Bölüm beş; İlk sihir dersi
Cıvıl cıvıl bir ses ile gözlerini açtı genç adam. Minik kardeşi uyanmış başında şarkı söyleyerek onu kaldırmaya çalışıyordu. Kardeşinin bu şirin haline güldü ve o susmasın diye gözlerini kapalı tuttu.
"Sabah olmuş, güneş açmış ama abicik uyanmamış."
Melek Su'nun kendi uydurduğu şarkısını dinlemeye devam etti genç adam. Küçüğünün sesi huzurdu onun için, büyüleyiciydi.
"Uyansın abicik ve kardeşine sarılsın."
Kardeşinin son sözü ile oturur vaziyette olan küçüğünü kucağına çekip, üstüne uzanmasını sağladı. Küçük kız bu hareket üzerine kıkırdadı.
"Demek abicik daha fazla dayanamadı işkenceme ve uyandı."
Sesi melodi gibi çıkan kardeşiyle güldü genç adam.
"Eğer sen buna işkence diyorsan her sabah razıyım ben."
Melek Su, abisinin sözleriyle daha sıkı sarılıp başını boynuna gömdü. Abisinin güzel kokusuyla huzur buldu.
"Yakışıklı perim ikinci günümden dersime geç kalmak istemiyorum. Dün olanları sihir dersinde bana anlatırsın."
Barbaros kardeşinin sözleri ile kollarını gevşetti. Minik kardeşinin saçları arasına öpücük kondurup doğruldu.
"Tamam, küçük perim hazırlan çıkalım."
Melek Su, abisini başıyla onaylayıp dolabının karşısına geçti. Bugün içinden özenle hazırlanmak geçiyordu. Bu sebeple dolabının karşısında oldukça oyalandı. Abisinin söylediğine göre sihirli bir dolaba sahipti. Giymek istediği kıyafeti aklından geçirdiği an o kıyafet üzerinde belirlenecekti. Fakat genç kız hala ne giyeceğinden emin değildi.
Genç kız uzun bir düşünmenin sonunda elbise giymeye karar verdi. Son ders için kıyafetleri zaten dolaplarında oluyordu. Küçük kız gözlerini kapadı ve hayalindeki elbiseyi oluşturdu. Gözleriyle aynı renkteki yeşillikte, belden tam oturan ve etek kısmı hafif bollaşan, diz kapağının biraz üstünde bir elbise genç kızın üzerinde belirdi. Elbise ince ip askılıydı ve belinde ince kahverengi bir kemer vardı. Elbisenin gözleri ile uyumu mükemmeldi, küçük kızın güzelliğine güzellik katmıştı adeta.
Melek Su kendini incelemeyi bırakıp saçlarını yapmaya başladı. Düz sarı saçlarını salık bırakıp, beline doğru salınmasını izledi. Saçına kemeri ile uyumlu ince bir bandaj takıp hazırlanmasını bitirdi.
Bugün nedendir bilinmez güzel olmak istemişti. Aslında sebebini biliyordu fakat kendine itiraf edemiyordu.
Çantasını alıp ilk dersinin kitabını koydu ve kapıya yöneldi. Tam kapıdan çıkacakken odada duyduğu ses ile yerinde kaldı. Arkasını dönüp çevresini inceledi fakat bir şey göremedi. "Yanlış duydum sanırım" diye düşünüp tekrar çıkacakken eline değen küçük bir cisim ile korkuyla geri adım attı.
Küçük kızın korkudan gözleri irice açılmış, ağzı şaşkınlıktan açık kalmıştı. Tepki veremiyordu. Karşısındaki küçük varlığı inceliyordu. Neydi bu varlık?
Yaklaşık otuz santimetre ya vardı ya yoktu. Küçük şirin kanatları, yeşil elbisesi, sarı saçları ve yeşil gözleri ile çok şirin bir şeydi. Ama Melek Su bu varlığın ne olduğunu bilmediği için korkuyordu. Kendine geldiği vakit dudaklarını araladı.
"Kimsin sen?"
Dilinden düşen kelimeler sadece bu oldu. Küçük varlık ona yaklaşınca bir adam geri gitti. O geri gidince varlık hareket etmeyi kesti ve melodik sesiyle söze girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK PERİM
Fantasy06.10.2016 tarihinde kurgulanmış 10.01.2017 tarihinde yayımlanmıştır. 21.01.2019 tarihinde ara verilmiştir. 10.01.2021 tarihinde yeniden yayımlanmaya başlanmıştır. *** Sarı saçları, yeşil gözleri ile tüm varlıkları kendilerine hayran bırakan kard...