Regulus, görünmezlik pelerininin altında durmuş bir Ravenclaw'ın gelmesini veya çıkmasını bekliyordu içeri girebilmek için. Tabii rahatlıkla tek başına bulmacayı çözebilirdi ancak kapının kendiliğinden açılıp kapanmasını görebilecek birinin riskini alamamıştı.
Sonunda ileriden gelen bir üçüncü sınıf Ravenclaw'ı görünce bekleyişinin sona erişine sevinip harekete geçmeye hazırlandı. Bulmacayı cevaplayan oğlan kapı açılınca içeri adımını atmıştı, Regulus da vakit kaybetmeden içeri süzüldü.
Ravenclaw ortak salonunu süzmek istemesine rağmen bununla uğraşmadan ilk önce yurt odalarına çıkan merdivenlere ilerledi. Sirius'tan aldığı duyuma göre gazetenin üç tane taslağı vardı. Biri kızın kendi odasındaydı, diğer ikisi ortak salonda bir yerdeydi. Ayrıca cüppesinin cebinde taşıdığı Regulus'un Ölüm Yiyen olduğunu kanıtlayan fotoğrafı da alması gerekiyordu.
Yedinci kata çıktığında etrafa bakındı, odaların hangisi kıza aitti bilmiyordu. Dudaklarını dişledi bir çözüm yolu bulabilmek için ve fazla beklemesine gerek kalmadan şans kapısını çaldı, daha doğrusu açtı. Danielle Burton kahverengi saçlarını uçuşturarak odasından çıkıp ortak salona inmişti.
Hemen kapıyı açıp hızlıca içeri girdi Regulus. Üzerindeki pelerini çıkarmak istiyor olsa dahi her an içeri girebilecek birinin tehlikesi yüzünden çıkarmadı. İlk önce gazete taslağını bulmaya odaklandı. Kendisini düşündü, önemli bir şeyi odasında nereye saklardı? Muhtemelen sandığının içindeydi.
Yatağın ayak ucunda duran, üzerine D.B harflerinin kazındığı sandığı açıp içini kurcalamaya başladı. İnsan bir kilit koyar aptal kız diye söylendi kendi kendine, kazakların altındaki parşömen parçalarını bulmuştu. Gülümsedi keyifle.
Daha da iyisi başına gelmişti, gazetenin üç taslağı da buradaydı. Regulus, buraya felix felicis içerek gelmiş kadar şanslıydı. Danielle muhtemelen Sirius'u tehdit ettikten sonra ortak salondan almıştı taslakları. parşömenleri omzundaki çantaya gelişi güzel tıkıştırıp diğer görevine döndü.
Fotoğrafa.
Yatağın yanındaki sandalyeye asılı Ravenclaw cüppesini bulduğunda vakit kaybetmeden ellerini ceplerine daldırdı ama eline hiçbir şey değmemişti, fotoğraf orada değildi. Yüzünü astı. Nereye koymuş olabilirdi ki?
Regulus olduğu yerde durup panik yapmadan düşünmeye devam etti, öte yandan da kimse gelmeden bir an önce bu odadan çıkması gerektiğini biliyordu. Sandığı tekrar kurcaladı ancak hiçbir şey yoktu. Çantasına baktı, orada da bulamadı. Hınçla yatağa oturduğunda yastık onun ağırlığından dolayı hareketlenmişti, Regulus bir şey görünce kaşlarını çatıp yastığı tamamen kaldırdı.
Fotoğraf oradaydı. Regulus gülerek Barty'ye Ölüm Yiyen işaretini gösteriyordu işte. "İğrenç, geceleri bununla mı uyuyor?" diye hayıflanıp fotoğrafı elinde buruşturdu ve çantasına attı. Yastığı bulduğu şekilde bırakıp odasından çıktığında keyfi yerindeydi.
Ravenclaw kulesinden çıkışı sandığından daha kolay olmuştu. Halihazırda içeri girmekte olan altıncı sınıf öğrencilere çarpmadan kendini dışarıya attığında nefes verdi, şimdi yapması gereken şey bunları vakit kaybetmeden yok etmekti.
Bahçeye çıktı, biraz ısınmak için kağıt tutuşturmasına kim ne derdi ki?
Ertesi sabah Gryffindor kulesi karmaşa içinde uyanmıştı. Sirius ve Mehir kavga ediyorlardı. Son zamanlarda olanlardan sonra ilk etkileşime geçişleriydi bu kavga ve Sirius'un bundan ne kadar mutlu olduğu belliydi.
Acınacak haldeydi, aşık olduğu kızla kavga edebildiği için bile mutlu oluyordu.
"Çekil önümden!" diye tısladı kız. Sirius ise ona biraz daha bakabilmek adına bahane bulmuşken çekilmek niyetinde değildi. Dimdik karşısında duruyordu. "Black, seni uyarıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」
Fanfiction𓆩*𓆪 𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒 𓆩*𓆪 Türkiye'de bulunan Feniks Cadılık ve Büyücülük okulu İskoçya'da bulunan Hogwarts tarafından ziyaret edildiğinde en fazla kültür çatışması olması beklenirdi. Bu, en küçük sorunları olmuştu. ╔════════════╗ ...