İzlemesi gülünç olan şeyler vardır. Özellikle yabancı bir kültüre aşina olmaya çalışıyorsanız daha komik oluyor. Çapulcuların Türk milletinin dansı zeybekle cebelleşmesini izlemek de böyle bir şeydi işte.
Sirius kafası karışmış bir şekilde kusursuz hareketler yapan Adal'ı izleyerek hareketleri takip etmeye çalışıyordu. James ise çoktan pes etmiş, köşeye kahkahadan kırılan Lily'nin yanına çekilmişti. Remus ise içlerinde en iyi gidendi.
Açık ara en güzel zeybek oynayanlar ise Adrian Parkinson ve Rabastan Lestrange'ti. Mehir onları izlerken başını yana eğmiş, Sirius'un zavallıca çabasına dikkat bile etmiyordu. İngiltere'den gelip zeybek gibi asalet gerektiren bir oyunu hızlıca öğrenmeleri ilgisini çekmişti. Severus Snape ise James gibi pes edenler arasındaydı. Greengrass hiç işin içine girmemişti bile.
"Gülmeyi bırakır mısın Lils?" diye sordu tersçe James, bir işi başaramamanın bozgunu vardı üzerinde. "Hem saçmalık, bu nasıl bir dans ki?"
"Çok komiktin James, bir ara diz çökerken yere devrildin ve-" Kahkahası cümlesini yarıda bıraktı kızın. "Pardon ama dayanamıyorum."
Adal'ın yaydığı asaleti gözlerinden ışıltılar çıkarak izledi Mehir. Ona olan sevgisi Elgin'e duyduğu sevgi ile boy ölçüşebilirdi. Sonunda dans bitip selam verildiğinde güzel cadı arkadaşını nazikçe alkışladı. "Adal, böyle zeybek oynamaya devam edersen tüm kızları kapacaksın." Arkadaşını dirseğiyle dürttü. "Slytherinler senden epey etkilendi."
Adal yüzünü ekşitti. "Onların kan statüsüne göre melez olduğumu öğrendiklerinde ilgileri puf, kaybolur." Sırıttı Mehir ve oğlanın dağılmış sarı saçlarını düzeltti eliyle. "Melezlere karşı da küçük bir sempatileri varmış eminim tatlı yüzünün hürmetine bir ayrıcalık yapabilirler." Adal gülüp başını iki yana salladı, güldüğünde gamzeleri ortaya çıkmıştı.
"Pes etmemiş olman takdire şayandı Siri." Lily'nin iltifatından tatmin olmadı oğlan, yüzü asıktı. "Nasıl yapamam ya? Benim yapamadığım ne görülmüş burada?"
"Görünen o ki, Türk danslarından anlamıyorsun."
"Asıl halay çekerken görmelisin Lily." Mehir yanlarına yaklaşmış şakaklarında terleri parlayan Sirius'a bakmadan konuşuyordu. Ölüm Yiyen muhabbetinde uğrattığı bozgundan sonra Sirius'u görmezden gelme kararı almıştı Mehir. İnsanları sırf kanları yüzünden belirli bir kategoriye sokan insanlardan hoşlanmazdı, Black'in bu davranışı da onu oldukça rahatsız etmişti.
Sirius ise Mehir Gökkaya'ya oldukça farklı bir bakış açısıyla bakmaya başlamıştı. Güzelliğinden çok bir beyinden oluştuğu belliydi. Söyledikleri onu epey rahatsız etse de haklı bir yönü olduğu gerçeğini görmezden gelemezdi. O da bir yerde ailesi gibi davranıyordu ve Sirius bu hastalıklı düşünceden iğrenmişti. Şimdilerde kendini Mehir'in gözünden görmeye çalışıyordu çünkü biliyordu ki bu güzel cadı onu en tarafsız gözle izleyen kişiydi. Gryffindor için altın çocuktu, Hufflepuff için nazikti, Ravenclaw için baş belasıydı ve Slytherin için bir hainden başka bir şey değildi.
Ama Mehir Gökkaya tüm bu özelliklerini birleştirerek Sirius'u bir bütün olarak görüyordu. Tek bir özelliğine odaklanmaktansa çoğunluğuna odaklanıyordu. Bu da oğlanın ilgisini çekmişti, buna engel olamıyordu.
"O ne?" Adal gülümsedi. "Çok eğlenceli bir Türk dans." Ayakları karıncalanmaya başlamıştı bile, her an halaya başlayacakmış gibi kıpır kıpırdı yerinde.
"Biz almayalım." dedi James aceleyle. Zeybekte olduğu gibi tekrar gururu incinsin istemiyordu. "Biraz da İngiliz danslarını görün." Asasını sallayıp zeybek müziğini değiştirdi ve yerine daha yumuşak bir müzik çalmaya başladı. Hemen Lily'i piste sürükledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」
Fanfiction𓆩*𓆪 𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒 𓆩*𓆪 Türkiye'de bulunan Feniks Cadılık ve Büyücülük okulu İskoçya'da bulunan Hogwarts tarafından ziyaret edildiğinde en fazla kültür çatışması olması beklenirdi. Bu, en küçük sorunları olmuştu. ╔════════════╗ ...