7-Hafiza Kaybı Yalanı ♾️

82 16 92
                                    

Rezillik..

Kesinlikle kendimi rezil olmuş gibi hissediyordum..

Dün Namjoon'a değer verdiğimi söylediğimden beri, eskiden bir hiç gibi davrandıkları kuzenime saygılı konuşuyorlardı korumalar. Sabahtan beri Namjoon'a 'Bay Kang' diye hitap edip durmuşlardı. Büyük ihtimalle bizi sevgili sanıyorlardı. Ama dayımın oğlu anlamayacak kadar bazen aptal oluyordu.Şimdi ise okul girişinde aramızda tam 10 metre gerimizden geliyordu 3 koruma da. Dün konuşulanların hepsini ona söyleyememiştim. Sadece YuRi denen kadının mekanına gidip USB belleği getirmemi istediği kısmını  anlatmıştım. Ona Jimin'in, Tae'nin annesinin ölme sebebi ve gerçekten baba katili olduğundan bahsetseydim bu hayatı kabullenmeyeceğini biliyordum..

Dedektife beni yarı yolda bırakmadığı müddetçe, onu yarı yolda bırakmayacağıma dair söz verdiğim için bu hayatı kolayca bırakamazdım..

Birkaç günün uykusuzluğundan dolayı başım ağrıyordu ve son zamanlarda bazı şeyleri kaldırmak acı veriyordu bana. Diğer günlerimin nasıl geçeceğini tahmin bile edemeyecek duruma gelmiştim. Bu düşünceler arasında güneşin yüzüme vurduğu okul bahçesinde yürürken ileride ki bankta oturan Taehyung ve tavşan dişli seme kılıklı çocuğu gördüm. TaeHyung'un üzerindeki gri kapüşonlusu vardı ve siyah saçları ona havalı bir hal katmıştı. Tavşan dişli çocuğun ise üzerinde siyah tişört vardı. Onları gördüğümde kaşlarımı çatmıştım. Tavşan dişli çocuğun yüzü mosmordu, belli ki dayak yemişti birinden. Taehyung ise onun yanına oturmuş ve gülen yüzüyle onunla konuşuyordu. Tavşan dişli seme kılıklı çocuk ise yüzündeki morlukları umursamıyor gibi onu dinlerken dünyanın en mutlu insanı gibi gülümsüyordu.

Sanki TaeHyung'la birlikteyken bütün kötü anılarını hatırlamayacak kadar mutluydu..

Taehyung'un annesinin ölümüne sebep olan ben değildim ama bipolar bozukluğu olan insanlar gibi TaeHyung'u görünce acı çekmiştim bir an. O kadar mutlu görünüyorlardı ki herşeye rağmen böyle gülümsediklerini gördüğümde kıskanmıştım. Keske ben de herşeye rağmen gülümseyebilseydim. Onlara o kadar dalmış bir şekilde bakıyordum ki kulağımın dibinde bir kafa gördüğümde istemsizce titremiştim.

-" Seme kılıklıya ve Taehyung'a mı bakıyorsun."dedi gözlerini kısmış bir şekilde baktığım yere bakıyordu dayımın oğlu.

Bu kadar dibime girdiğini farkedince kendimi çektim. Korumalar ise bize hiç bakmıyordu, hepsi de kafasını ayrı yere çevirmişti.Dayımın oğluyla sevgili sanmaları sinir bozucuydu..

-" Dün rektörün odasından çıkarken yüzü böyle mosmordu. Okuldaki insanlardan duyduğuma göre babası dövmüş olmalı."dedi hala baktığım yere bakarken.

-"Rektör ne alaka?"dedim bir çırpıda. Baktığı yere bakmayı kesip hiçbir şey demeyerek yürümeye başladı.

-"Ya sana bir soru sordum dayımın oğlu." dedim onun kollarından tutarak önüne geçtim.

-"Ne bilim AMK ya. Bana soru sorma ben sadece duyarım. Dün sen gelmediğin için ben okula geldim işte. Rektörün odasından önce mi yüzü böyleydi,yoksa çıktıktan sonra mı böyle oldu bilmiyorum. Sadece bildiğim tek şey var, o da dayak yediği kişi  babası. Okulun ikinci tenefüsünde sinirle okuldan çıkıp gitti. TaeHyung denen çocuk da arkasından 'Kook bekle' diyerek koştuğunu gördüm. Ondan sonra işte 'Yakında Jimin gibi baba katili olur bu da' diyip alay ediyorlardı okuldakiler. Tek anladığım bu halamın oğlu."dedi.

Tavşan dişte mi babasından zorbalık görüyordu. O kadar güçlü gözüken çocuğun babasından dayak yemesi gururuna dokunmuş olmalı..

Ama ondan önce merak ettiğim sorular vardı ve dedektifi ilk gördüğümüzde Park SuMan olayını duymuştu kuzenim. Ne kadar doğru da olmasa merak edip ona soru sordum.

This Life İs Not MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin