzaktan Sera ve Lilanın geldiğini görüp duraksadım. Yönümü değiştirip onlara taraf yürüdüm. İkisine de sıkıca sarılırken uzaktan Badenin de bize yaklaştığını farkettim.
Üçümüz de sırayla ona sarıldıktan sonra dershanenin yolunu tuttuk.Kızlar ne kadar sohbet etseler de kafamı bir türlü toplayıb kendimi sohbete verememiştim. Aklım hala ''Çiçek'' apartmanına taşınan o kişide kalmıştı.
Çünkü o apartman bizimdi ve oraya taşınan biri olsa mutlaka haberim olurdu. Kafamda soru işaretleri ile dershaneye vardım.Eve gider gitmez bunu babama sormam lazımdı.