25

1.9K 218 134
                                    

Sirius okuldaki yargılayıcı bakışlar üzerindeyken dolaşamaz olmuştu. Gryffindor evi onu sakince kabullenmiş olsa dahi dışarıdayken, diğer evler tarafından gözlerle yargılanıyordu. Onun hakkında bir sürü şey söylüyorlardı. 

Ve şimdi Noel için evlerine dönecek kişiler gitmeden son kez de olsa Sirius'a tersçe bakmayı ihmal etmiyorlardı. Benim de Noel hediyem bu sanırım diye mırıldandı içine doğru Sirius. 

Herkese nazik davranan bir genç kızın kalbini kırmıştı Sirius herkesin görüşüne göre. Onu aldatmış, küçük düşürmüştü. Mehir'e duyulan sempati Sirius'a da duyuluyor olsa da bu sefer haklı Mehir gibi gözüktüğünden herkes onun tarafında yer almaya karar vermişti.

"Sirius." Gözlerini bahçe manzarasından çekip kendisine seslenen kişiye döndü, sesi oldukça iyi tanıyor olsa da küçük erkek kardeşini karşısında görmeyi beklemiyordu. Yüzü aniden gerildi. "Efendim?" 

"Konuşmamız lazım."

Sirius kaşlarını alayla kaldırıp indirdi. "Bana ne kadar aptal olduğumu mu söyleyeceksin? Mehir'i kaybederek?"

Regulus, ağabeyini süzdü. Sirius'un gözlerinde bir ifade vardı, sanki canı çok yanıyordu da hiçbir şey yapamıyordu buna. Hogwarts'a döndüğünden beri peşinde dolandığı kızın yanındaki gülümsemeleri dikkatini çekmişti, ona bakışındaki hayranlığı görmüştü Regulus ve şimdi... Ağabeyinin o yanından eser kalmamıştı.

"Burton seni tehdit mi etti?" diye sordu girizgah ile uğraşmadan. Sirius'un kaşları çatıldı. "Bu da nereden çıktı?" 

"Sirius, Burton seni tehdit mi etti?" Soru yinelendiğinde Sirius yüzündeki ifadesizlik maskesini indirerek kardeşine tüm duygularını gösterdi. Öfke, kırgınlık, hiçbir şey yapamamanın verdiği çaresizlik... Regulus bunları okuyabilmişti.

"Benimle gel." dedi Sirius ve elleri cebinde ilerlemeye başladı. Regulus sorgulamadan takip etti onu, nereye gittiklerini bilmiyordu.

İhtiyaç Odası'nı gizleyen duvarın önünde üç kez dolandı Sirius ve siyah kapı kendiliğinden oluşmaya başladı. Etrafa göz attı biri onları takip etti mi diye, sonra Regulus'a başıyla işaret etti. "Haydi." 

İçeri girdikleri an kapı kapandı ve Sirius, kardeşine döndü. "Bunu nereden öğrendin?" diye sordu. 

"Zeki bir insanım Sirius." Regulus göz devirdi. "Burton, Hogwarts Postası'nın başı ve bir Ravenclaw. Bana fotoğraflarımın Raveclawların elinde olduğunu söylemiştin. Çok düşünmeye gerek yok."

Sirius iç çekti. Elleriyle yüzünü sıvazlayıp inledi sıkıntıyla. "Ne yapacağımı bilmiyorum." 

"Benim için bunu yapmana gerek yoktu." dedi Regulus. 

"Sadece sen değil." dedi Sirius. "Elinde Mehir'le ilgili bir haber var. Onunla ilgili çok özel bilgileri yazmış. Yayınlamakla tehdit etti."

"Ona söylemeliydin." 

"Bunu yapacaktım. Sonra da senin haberini yayınlamakla tehdit etti." dedi Sirius başını iki yana sallayarak. "Mehir bir şekilde katlanabilirdi ama seninki çok büyük bir şeydi, yayınlama riskini göze alamazdım."

Regulus olduğu yerde dolanmaya başladı. Sirius'un onun için yaptığı şey büyük bir iyilikti. Aralarında geçen onca şeyden sonra bunu yapmasını beklemezdi ancak ağabey olarak küçük kardeşini koruma içgüdüsüne engel olamamıştı.

"Bu işi çözeceğim." dedi Regulus. "Tamam mı?"

"Ne olduğunu ifşa etmeden çözmenin bir yolunu bulursan bana da haber ver Regulus." Sirius'un gri gözleri öfkeyle bulutlanmıştı. "Nasıl böyle düşüncesiz davranabildin?"

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin