Öğrencilerin lideri olmaktan nefret ettiğini düşündü Mehir. Aynı anda bir sürü kişiyi memnun etmek kesinlikle mümkün değildi, hele Öykü'yü memnun etmek mi? Mehir imkansıza oynuyordu.
Diplomasi dersinden çıkıp elindeki kağıda yazdığı yeni fikirleri Adal ve Öykü'ye göstermek için Feniks'in koridorlarını aşarken bir anda önüne çıkan mumyayla çığlık attı ve asasını çekti.
Mumyanın sahte olduğunu ancak sakinleşince fark eden cadı sık ve hızlı nefesler alıyordu. Elini kalbinin üstüne koymuştu, bir an gözlerini yumdu sakinleşmek adına. Gözlerini tekrar açtığında arkasında kahkahadan kırılan sesleri duydu ve o yöne baktı.
Tam tahmin ettiği şeyi gördü, Çapulcuları.
"Komik mi?" dedi tersçe Mehir.
"Komik." dedi Remus. "Tanrım, nasıl korktuğunu görmeliydin."
Mehir gözlerini kıstı, Çapulcuların niye böyle olduğunu bir türlü anlayamamıştı. Dünya umurlarında değildi, tek düşündükleri şaka yapmak ve eğlenmekti. Ama buna rağmen herkes onları çok severdi. "Amacı neydi?"
"Bugün Cadılar Bayramı!" dedi Sirius. "Merlin aşkına, biraz korkunç şakaları herkes hak eder."
Ela gözlü cadının zaten Cadılar Bayramı ile başı beladaydı. Akşamına yapılacak kostümlü parti için hazırlıklarına devam etmesi gerekiyordu, kendisine yapılan şakalar için hiç vakti yoktu.
"Siz-" Durup nefes verdi. "Biliyor musun, boşverin, zaten yapacak çok işim var, sizinle uğraşmayı sonraya bırakıyorum."
"Ne işi?" Sirius merakla sormuştu. Mehir'in gözleri ona döndü. "Hazırlamam gereken bir parti var."
"Yardım edebilir miyiz?" Remus bunu içtenlikle sormuştu, Mehir gülümsedi. Gülümsediğinde Sirius onun ne denli harika gözüktüğünü fark etmişti. "Gerek yok." dedi kız.
"Hayır, var." Sirius zıplaya zıplaya cadının yanına geldi. "Ben yardım etmek istiyorum!"
Remus başını sallayıp Sirius'un yanında durdu. "Ve ben de!"
Mehir kaşlarını çattı hafifçe. Bu kadar yardımsever olmalarının altından bir şey çıkacakmış gibiydi ama ne olduğuna anlam veremiyordu. "Potter?"
James dudak büktü. "Şey- Ben Lils ile vakit geçirmeyi tercih ederim sanırım. Size kolay gelsin!"
Onların yanından uzaklaşırken Sirius "Şuna bak!" diye söylendi. "Satıldık resmen."
"Hadi!" Mehir onların dikkatini çektiğinde "Beni takip edin." diyerek ilerlemeye başladı.
Remus ve Sirius aralarında sessizce konuşarak ilerlerken Mehir'in gözleri onlara dönüp duruyordu. Bir şeyler planladıkları kesindi ama bunu kanıtlayamazdı. Gözümü üstlerinden ayırmasam iyi olur dedi kendi kendine.
Büyük balo salonuna girdiklerinde Mehir, iki arkadaşa döndü. "Pekâlâ, dışarıdaki masaları görmüşsünüzdür, onların içeri taşınması gerekiyor."
"E, bu oldukça kolay. Hemen büyüyle-" Sirius'a sen ciddi misin dercesine bir bakış attı Mehir. "Büyü kullanmadan!" dedi. "Büyüyle masaları düşürüp kırarsanız fena olur."
Sirius yüzünü ekşitti. "Ben bir büyücüyüm ve büyü kullanamıyorum!" Hayıflanarak Remus ile birlikte dışarıdaki masaların yanına gittiler. Birini kaldırıp içeri taşırlarken Mehir elinde liste, etrafı kontrol ederek maddelerin üzerini çiziyordu.
"Bunu nereye koyalım Mehir?" Dalgalı saçlarını uçuşturarak döndüğünde Mehir, karşısındaki çocuğun elindeki balkabağını görüp yüzünü buruşturdu. "Bu ne yahu?" dedi ziyan olmuş süslemeye bakarak. Üzerine beceriksizce kalp kazınmış balkabağı kötü gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」
Fanfiction𓆩*𓆪 𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒 𓆩*𓆪 Türkiye'de bulunan Feniks Cadılık ve Büyücülük okulu İskoçya'da bulunan Hogwarts tarafından ziyaret edildiğinde en fazla kültür çatışması olması beklenirdi. Bu, en küçük sorunları olmuştu. ╔════════════╗ ...