Chuuya senin saflığın o kadar muhteşem ki ve o kadar imkasız bütün hata bendeyken nasıl olur da kendini suçlarsın hep benden nefret ettiğini düşündüm meğer böyle düşünüyormuşsun sende en az benim seni sevdiğim kadar seviyormuşsun beni..... hayır kesinlikle daha fazla ben senin sevgini hak edecek bir şey yapmamış olsamda sen beni affediyorsun seni yalnız bırakmama rağmen sen benim için kapını hep açık tutuyorsun, ya bir gün dönersem diye
Ağlıyordum ağlayalı ne kadar oldu hatırlamıyorum ama hiç ağlamadığım kadar çok ağlıyorum sense şimdi ayağa kalkıyorsun az önce yaptıklarımı hatırlayıp yıkılan sen, düşen göz yaşlarımla ayağa kalkıyorsun ellerin şimdi yanaklarımda yüzümdeki özlem yaşlarını siliyorsun o yaşlar sana bulaşıyor ve duyabileceğim şekilde fısıldıyorsun "ağlama..." Bu söz daha fazla ağlamama neden oluyor gelen her yaşı küçük ellerinle siliyorsun ellerimi kaldırıp yanaklarımdaki ellerini tutuyorum ve gözlerimi kapatıp bunun bir rüya olmaması için tanrıya bütün dualarımı sıralıyorum gözlerimi açtığımda bana hala o mamavi gözlerinle bakıyorsun denizi ve gökyüzünü kıskandıracak olan o maviliklerle, bir kez daha ellerimin arasından ellerini çekiyorsun sonra yavaşça sokuluyorsun kollarımın arasına aramızdaki boy farkı nedeniyle puzzle parçaları gibi oturuyoruz sanki yerlerimize başın tam çenemin altına yerleşiyor kalbimin atışını dinliyorsun aynı zamanda üzerimdeki hüzün parçalarını silkelemek ister gibi sırtımı sıvazlıyorsun kollarımı yavaşça vücuduna sarıyorum ince, hassas ve güzel vücuduna kollarımın arasında kayboluyorsun bende zaten kimsenin seni görmesini istemiyorum kıskanıyorum ya başkaları bakarsa o gözlerine diye ya başkasına dönersin de o maviliklere benden başkası yansır diye korkuyorum. Gözlerim artık daha parlak bakıyor sen kollarımdayken sanki kaybettiğimiz zamanları telafi etmek istercesine sımsıkı sarılıyoruz birbirimize cennet kokunun içinde ölmek istiyorum ruhumun yok oluşu bir anlam kazansın diye yorulmuş olmalısın ki ellerin tişörtüme tutunuyor sana sarılı haldeyken koltuğa doğru ilerliyorum önce ben oturuyor sonra da seni önüme oturtuyorum başımı omzuna yaslıyorum ve kulağına doğru yavaşça yıllardır söylemek istediğim 2 kelimeyi fısıldıyorum............"seni seviyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Love You [Soukoku]
Fanfiction"Hala bekliyor musun? Beklemek hiç duymayan birine Dünya'nın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız. Peki ya umut? Şimdi hiç görmeyen birine, gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız" demişti Cem Adrian bir şarkısında ben bu kitapta imkansızlı...