KÜÇÜK PERİM

Küçük Perim~Bölüm Dört

Bölüm dört; Aras'ın ve Pusat'ın gerçekleri

Uzun bir yürüyüşün sonunda ormanın içinden geçip güzel bir nehrin yanına geldi iki genç. Yol boyu sessizlerdi. Aras kafasında ne anlatacağını planlarken, Melek Su arkadaşına kafasını toplaması için izin verdi. Nehrin kenarına geldikleri vakit büyük çınar ağacının yanına geçtiler. Beraber oturup sırtlarını ağaca yasladılar.

Aralarındaki ölüm sessizliği devam ediyordu. Aras'ın konuşmaya cesareti yoktu hala. Melek'te ısrarcıydı konuşmamaya. Aras arkadaşının karşısına geçti ama hala susuyordu. Melek Su arkadaşını izledi. Arkadaşının üzgün ela gözlerine odaklandı. Rengi daha da açılmıştı gözlerinin. Arkadaşı ne zaman üzgün olursa gözlerinin rengi açılırdı hep. Kıyamadı Melek Su arkadaşına, karşısındaki adam onun çocukluğuydu, hep var olan dostuydu, olmayan kardeşiydi.

Dizlerinin üzerinde durup sarıldı genç adama cesaret vermek için. Genç adam kendine sarılan minik bedene sarıldı sıkıca. Saçlarının arasına bir öpücük kondurdu.

"Özür dilerim güzelim."

Bu sözler üzerine küçük kız geri çekildi. Arkadaşının yüzünü ellerinin arasına alıp yanaklarını okşadı.

"Nefes ne durumda?"

Aras bu sözler üzerine üzgünce cevapladı.

"Senden sonra bende gidince yıkıldı. Senin peşinden ayrılmam gerekliydi zaten senin için oradaydım. Bu onu çok üzdü. Ama elimden geldiğince ziyaretine gideceğim."

Melek Su yıkıldı adeta. Omuzları düştü geri çekildi.

"Ah benim biricik arkadaşım. Kesin ağlamaktan bitap düşmüştür. Onu orda bıraktığım için öyle üzgünüm ki."

Aras yeşillerine gölge düşen sevdiğine baktı. Sevgisinden bir haber olan kızı izledi. Yanaklarını okşadı. Akan bir damla gözyaşını sildi.

"Merak etme güzelim. Ben yanına gideceğim fırsat buldukça ve ararız sürekli."

Melek Su onayladı. Aklının bir köşesine yazdı aramayı.

"Aras artık anlatmalısın bana. Giderken dediklerin zaten kafamı kurcalıyordu şimdi de seni burada görmem. Sen de mi bu âlemdensin? Öyleyse nesin?"

Sorularına devam edecekken susturdu genç adam küçük kızı.

"Anlatacağım güzelim. Sadece bana kızma olur mu her şey senin içindi."

Melek Su sessiz kaldı ve arkadaşını bekledi. Uzun bir sessizlik sonu Aras söze girdi.

"İlk olarak ben de bir periyim güzelim. Element perisiyim ve iki elementi kontrol ediyorum. Çok nadir rastlanan bir durum bu sizin gibi ve diğer perilerden haliyle daha güçlüyüm. Kontrol ettiğim elementler ise su ve toprak. Birbirini tamamlayan elementler olduğu için güçlerime çok kolay ve çabuk hâkim oldum. Ateş ve su gibi zıt bir element olsaydı daha zor olurdu tabi ki neyse bunları geçelim ileri de daha iyi öğreneceksin. Feye Land'a yapılan saldırı da ben henüz üç yaşındaydım. Annem ben doğarken ölmüştü ve babamla yaşıyordum. Babam ve senin baban yakın arkadaşlardı. Babam esir düşünce senin baban bana sahip çıktı. Baban, abin ve ben elflerin yanına sığınmıştık. Güçlü element perileri ve çocukları da sağ çıkmıştı o saldırıdan. Hepsi bir araya geldi ve Sihir akademisinde eğitim almak için konuştular. Oradaki ırklar kabul etti. Orada eğitim alan periler akademideki yurtlarda kalmaya başladı. Aileleri ise sığındıkları ırkların yanında. Bir zaman sonra biz de buraya yakın yere şato yaptık ve orada yaşamaya başladık. Beni ve abini baban eğitti."