KESİŞEN YOLLAR 2

78 12 29
                                    

Mağaraya gelişlerinin birinci haftası dolmak üzereydi. Henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen,hepsinin tek düşündüğü akşam ki radyo yayınıydı. Bir şekilde, o adamın sesini duymak onları rahatlatıyordu. Bir yerlerde hala birilerinin var olduğunu ve uzaylılara inat bir şeyler başarabildiğini görmek umutlarını tazeliyordu.

Ann son günlerde olduğu gibi,yine Yibo'nun başucundaydı. Genç adamın vücut ısısı öncekine göre çok daha iyiydi,ama bu şekilde fazla uzun süre dayanamayacağı her halinden belliydi. Elinde malzeme olsa şu an yaptığından daha iyisini yapabilirdi Ann,ama ne yazık ki Earth'ın gömleğinin parçalarından fazlası yoktu elinde.

"İyi olacak mı?" Rose,neredeyse hiç uyumayan arkadaşına düşünceli gözlerle bakıyordu. Onun bu, sürekli her yere yetişme arzusunu anlıyordu. Kafasını meşgul tutmak ve geriyi düşünmek istemiyordu. Ama bir haftadır ne düzgünce uyuyordu,ne de yemek yiyordu. Ya Yibo'nun yaraları ile ilgileniyordu,ya da Pp denen genç çocukla.

Ann,Zhan'ın onları duyamayacak kadar uzak bir mesafede olduğunu görünce konuştu."Böyle giderse pek de iyi olacağını sanmıyorum." Yaralar gerçekten ciddiydi,öyle ateşini düşürmeye çalışmak ile bir yere varamayacağını biliyordu.

"Biraz dinlenmen gerekiyor." Rose'un sesi endişelerini belli edecek şekildeydi. Arkadaşı için gerçekten endişeleniyordu. Bu şekilde devam ederse,onun da sağlığının bozulacağına emindi.

"İyiyim ben,"dedi Ann. Rose'un inanmayan bakışlarını gördüğünde hafifçe gülümsemeye çalıştı."Gerçekten iyiyim,bakma bana öyle."

Rose,genç kızın elinde ki bezi aldı."Şimdi gidip biraz uyuyorsun." Ann'ın itiraz edeceğini anladığında,korkutucu olmasını umduğu bir bakış attı. Ama ben size söyleyeyim,pek de korkutucu görünmüyordu."İtiraz kabul etmiyorum! Sen uyurken ben ilgileneceğim yakışıklı hastamız ile." Sesi itiraz kabul etmeyeceğini belirten bir tondaydı."Hem Earth bey sizin için çok endişeleniyormuş. Üzmeyelim müstakbel enişte adayımızı." Derken sırıtmasına engel olamamıştı. Ann,koluna hafifçe vurduğunda hala sırıtıyordu.

Sonunda genç kız arkadaşının tavsiyesine uyup,mağaranın bir köşesine gidip uzandı.Uyuyabileceğini pek sanmıyordu,ama Rose'un sürekli kendisine baktığını gördüğünde gözlerini kapattı.

Rose,yaralı gencin günlerdir bilinçsiz olan yüzünü,elinde ki ıslak bezle silmeye başlamıştı. Biraz sonra Zhan gelmiş,genç adamın elini tutmuştu. Ona olan sevgisi imrendirecek cinstendi,günlerdir yanından bir an ayrılmıyordu. Onun neredeyse hiç uyuduğunu görmemişti Rose. Bir an Ann gibi,onu da uyumaya yollamak istese de pek başarılı olamayacağını düşündüğü için sessiz kaldı.

Saat akşam yedi civarlarını gösterdiğinde,küçük bir daire oluşturacak şekilde oturmuşlardı. Prem,dairenin ortasında kucağında radyo ile oturuyordu. Frekansı ayarlamış,herkes gibi o da sabırsızlıkla adamın sesini duymayı bekliyordu.

"Selam,umarım hala oradasınızdır." Radyodan gelen sesi duyduklarında,iyice sessizliğe gömülmüşlerdi. Adamın söylediği tek şeyi bile kaçırmamak adına dikkat kesilmişlerdi."Son bir hafta içinde değişen çok şey oldu. Dünyamız yeniden yapılandırılıyor,yıkılan binaların yerine kendileri için evler yapıyorlar. Sanırım bizim yaptığımız gibi doğa ile savaşarak değil,onunla barış halinde yaşamayı planlıyorlar. İki gün önce küçük gruplar halinde yerleşim yerlerinin dışına çıkmaya başladılar. Şüphe götürmeyecek bir şekilde açık ki,geride kalan birileri varsa onları yok etmeyi planlıyorlar. Artık hiç bir yer güvenli değil ne yazık ki,yine de elimizden gelen tek şey son ana kadar savaşmak ve yaşamak. Burada önemli olan sadece senin ya da benim yaşamım değil,insan ırkının geleceği. Eğer bizi bulmayı başarırlarsa,ırkımız ne yazık ki yok olacak. İşte bu yüzden sizlerden,ne olursa olsun vazgeçmemenizi istiyorum. Bunun zor olduğunu ve elimizde onlara karşı çok fazla imkan olmadığını,en az sizin kadar bende biliyorum. Ama vazgeçmemiz,yok olmamız demek." Adam bir anlığına susmuştu. Tüm bu yaşananlar,onun için de zordu. " Eğer yapabiliyorsanız,bir kaç silah edinmeye bakın. Olabildiğince yol almaya devam edin,bir yerde uzun süre kalmayın. Sizlere yeni frekansı vereceğim,ne kadar daha bu yayınlara devam edebilirim bilmiyorum. Eninde sonunda beni farkedecekler ama o zamana kadar buradayım. Siz de orada kalmaya devam edin. " Daha sonra yeni frekansı vermiş ve yayını bitirmişti. Adamın dedikleri sonrasında,her biri derin bir düşünce dehlizine düşmüştü.

VİTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin