5-Beklenmeyen Yarış ♾️

118 19 112
                                    

İnsanlar hayaletlere inanır mıydı bilmiyorum ama ben inanıyordum. Bu yattığım odada sanki Jimin'in hayaleti vardı ve yatağında yattığım için sanki buradaymış gibi hissediyordum. Sağıma döndüğümde vitrindeki çocukluğundan kaldığını düşündüğüm kırmızı oyuncak arabasını görmüştüm ve o oyuncağı görmek bile içimde bir korkunun yeşermesine sebep olmuştu. En sonunda dayanamayıp gecenin bir yarısında alt katta koltukta uyuyan Namjoon hyunguma sarılıp uyumaya çalıştım.

Bu günüm güzel başlayıp kötü sonlanmıştı. Namjoon hyung bütün gece durmadan kusmuştu, ona o kadar yememesini söylemiştim oysaki..

Sabah ise kâbusu yaşamıştım, Min Yoongi'nin göndereceğim dediği korumalar evin her yerindeydi. Babası gibi ölmekten mi korkuyordu bilmiyordum ama bir ihtimal ondan dolayı bu kadar koruma tuttuğunu düşünüyordum. Namjoon hala dünün etkisinden çıkamadığı için benimle okula gelmemişti ve ben okulda sürekli 3 korumayla gezmiştim. Taehyung ortalıklarda yoktu ama Hobie denen çocuk durmadan ' yarışa gel Jimin-Ah" diye başımın etini yemişti.

Aklım hala TaeHyung' da kalmıştı nedensizce. Ona çok umursamaz ve kalp kırıcı konuşmamalıydım. Zaten çocuk kendini daha yeni topluyordu..

Bütün gün korumalarla gezmekten hoşlanmamıştım. Birinin sizin her adımınızı takip etmesi gerçekten iğrenç bir duyguydu.. Bir ara sınıfa gelip yanımda duracaklarını bile düşünmüştüm ama sınıfın kapısında kalmakla sınırlı kalmışlardı...

Kaç günün yorgunluğunu hala üzerimde taşıyor gibi şimdi de gün bitmiş ve ben Hobie'nin yanına araba yarışı oynamak için gidiyordum korumalarla birlikte. Korumaların bugün gelmesi iyi olmuştu, Hobie'nin evini bilmiyordum ben.

Namjoon benimle gelmeyip beyzbol maçını izleyeceğini söylemiş ve beni tek yollamıştı..

Neymiş Hobie denen çocuğu sevmemiş..

Ama 3 korumayla gittiğim yollar bir eve gider gibi gelmemişti gözüme.Tam tersi dağlık alanlara sürüyordu arabayı süren şoför mu yoksa koruma mı olduğunu bilmediğim adam.

Hobie denen çocuğun evi dağ başında mıydı acaba??

Birkaç dakika sonra ise hiç beklemediğim bir manzarayla karşılaşmıştım. Ben oyun konsolu oynayacağımı düşündüğüm araba yarışı gerçek hayatta oynanan Ralli yarışıymış. Burası uçurum kenarındaydı ve etrafta ormanlar vardı. Böyle bir yer beklemiyordum.

Kendimi gerçekten uçurum kenarına atıyordum canlı canlı..

Etrafta ki kalabalığın beni taktığı söylenmezdi ama bu kadar kalabalık oynandığını bilmiyordum bu yarışın. Bu duruma istemsizce şaşırmıştım. Burada olanların birçoğu dövmeli tiplerdi ve kızlarının giyinişleri ise straplez üst ve mini etek giyinmişlerdi. Bu soğuğa nasıl dayanıyorlardı. Üzerimdeki siyah kabanıma sarılarak Hobie'yi etrafta gözümü dolaştırarak bulmaya çalıştım.

Ahh neden burası bu kadar soğuktu...

Birkaç adım attıktan sonra Taehyung ile Hobie'nin gülerek konuştuğunu gördüm. Taehyung da mı buradaydı, oysaki sabah okulda yoktu..

Neden endişelenmiştim ki??

Hobie'nin yanına gitmek istemiştim ama TaeHyung'la o kadar konuşmaya dalmıştı ki, o mutlu arkadaşlıklarına gölge düşürmek istemediğim için yerimde kalarak onlara baktım. Yeşil kazak ve altına giydiği siyah pantolon ona çok değişik aura katmıştı. O kazak onu ısıtmadığı için birkaç kez ellerini üfleyerek sıcak tutmaya çalışıyordu. Jimin ona neden aşık olmuştu bilmiyordum ama gülerken kısılan gözleri ve kare gülüşüyle birçok kişinin kalbini eritecek kadar yakışıklı olduğu aşikârdı.

This Life İs Not MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin