Ann,elinde ki tıbbi dosya ile koridorda ilerliyordu.Bayan Smith'in küçük oğlu ile ilgiliydi bu dosya.Küçük çocuğun alerjik sorunları vardı,Mew bunları dosyaya eklemesini rica etmişti.Son günlerde oldukça tempolu çalışıyorlardı.Sadece sağlık ekibi olarak değil,diğerleri de hummalı bir çalışma içerisindeydi.Aden'den ayrılalı on gün olmuştu,Reptilianlar ile çatışmalarının üzerinden geçen zamanda bu kadardı.Aden'in yöneticisi 13.Seçilmiş,Reptilian ırkının kindarlığından söz etmişti.Bu yenilginin altında kalmayacaklarını,büyük ihtimal ile karşı saldırıya geçeceklerini söylemişti.Her şekilde hazırlıklı olmaları gerektiğini de eklemişti,bu yüzden herkes diken üstündeydi.Ahmet ve Zhan,silah sistemlerinin verimliliğini artırmak için uğraşıyorlardı.Albay Stranger eşliğinde,silah kullananlar ve Govindalılar talim yapıyordu.Mecbur kalmadıkça kimse ile temasa geçmemeye,bir süre diğer gezegenlerden uzak durmaya karar vermişlerdi.Tedbiri olabildiğince ellerinde tutmaya çalışıyorlardı,bir düşman kazanmak onlar açısından her durumda gereksiz ve zorluydu.Botanik laboratuarının önüne geldiğinde,sensörlü kapılar onu farkedip açıldı.Kendi teknolojileride sensörlü kapılar,ışıklar icat edecek kadar gelişmişti ama yine de her defasında Luridalıların teknolojisi karşısında hayretini gizleyemiyordu.
Açılan kapıdan usulca içeriye girdi,Bayan Smith yani Alice elinde bitkileri budamaya yarayan bir alet tutuyordu.Odunsu bir bitkinin yapraklarını budama işine öyle dalmıştı ki,kapının açılışını duymamıştı.Ann,o kendisini farkedene kadar etrafına bakınmaya karar verdi.Burası uzay gemisinin sebze ihtiyaçları için kurulmuş bir bölümdü,lakin sadece sebzelere değil çok çeşitli çiçeklere de ev sahipliği yapıyordu.Bazı bitkilerin yapraklarının renk değiştirip,siyahımsı bir renge büründüğünü farketti.Adının ne olduğunu bilmediği,kırmızı renk çiçeği olan bir bitkiye dokundu.Siyaha dönen yaprak çürümüş gibi görünüyordu."Ann,ne zaman geldin?"
Alice'in sesi ile dikkatini bitkiden çekti.Orta yaşlı kadına döndü,yüzünde dostane bir gülümseme vardı.
"Yeni geldim sayılır,"dedi.Elini biraz önce incelediği bitkiye doğru uzattı."Onun neyi var?"
Alice'in yüzünün hafifçe asıldığını farketti.Kadının kahverengi gözleri umutsuzluk ile parlıyordu."Günlerdir bende bunu öğrenmeye çalışıyorum,"dedi.Bilgisarayın kütüphanesinde okuduğu sayısız kitabı hatırladı.Bir çok gezegenin botanik bilimcilerinin yazdığı,sayısız kitap okumuştu.Ama hiçbirinde bitkileri eski haline getirecek bir çözüm ile karşılaşamamıştı.Son çare geleneksel çözümlere başvurmuştu,yine de sonuç aynıydı.Bitkilerin büyük çoğunluğu,eğer yakında bir çözüm bulamazsa aynı kaderi paylaşacaktı,ölecekti.
"Bilgisarayda pek yeterli bir bilgiye rastlamadım,şimdilik kendi bildiğim yollar ile savaşıyorum,"dedi.Bunu yüzünde oluşan bir savaşcı edası ile söylemişti.Onu bu şekilde görmek Ann'ı mutlu etti.Dünyada yaşanan ilk saldırılarda ikizlerinden birini kaybettiği için yıkılan ve neredeyse ölmeyi dileyen kadın oldukça değişmişti.Gerek burada,gerekse mutfakta harikalar yaratıyordu.Onun yaptığı yemeklerin lezzetini başka yerde bulamazdınız.Alice'in kendini bu kadar toparlamış olması,en çok eşi Arthur'u sevindiriyordu.Boşanma arefesine gelmiş orta yaşlı çift,yeni bir döngüye girmişti.Birbirlerine daha aşık,daha da önemlisi daha saygılılardı.
"Sen neden gelmiştin? Bitkilerin bahsi açılınca sormayı unuttum,"dedi mahçup bir ifade ile.
"Mew gönderdi,"dedi Ann.Elinde tuttuğu dosyanın kapağını açtı,giydiği beyaz önlüğün yakasına taktığı kalemini sağ eline aldı."Timmy'nin alerjisi olan maddeleri dosyasına ekleyeceğim,Mew bunları bilmenin önemli olduğunu düşünüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİTA
ФанфикBir zamanlar mavi bir gezegen vardı. Biz ona Dünya diyorduk,sonra onlar geldi ve herşey değişti. Bu bizim hikayemiz,insan ırkından geriye kalan bir avuç sıradan insanın hikayesi...