7

263 31 33
                                    

Benim gibi ayağa kalkıp karşımda dikildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim gibi ayağa kalkıp karşımda dikildi. Hiçbir şey anlamamış taklidi yapıyordu.

"Anlamıyorum seni Soomin? Neden böyle sinirleniyorsun?"

Sinirden başıma ağrı girerken parmaklarımı şakaklarıma götürüp ovuşturmaya başladım. Bu çocuk cidden beni sinir hastası yapacaktı.
"Seninle uğraşamayacağım Jaemin..."
Arkamı dönüp okula doğru adımlamaya başladığımda şakaklarımı ovmaya devam ediyordum. Jaemin bir merdiven üstüne geçerek tam karşımda durmuştu. Ellerimi yüzümden çekip bıkkınlıkla iki yanıma bıraktım.

Gözlerinde hâlâ o şaşkın saçma ifade vardı ve bu beni gittikçe delirtiyordu. Hafıza kaybı geçirmiş gibiydi. Ama sadece o olayları zihninden silmiş gibi.

"Soomin..." Cümlenin devamını getiremeden başı omzuma düştü. Şaşkınlık geçirme sırası bendeydi. Neden böyle yaptığını, bir anda nasıl bana sıcak davranmaya başladığını anlamlandıramıyor aynı zamanda korkuyordum. Kötü biri miydim ben? En başında ona kötü davranan ben miydim? Hiç bilmediğim bir geçmişimiz mi vardı?

Tedirginlikle kollarımı kaldırdım ve hafifçe sırtını patpatladım. Ağlıyor muydu o? Hayır. Belki yorgundu. Evde kötü bir şey mi olmuştu? Endişeleniyordum. Hiç sevmediğim hatta nefret edecek kadar iğrendiğim biri olsa dahi kötü günler geçirmesini istemezdim. Başına bir iş gelmesini de. Belki de tek sığınacak yeri bendim. Peki o zaman o kadar şey neydi? Gözlerinden anlık da olsa geçen alay neydi?

Tek bir şekilde anlayabilirdim.

Omuzlarından tutup onu kaldırmaya çalıştım. Düşündüğümden çok daha fazla ağırdı. Gerçi ne bekliyordum?

"Jaemin?" Tekrar omuzlarını ittirdiğimde kıprıdamadı. Ses de vermiyordu.
"Sen iyi misin?" Omuzlarını parmaklarım ile hızlı hızlı vuruyor sanki uyuyormuş gibi uyandırmaya çalışıyordum.

"Ses verir misin?" Kafamı geriye çekip onu düşürmemeye çalışarak yüzüne bakmaya çalıştım. Alnını omzuma yaslamıştı ve yüzü yere bakıyordu. Saçlarından pek bir şey göremiyordum ama bir anda sarsılmaya başladı. Kollarından tuttum. Dudaklarını görmeyi başarmıştım. Gülüyordu.

Gülüyordu...

Sarsılmaya başladı. Sarsılması şiddetlenirken ortalıkta birden bir kahkaha patladı. Kafasını omzumdan çekip sarsılarak gülmeye devam etti. Ellerini dizlerinin üzerine koymuş nefessiz kalana kadar gülüyor sonra nefes alıyor ve gülmeye devam ediyordu.

Benimle alay etmişti.

Eğlenmişti.

Oldukça eğlenmişti.

Şok içinde kalmış ona bakarken sakinleşmeye başladı. O gözlerinden geçen alay doğruydu demek ki. Benimle oynamıştı. Amacı eğer beni kandırmak ve insanî duygularımla oynamak ise kusursuzca başarmıştı. Ben de salak gibi ona kanmış ve bir şey oldu sanmıştım. Sinir bütün hücrelerimde yayılırken gözlerimden nefret fışkırdığını biliyordum. Kesin bu işin arkasında bir bit yeniği vardı.

"Hemen ne yapmaya çalıştığını anlat."

Gözünden gelen yaşı silerken, beklediğimden sakin çıkan sesim onu şaşırtmıştı. "Neyden bahsedi-"

"Senden bıktım Jaemin! Benimle uğraşmandan, saçma sapan hareketlerinden, gerçekleri çarpıtmandan sıkıldım artık! Uğraşma benimle, yeter! Şurama kadar geldi! Senin yüzünden yolda giderken sürekli etrafımı kontrol ediyorum biliyor musun!? Niye sor bakalım! Bir yerden biri çıkıp fotoğrafımı çekecek, gerçekleri yine çarpıtacak ve hayatım tekrar alt-üst olacak korkusuyla! Senin yüzünden gece dışarı çıkmaya korkuyorum ben! Senin aptal dedikodu sayfan yüzünden! O yüzden hemen şimdi ne yapmaya çalıştığını söyle ve buna bir son ver."

Çeneme doğru yol çizen gözyaşlarım ve kızarmış gözlerimle ona bakarken gözlerinde pişmanlık ve üzgünlük vardı. Bu duygunun gerçek duygusu olduğunu biliyordum çünkü bunlar taklit edilmesi çok güç duygulardı.

Çatık kaşlarımla gözlerinin içine bakmaya devam ederken bir şey söyleyecek gibi oldu sonra vazgeçip arkasında bir yere bakarak ıslık çaldı. Tribünlerin en arkasındaki koltukların ardından bir çocuk ayağa kalktı ve yanımıza geldi. Boynundaki kamerayı Jaemin'e verdi ve sonra Jaemin onu gönderdi. Jaemin kamerayı açarken konuşmaya başladı.

"Pekala, kabul ediyorum çok saçma bir fikirdi bu yaptığım. Haechan hep saçma fikirler bulur zaten. Neyse."

"Ne fikri?"

Derin ve sıkılgan bir nefes verip gözlerini kameradan bana çevirdi. "Sana garip bir şekilde yaklaşıp beraber yakın bir fotoğraf çektirecek ve sonrasında senin benimle olmak istediğine dair bir dedikodu yayınlayacaktım. Yoksa öpüşürken mi çekmemiz gerekiyordu? Her neyse. Hah! Buldum fotoğrafları. Ah... Yüz kere söyledim şu oğlana beni yan profil almamasını, burnum çok güzel çıkmıyor öyle, biraz önden alması gerek! İzliyorsun değil mi? Gözünün önünde siliyorum fotoğrafları. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım, yani birinin fotoğrafını çekip sonrasında onun gözünün önünde silmemiştim. İğrenç! Açıya bak! İguana çekse yemin ederim daha güzel çeker! Acilen farklı bir çocuk bulmamız gerek. Gördüğün gibi bütün fotoğrafları sildim, için rahat olabilir. Zaten pek parlak bir fikir değildi, üzerinde değişiklikler yapılabilir ama. Neyse, ben kaçtım güzelim! Chao!" Bir kolunun altına basketbol topunu sıkıştırıp diğer eli ile kamera ekranına bakarak okula ilerledi.

Sinirim hafiflerken bir daha benimle uğraşmamasını umuyordum. Olayı sakin karşılamasına şaşırmamış değildim. Hatta o fotoğrafları gözümün önünde silmesini bile beklemiyordum. Bana karşı çıkıp alaya alacağını düşünmüştüm ama düşündüğümden iyi geçmişti.

Sinirlenince kendimi kontrol edemiyordum. Ağzıma geleni söylüyor, belki sövüyor, belki dövüyordum. Ancak olaylar bitince ne yaptığımın farkına varıyordum. Fakat emindim ki Jaemin insanlarla uğraşmaktan vazgeçmeyecekti. Belki bir süreliğine benim peşimi bırakabilirdi ama sonsuza kadar, asla.

Gohyun ve Jaeyoung buraya gelirken ben de onlara doğru birkaç adım ilerledim. Öğrenciler çoktan sahaya geçip maç yapmaya koyulmuşlardı. Sanırsam az önce yaşananları kimse görmemişti.

"Soomin!" Jaeyoung'un heyecanlı bir hâli vardı. Koşarak yanımda geldi, arkasından gelen Gohyun da gülümsüyordu.

"Gohyun, yarın bizi evine çağırıyor. Çünkü kendisi mükemmel bir aşçıdır ve bize yemek hünerlerini göstermekten büyük bir zevk duyacağını söylüyor!" Gözlerimi Gohyun'a çevirdiğimde bana masum bir şekilde bakıyordu.
"Sen de biliyorsun ki hepsi Jaeyoung'un başının altından çıktı." Jaeyoung ellerini beline koyup ayakları üzerinde Gohyun'a döndü. "Ya! Ama yarın bir şeyler yapalım derken bunu ima ediyordu bakışların. Hiç beni suçlama, ayrıca senin yaptığın yemeklerden yemek istiyorsam ne olmuş! Hah!"

Jaeyoung'un koluna girip kıkır kıkır gülmeye devam ederek dolaşmaya koyulduk.

ゃakina

evet uzun bir ara oldu fakat yeni bölümü umarım beğenmişsinizdir<3

evet , jaemin biraz dengesiz davranıyor...

evet , jaemin biraz dengesiz davranıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
don't panic: hacker | na jaeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin