1

387 26 22
                                    

"Merhaba, ben Jeong Soomin."

"Hadi ama, hepimiz tanıyoruz seni Soomin!" Jaeyoung sınıfla beraber kahkahalar eşliğinde gülerken yeni sınıf hocam beni Jaeyoung'un arka sol çarprazına oturttu. Buradakilerin çoğuyla ortaokuldan tanışıyordum, bu yüzden ortama pek de yabancı sayılmazdım. Zaten ikinci dönem okul değiştiren salak sadece ben olabilirdim.

Fizik hocamız ders anlatırken Jaeyoung bana derste saçma salak hareketler yapıyordu. Aslında bunun anlamı seni özledim demekti fakat ona özeldi. Onu çok iyi tanıyordum, çünkü çocukluk arkadaşımdı.

Derse geç gelmem sebebiyle teneffüs zili çabuk çalmıştı ve hemen sınıfın çoğu başıma toplanmıştı.

"Çok güzelleşmişsin Soomin."

"Cidden bu senin makyajsız halin mi?"

"Oha! Gamzelerin var."

Garip övgüler teşekkürlerimi sunarken Jaeyoung topluluğun arasından çekip beni kurtarmayı başarmıştı. Beraber koridorda ilerlerken çoğu kişi bana bakıyordu. Cidden bu kadar mı dikkat çekiyordum?

"Jaeyoung?"

"Efendim?"

"Niye herkes bana bakıyor?" Etrafına şöyle bir göz gezdirdikten sonra bir şey hatırlamış gibi bana döndü. "Ha o mu?" Bir yandan telefonunu çıkarırken konuşmaya devam etti. "Okulun web sitesi altında bir dedikodu sitesi var, orada paylaşmışlar seni. Herkes haberdardı yani geleceğinden."

"Ne!?" Uzattığı telefonu elinden alırken sayfayı aşağı kaydırdım ve az önce okula girerken çekilen fotoğrafımı görmem ile ikinci bir şok dalgasına kapıldım. Ne ara beni görmüş, tanımış, fotoğrafımı çekmişlerdi? Ayrıca bu kişisel haklarıma saygısızlıktı.

Sinirim tepeme çıkarken hiddetle Jaeyoung'a döndüm. "Kim bu sitenin kurucusu?" Çok gizli bir şeymiş gibi kulağıma doğru eğildi. "Şu karşıdan gelen grubu görüyor musun? Öndeki siyah saçlının hemen sağında bulunan mavi saçlı çocuk. İsmi Na Jaemin. Öndeki siyah saçlı çocuğun -Jeno- babası milletvekili."

"Hah(!) Kıçımın milletvekili." Yanımdan geçen çocuklara aşağılayıcı ve sinirli bakışlarımı atarken hepsiyle kısacık bir an göz göze geldim. Ama benim baktığım kişi Jaemin'di. O kadar itici ve ukala duruyordu ki onu yere serip yumruklamak istiyordum. Gözlerimi üzerinden çekmeyerek rahatsız olmasını bekledim. Fakat o da gözlerini benim üzerime dikti ve umursamaz bakışları ile yanımdan geçip gitti. Sinir katsayım artarken arkamı dönüp sövmek istedim. Habersiz fotoğrafımı çekip bunu yayınlandıktan sonra utanmazca ve umursamazca yanımdan geçip gidiyordu ve hiçte pişman görünmüyordu. Yumruklarımı sıkıp yanağımın içini kemirirken neden böyle bir şey yaptığını sorguluyordum.

Jaeyoung omzumda olan parmaklarını gezdirirken çenemi kavrayıp kafamı önüme çevirdi. "Boşver boşver, bunlar böyle. Okulun bütün dedikodularını sitede yayınlayarak onları ifşalamaktan zevk alıyorlar."

"Ne yani, psikopat mı yetiştiriyor bu okul? Gidiyorum o zaman ben."

"İzin vermem!" Koluma sıkıca sarılırken, sinirlenmeyi bir kenara bırakarak onunla beraber önüme döndüm.

Sohbet ederek kafeteryada bulunan masalardan birinde oturuyorduk. Kahvenin içine azıcık tuz atmanın kahvenin tadını arttırdığını ona anlatırken yanımıza doğru koşarak gelen kıvırcık saçları kahverengi ile turuncu arasında bir renge sahip çocuğu fark ettiğimde kaşlarım çatılmıştı. Jaeyoung ani bir hareketle ayağa kalktığında şaşkın bir şekilde ikilinin sarılışını izliyordum. Nereden tanışıp nasıl bu kadar yakın olduklarını sorgularken konuşmalarını dinledim.

don't panic: hacker | na jaeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin