2

271 32 71
                                    

Gohyun ile olan dedikodunun üzerinden birkaç gün geçmişti ve üzerimdeki ilgi biraz olsun azalmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gohyun ile olan dedikodunun üzerinden birkaç gün geçmişti ve üzerimdeki ilgi biraz olsun azalmıştı. En azından insanlar artık yanımdan geçerken benim hakkımda konuşup birbirlerinin kulağına fısıldamıyorlardı. 

Sınıf hocamız ile olan son dersimizden sonra çantamı sırtıma yerleştirip çalma listemden rastgele bir şarkı açarak kulak üstü kulaklığımı taktım ve eve doğru yol aldım. 

Gökyüzü oldukça açıktı, birkaç bulut dışında oldukça maviydi. Kuşlar yollarında uçarken bir uçak arkasında beyaz bir iz bırakarak gökyüzünü delip geçti. Diğer okuldan insanlar etraftaki kafelere girip arkadaşları ile oturuyorlardı. Bu neşeli sokağı geçtikten sonra bomboş bir ara sokağa çıkmıştım. Her an her yerden bir şey çıkacakmış gibi görünüyordu, neyse ki babam daha öncesinde kendimi koruyabilmem için aikido kursuna göndermişti. Aslında kursa devam edip kendimi geliştirebilirdim ama sporla aram pek iyi değildi.

Kollarıma iki el sarılıp beni çıkmaz sokağa doğru sürüklediğinde ne olduğunu anlayamadan beni dizüstü oturtup hareket etmemem için iki yanımda bekliyorlardı. Kafamı kaldırdığımda, kulağımda çalan absürd şarkı ile bana ukalaca bakan kızla karşılaştım. Kulaklığımı kafamdan çekip alarak elinde gezdirdi. 

"Şu pahalı kulaklığa bakın. Oh!" Kulaklığın birini kulağına dayadı ve ritme ayak uydurdu. "Güzel şarkı, güzel." Ritimle beraber birkaç saniye dans ederken ben de onları inceledim. 5 kişiydiler: ikisi sağ ve solumda, biri karşımda, biri tırnağına bakıyor diğeri de saçıyla oynuyordu. Üniformaları bizim okulda olduklarını gösteriyor, ayrıca et yığınından itibaren olan bacakları sporla benden de alakasız olduklarını kanıtlıyordu. Bu demek oluyordu ki uygun bir anda hepsini yere serebilirdim.

"Ya!" Elini şıklatıp ilgimi üzerine çeken kişinin önce yüzüne sonra yaka kartına hızlı bir bakış attım. Min Jungshi. Yanımda olanlara bakamazdım ama diğer ikisini görebiliyordum: Sung Jeoshim ve Lee Woseo. Yarın onlar için şikayet dilekçesi hazırlayacaktım. 

"Bana bak, seni neden buraya getirdik biliyor musun?" Yüzüne düz bir ifade ile bakmaya devam ettim. "Gohyun'a yaklaşma, anladın mı?" Yüzünü dibime kadar sokmuş ve kocaman açtığı deli gözleri ile beni tehdit ettiğini sanıyordu. Kafamı etrafıma çevirdim ve yanımdakilerin yüzlerine baktım. Aynı zamanda isimlerini öğrenmiştim: Jung Sohyun ve Kim Kayoung. 

"Niye buraya geldik?" Farklı şeyler hakkında konuşarak yanımdakilerin kolumu sıkı tutmaları gerektiğini unutturuyordum. Jungshi'nin kaşları çatıldı. "Sen beni dinliyor musun!? Gohyun'a dokunma, yaklaşma, arkadaş olma! Herkes Gohyun'un benim olduğunu bilir!"Diğerleri başlarını sallarken Jungshi'nin üzerine gitmenin eğlenceli olacağını düşündüm. 

"Peki bundan Gohyun'un haberi var mı?" Dudağımın bir kenarı kıvrılırken söylediğim bu cümle kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. İşaret parmağı ile alnımı geri iterek konuştu. "Senin bilmen gereken tek şey ona yaklaşmamak!" Dudaklarımın arasından küçük bir kahkaha döküldü. "Yani Gohyun senin ondan hoşlandığını bilmiyor(!)" Kafamı geriye atarak güldüm. Tamamen sahteydi ama bunu anlamayacak kadar sinirliydi.

don't panic: hacker | na jaeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin