Gözyaşlarım yanağımda açtı cığırlarla ilerlerken hala hissizce boşluğa bakıyordum. Gitmiş miydi sahiden? Beni bırakmış mıydı? Yapmış mıydı bunu bize? Bize bunu mu reva görmüştü? Gün ışığım dediğini mi bıraktın sen? Uçurtmamı yalnız mı...
Selaam. Nasılsınız? Bayadır görüşmüyoruz. İnşallah iyisinizdir. Neyse çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Bölüm şarkısı:Fısıltı- hemsaye
Keyifli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GÜNeşlerimizi bırakmayı unutmayalım ^^
Şu an nerede miyim? Uzanmış hastanenin beyaz tavanıyla bakışıyoruz. Alnıma bir kaç dikiş atılmıştı. Bu gece gözetim altında tutulmam gerekiyormuş da. Ne kadar bir şeyim olmadığını, iyi olduğumu söylesem de Bay Ukalanın ısrarıyla burada kalmalıymışım.
Bay Ukala dediğim doktorum Barış. Kendisini gram sevmedim. Gerçi sevmem de gerekmiyor ama yani bu nasıl tavırlardır. Anladık paşam sen doktorsun. Te Allahım ya.
Hele evdeki tavırları. Tana olan tutumu. Hayır bunun Tanla bir alakası yok. Tan olmasa bile başka bir insana karşı davranışları da çok dikbaşlı.
Hastaneye geldiğimde küçük bir baygınlık gerçirmiştim. Uyandığımda alnıma dikiş atıldığını farketmiş, annemle babamı başımda bulmuştum. Annem telaşla bir şeyler söylerken, babam yine sakinliğini koruyordu. Ama içinden bu işte kimin parmağı olduğunu kara kara düşündüğünü biliyordum. Gerçi bunu kimin yaptığını ben de düşünmüyor değildim.
Neyse. Bunu düşünmeyi bir kenara bıraktım. Başım ağrımıyordu ama bu gece uyumaman gerekiyormuş. Bu arada annemlerden Tanların bizde olduğunu öğrendim. Kaana onlar göz kulak olacaklarmış bu gecelik. Onlara bir teşekkür etsem iyi olacaktı galiba. Ay kuzum benim nasıl korkmuştur şimdi. En son hatırladığım dolu dolu gözlerle beni izlediği idi.
Annemle babam az önce kafeteryaya indi. Annem yanımda kalmak için ısrar etse de az dinlensin diye yarım saatlik de olsa babamla yollamıştım onu.
Telefonumu evde unutmuştum. Tabi o telaşla evden çıkarken annemlerin de aklına gelmemiştir almak. Ben babamın telefonunu almıştım. Bir uygulama indirip kitap okumaya çalışsam da odaklanamamıştım bir türlü.
Sonunda telefonu yatağımın yanındaki komidine bırakmıştım. Şu an da boş boş tavamı izliyorum işte.
"Kızım, kaç yaşındasın sen?"
Sağ tarafımdan duyduğum sesle oraya döndüm. Benimle aynı odada yatan yaşlı bir teyze vardı.
"Yirmi olacağım teyzecim."
Yüzünde memnun bir gülümseme oluştu.
"Oh oh ne güzel. Benim bir torunum var senden beş yaş büyük. Ay nasıl yakıştırdım sizi." Anlamsız gözlerle ona baktım. Hiç beni fark etmedi bile.
Ellerini yukarıya kaldırdı "Allahım olur bu iş. Hadi İnşallah." ellerini yüzüne çekerken yüksek sesle "Amin!" demeği de ihmal etmedi.
Allah aşkına teyze sen neyin kafasını yaşıyorsun? Ya tamam torununa kız, kendine gelin arıyorsun ama bari hastanede yapma be teyzecim?