Noel tatilinden önce yapılacak son Hogsmeade gezisi hediyeler almak için iyi bir fırsattı. Mehir, Adal ve Elgin'e göndermek için birkaç hediye beğenmişti ve onları almak istiyordu. Lily ise ailesine alacağı hediyeler konusunda hala kararsızdı.
"Hanımlar bununla sonra ilgilensek olmaz mı?" diye sordu James küçük köyün karlı yollarında yürürken. Yüzü oldukça asıktı, Lily onun alışverişten ve etrafa bakınmaktan nefret ettiğini söylemişti Mehir'e.
"Olmaz." dedi Lily. "Eğer çok sıkıldıysanız Zonko'ya falan gidin ama halledelim şunu, sonra Üç Süpürge'ye gideriz."
"Eh, Zonko iyi fikir gibi." Remus arkadaşlarını itekledi. "En azından eğleniriz."
Aralarındaki Sirius'un eksikliği göze oldukça çarpıyordu. Yakışıklı Black büyücüsü işleri olduğunu söyleyerek onlara katılamayacağını söylemişti. Mehir bu durumdan oldukça şüphelenmiş olsa da James'e göre alacağı hediyeleri gizlice halletmek istiyordu Sirius.
Regulus'u iyiden iyiye sıkıştırarak neler döndüğünü öğrenmesi gerekiyordu Mehir'in çünkü Sirius'un kendisine bir şey anlayacağı yoktu.
Noel'in gelmesine üç gün kalmıştı ve Hogwarts'ta kalacaklar listesine Çapulcular, Lily ve Mehir isimlerini yazdırmışlardı. Tabii amaçları Hogwarts'ta kalmak değildi, Hogsmeade'e gitmek ve Türkiye'ye cisimlenmekti.
Bütün bunları Noel akşamında halletmeleri gerekiyordu. Mehir yakalanmamayı ümit etti.
"Sirius'a ne alacağını buldun mu?" diye sordu Lily hevesle. "James'in en sevdiği Quidditch oyuncusunun imzalı sopasını bulmak çok vaktimi aldı ama buldum, haftalardır bunun için para biriktiriyorum."
Mehir gülümsedi. "Sirius'un şu çok sevdiği grup vardı ya, Queen." Lily başıyla onayladı. "Ön kısımdan iki bilet aldım. İngiltere'ye geleceklerini öğrendiği günden beri bunu bekliyordu."
"Çok sevinecek. Biletler bittiğinde yetişemedi diye günlerini depresyonda geçirmişti." Kıkırdadılar. Sirius'un muggle müziğine fazlasıyla ilgili olduğunu öğrenince şaşırmıştı Mehir. Kendisi de elbette seviyordu ancak Sirius özellikle ilgi duyuyordu buna.
Arkadaşlarına hediye aldıktan sonra Lily'nin peşinde dolanmaktan başka çaresi kalmamıştı cadının. Öte yandan vitrinlere bakınıyordu. Bir dükkanın vitrinindeki nesne dikkatini çektiğinde Lily'e "Sen ilerle, ben geliyorum." dedi ve dükkana girdi.
"Hoş geldiniz küçük hanım, neye bakmıştınız?" Mehir içi gri dumanlarla süslü olan topu işaret etti. "Çok ilgimi çekti, ne olduğunu öğrenebilir miyim?"
"Bu bir duygu saptayıcı." dedi adam. "Bulunduğu yerdeki yoğun olan duygulara göre renk değiştiriyor."
Mehir'in kaşları kalktı. Bu, tam Elgin'in ilgi duyacağı bir nesneydi. Spritüal ve metafizik şeylerle ilgilenmeyi seven birisi olarak enerjilere, duygulara da fazla anlam yüklerdi. Bayılacağına emindi. "Ne kadar acaba?" diye sordu.
"Otuz galleon."
Her kuruşuna değeceğini düşünen Mehir hiç çekinmeden cüzdanını açtı ve altın paraları ortaya döktü. Gökkayalar kutsal kan olarak zenginlik içinde yüzmüşlerdi ve tüm paraları şu an Mehir'e aitti. O yüzden cadı ömrünün sonuna kadar çalışmasa bile yetecek kadar para içerisindeydi.
Cam topu eline alıp dükkandan çıkarken adam kendisine küçük bir kitapçık da vermişti. Renklerin anlamları yazıyordu ve Mehir, Üç Süpürge'ye oturdukları an bunu incelemeye başlayacaktı.
Şu an elinde tuttuğu küre sarı renkteydi. Sarının neşe ve sevinç olduğunu okudu kitapçıktan kendine engel olamayarak. Elgin'e güzel bir hediye bulduğu için sevinçliydi muhakkak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」
Fanfic𓆩*𓆪 𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒 𓆩*𓆪 Türkiye'de bulunan Feniks Cadılık ve Büyücülük okulu İskoçya'da bulunan Hogwarts tarafından ziyaret edildiğinde en fazla kültür çatışması olması beklenirdi. Bu, en küçük sorunları olmuştu. ╔════════════╗ ...