𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」

27

"Bir saniye, burada mumlar olacaktı."

Birkaç rafı araştırdıktan sonra mumları buldu ve asasıyla onları yaktı. Şimdi ortalık daha aydınlıktı ve böylesi herkes için daha iyiydi. Asalarının ışıklarını söndürdüler. Sirius'un gözü o esnada Mehir'in elinden hala akmakta olan kana takılmıştı. Kız kanamayı durdurmamış olmalıydı.

Göz devirip yanına yaklaştı ve elini tuttu aniden. Mehir onun dokunuşuyla irkildi. "Ne yapıyorsun?" diye sorup hışımla elini çekmek için çabalasa da Sirius onun kesiğinden akan kanı durdurdu asasıyla. Göz göze geldiler. "Kanın çok değerli, boşuna akmasın."

"Durdurmak istesem durdururdum, büyüyü biliyorum." diye tısladı Mehir ve hızla ondan uzaklaştı. Sirius derin bir nefes verip sakin ol dedi kendine, her şeyi yoluna koymanın bir yolunu bulacaktı elbet.

"Ne arıyoruz bakalım?" diye sordu Adal sandalyelerden birinde otururken.

"İlk önce Gökkaya soyuyla başlayalım, tanrıyı bulmamız gerekiyor." Mehir kitaplara ilerleyip birkaçının üzerini okumaya başladı. "Soy haritamız buralarda bir yerde olmalı."

"Bu neredeyse ömrümüzü alır." dedi James hayıflanarak. "Bu kadar kitap... Merlin benim alerjim var bunlara."

Lily göz devirdi sevgilisine ve bir rafın önünde durup kitapları inceledi. "Ailen Türk tarihi konusunda oldukça kaynak biriktirmiş." dedi.

"Sayılı kutsal kanlardan olunca öyle oluyor genelde." diye mırıldandı Mehir. "Siz bir de Olgun kitaplığını görün."

"Olgun?"

"Gökay Olgun." dedi Elgin. "O da bir kutsal kan."

Sirius hayal meyal anımsadığı çocuğu düşündü, Mehir'in onunla evlenmem gerekiyor, kehanette öyle yazıyor dediği çocuktu. Bir anda çocuğa karşı içinde negatif hisler doldu.

"Niye onların kitaplığı sizinkinden daha geniş?" diye sordu Remus. Önünde Türk Kutsallar Tarihi adında bir kitap vardı.

"Biz kitaplarımızın çoğunu herkes faydalanabilsin diye vakıflara, üniversitelere bağışladık. Feniks'e bağışladığımız da oldu." dedi Mehir. "Olgunlar daha... Bencilce davranıp ellerindeki kaynakları herkesten gizlemeyi tercih etti."

Bu cevaptan sonra ortalığa bir sessizlik çöktü. Herkes araştırmaya gömülmüştü. "Bir şey buldum galiba." Dikkatler şimdi Elgin'e dönmüştü. Elindeki kitabı gösterdi. "Burada diyor ki: Ayzıt yaptığı tek bir hatanın sonucunu tüm soyuna yükledi, sonradan Tanrı olanın peşlerine düşmesini sağladı. O gün bugündür yaptığı en büyük hata olarak anılan Gökkayalar lanetlendi."

"Ne iç açıcı bir yazı." diye mırıldandı James. Mehir ona ters bir bakış atıp "Yine aynı sözler. Sonradan Tanrı olan. Ayzıt'ın yaptığı hata ne olabilir ki de sonucunu biz çekiyor olalım?"

"Belki soyunuzun bağlandığı Tanrı'yla alakalı bir şeydir?" diyerek akıl yürüttü Remus. "Sizi yarattığı için bu yüzden pişman olmasın?"

"Bir Tanrıça'nın Tanrı ile ne sorunu olabilir?" Mehir ellerini saçlarından geçirdi. "Cidden anlamıyorum."

"Tamam, bir dakika." Lily eline bir kitap aldı. Kitabın üzerinde Tanrılar ve Tanrıçalar Hakkında Her Şey yazıyordu. "Şimdi bir bakalım. Tanrıları sayacağım size."

Lily'nin okuduğu her ada bir kulp bulan Mehir "Bunlardan hiçbiri olamaz." dedi. "Gözden kaçırdığımız bir şey var."

"Mergen bana mantıklı gelmişti aslında." Adal iç çekti. "Gökkayalar zeki olur ya hani, akıl Tanrısı falan... Bir ışık çakmadı değil."