Bölüm bir; Periler, gerçekler ve kaçırılma
26 Eylül 2015:
Zaman her zamanki acımasızlığı ile akıp gitmiş, yapılan saldırının üzerinden on beş yıl geçmişti. Perilerin esir düşmesinin, ölmesinin, kendi ülkelerini terk etmek zorunda kalmasının ve iki kardeşin ayrılmasının üzerinden tamı tamına on beş yıl geçmişti. O küçük oğlan, küçük Barbaros büyümüş yirmi bir yaşında bütün herkesi yakışıklılığıyla büyüleyen genç bir adam olmuştu. Küçükken dünya tatlısı olan o çocuk büyüdükçe o tatlılığı yakışıklı olmaya bırakmıştı. Genç adam, perilere has kusursuzluğun yanı sıra çimen yeşil gözleri ve sarı saçlarıyla çok çabuk ilgi çekip bütün kızları kendine hayran bırakıyordu.
Annesi ve kardeşini, saldırıdan kurtulan güçlü periler ile bir şekilde insanlar alemine gönderdikten sonra kendisi de babasıyla beraber elflerin yanına sığınmışlardı. Bu zamana kadar savaşmayı ve savunmayı öğrenmedikleri için yapılan saldırı onlara bir ders olmuştu. Bu sebeple Sihir Akademisi'nde tüm genç periler ders almaya başlamıştı. Tüm periler on beş yaşına gelince bu akademi de eğitim almaya başlayacak olup, on beşinden büyük olup da savaşmayı ve savunmayı bilmeyen periler de ders almışlardı.
Fakat prens peri on beş yaşını beklememiş altı yaşından bu yaşına kadar hem peri hem de bütün element güçlerini bu sihir akademisinde geliştirmişti. Amacına ulaşması için çok güçlü ve bilgili olmalıydı. Bu sebeple asla küçüklüğünü yaşamamış ülkesini kurtarabilmek için hep çalışmıştı. Hiç şüphesiz bu çalışmalar ona büyük bir artı olarak dönecekti.
Genç adamın ülkesini kurtarmaktan başka şansı yoktu. Bunu tek başına yapamayacağını biliyordu. Bu sebeple tüm periler canla başla kendini geliştiriyordu fakat Barbaros daha çok çabalamalıydı. Çünkü o hem kardeşini eğitecek hem de ülkesini onunla beraber kurtaracaktı. Sadece ülkesini değil babasını kurtaracaktılar. Çünkü onlar birlikte iken kimse onlara karşı koyamazdı. Onların ikisi bir araya gelince güçleri tamamlanacaktı. Yıllar önce kahin peri öyle ön görmüştü ve o perinin gördükleri hiç şüphesiz doğru çıkardı.
Genç adamın yeniden babası geldi aklına. O gün zaten hiç aklından çıkmıyordu ki. Hayatındaki en büyük pişmanlığı o gün yaşamıştı. Babasıyla peri güçlerini akademiden uzak bir yerde geliştirirken büyücüler etraflarını sarmışlardı. Uzun bir savaş olmuştu fakat onlar geldikçe geliyorlardı. Babası oğluna onu bırakmasını, onları oyalarken kaçmasını söylemişti. Ülkesini kurtarmak için bunu yapması gerektiğini söylemişti. Barbaros her ne kadar istemese de babası onu ikisinin de yakalanırsa kardeşine ne olacağını söyleyerek onu ikna etmişti. Babasının son sözleri "anneni ve kardeşini koru" olmuştu. Barbaros babasına söz verip, babası onları oyalarken kaçmıştı. Diğerlerine sihir yoluyla haber vermek istese de cadıların yaptığı sihir yüzünden haber verememişti. Diğerlerine haber verip gelene kadar onlar çoktan babasını alıp gitmişti.
Kardeşi ve annesinden sonra babasını da kaybetmek çok ağır gelmiş genç adama ama o yıkılmamalıydı. Eğer o yıkılırsa halkı da yıkılırdı. O prensti ve yakında ülkesinin kralı olacaktı. Güçlü durup ayakta olmalıydı ki halkı da güçlü olsundu. Güçlü olmalı ki kardeşini ve annesini koruyabilsin.
Aklına kardeşi ve annesi gelince acıyla sarsıldı genç adam. Yıllardır onlardan ayrı olması ve onları sadece uzaktan izlemesi çok acı veriyordu ona. Ama bu böyle olmalıydı. Kardeşi için onların hayatına giremezdi. Kardeşinin kendisi gibi olmasına izin veremezdi ki vermedi de. Onun kardeşi küçüklüğünü yaşamalıydı. Varsın kendisi yaşamasın ama kardeşi bu yükle büyümesindi. Yıllar önce verdiği bu karardan asla pişman olmamıştı. Küçük kardeşi hiç değilse doya doya çocukluğunu yaşamıştı. Ondan uzak olmak zor olsa da buna değerdi. Değmişti de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK PERİM
Fantasy06.10.2016 tarihinde kurgulanmış 10.01.2017 tarihinde yayımlanmıştır. 21.01.2019 tarihinde ara verilmiştir. 10.01.2021 tarihinde yeniden yayımlanmaya başlanmıştır. *** Sarı saçları, yeşil gözleri ile tüm varlıkları kendilerine hayran bırakan kard...