21

2.3K 70 4
                                    

Kararan bulutlar gökyüzünde mahtem havasını andırıyordu. Yağan yağmurun şiddetine aldırmadan teras trabzanını sıktı. Rüzgarın etkisiyle saçları savruluyor, içinin ateşi üşümesine izin vermiyordu. Ufuklar sisle kaplıydı anladı genç kız buralara hiç güneş doğmayacaktı. Selin'i gezdirirken keşfettiği küçük bahçeye koştu. Tahtalardan birleştirilip yapılan sandalyeye oturdu. İçi ürperen kız yağmur ile birlikte akan gözyaşlarının bitmesini istemedi. Dua etmeye Allah'a yalvarmaya başladı, kendini bu şekilde rahatlatmaya çalıştı. Sevgi onun için vazgeçemediği bir duyguydu ama şu sıralar en çok nefrete sarılmaya başlamıştı. İçindeki kırgınlık, hiç kimsenin günahına girmeden , hor görülmekti. İnsanları kırmaktan hep korkan biri olmuştu, affetmeyi yücelik saymıştı. Fakat o bu hareketlerinin hiç birinin karşılığını görmemişti. Anlaşamadığı kimse yoktu, peki bu neydi neden bu adam bunu bu denli kırıyor ve yoruyordu. İncinen kalbi , en son duyduğu sözleri kaldıramadı, halbuki ne sözler, ne davranışlar görmüştü ondan. Bu en son söylenilen söz onu çok kırmış,

Arabada hızının 180 i geçtiğini, derin bir çukura girince fark etti Ayaz. Arabayı sağa çekip. Hızla yağan yağmura aldırış etmeden kendini dışarı attı. Gözlerinden akan iki damla yaş yüzüne vuran ıslak rüzgarı, saniye süresince ısıttı. Arabasına yaslanarak, hayatının ne kadar ....... Dan olduğunu düşünüyordu. Sessizliği
"KARDELENNNN, çığlığı bozduğunda,  arabaya indirdiği yumruklar acıdan çok çaresizlik verdi genç adama. Arada kalmak onun için en çaresiz durumdu. Hiç birşeyden korkmuyordu, sevmekten korktuğu kadar, acı onu incitmezdi, güçlendirirdi. Sert tavrı onun kalkanı olmuştu, nefreti silahı. Bir oyun oynuyordu, doğru keyif alıyordu bu oyundan, kendi istediği gibi yönetiyordu. İncinmeden, kırılmadan, güvenmeyen biri olarak, geçmişten ders alarak. Böyle mi avutuyordu kendisini,koca bir EVET .
Süleyman Ağa bu oyuna el koyduğu an yüzleşti genç adam, oyun sadece gözüne inen bir perdeymiş. Bir kaç haftalık oyunun bozulduğunu anladığında yüzleşti gerçekle, yaralı olan gönlü tekrar mı kanayacaktı. Koca bir HAYIR buna izin vermeyekti, ama zaman ,mekan , hayat ve kader bu koca hayır'a ne  diyecekti. En önemlisi ettiği yemin, onu kendine getirecek miydi. Dünyada en zor şey sevgi denilen illetti, onun gözünde. İçindeki korkuyu yenmesi gerekli miydi, sonuç bilinmeyen bir yoldu. Sırılsıklam olmuş bir halde arabasına bindi, ellerinin üzeri küçük çizikler,ve kan olmuştu. Arabayı çalıştırıp, direksiyonu sıkıca kavradı, OYUN BİTTİ artık. Gözünden akan yaşı sağ eliyle sildi. Sağlam bir nefes alıp verdi. Gaza sonuna kadar basıp yol aldı.

Konağın avlusu yağmur damlaları ile coşmuştu. Konak fazlasıyla sakindi, Ayaz ve Sude'nin nerde olduğu hakkında kimsenin bir bilgisi yoktu. Zuhal hanım ve Zehra hanım söz olacak eve gitmişti. Dicle ve Berhan konağa gelirken Zeynep ve çocuklarını da yanlarında getirmiş,hemen arkalarından Bedirhan ve Civan da konağa girmişlerdi. Fakat Sude'yi herkes odasında Ayaz'ı dışarda biliyordu. Genç kız küçük bahçede kuytu bir duvarın önünde oturduğu yerden kalkmak için güç topladı. Yavaş adımlarla küçük taş yapı holden geçerek, avluya geldi. Yağmur inat edercesine durmuyor, rüzgar eşliğinde genç kız iliklerine kadar ıslanmıştı.

Ayaz son sürat konağın önüne geldiğinde İsmail küçük kulübesinden çıkarak arabanın kapısını açtı. Şaşkın gözlerle ağasına bakan İsmail, konağın kapısını açarak Ayaz'ın girmesini bekledi.

Ayaz sırılsıklam olmuş halde avluya girdiğinde merdivenin başında duran Sude'yi orada hiç beklemiyordu. Kendisi gibi sırılsıklam bir hâlde boş boş kendisine bakan genç kıza bir müddet o da baktı. Ağır adımlarla Sude'nin yanına doğru ilerledi. Genç kız hiç yerinden kıpırdamadan sağ elini merdivenin trabzanına koydu. Ayaz yüzüne süzülen yağmur damlalarını eliyle sildi, Sude ile arasına bir adım mesafe bırakıp bekledi. İkisi de birbirine yağan yağmur eşliğinde hiçbir şey söylemeden öylece baktı. Sanki okadar çok şey vardı ki konuşacak, ve onlar susarak birbirlerine içlerinde olanı anlatıyordu. Onlar iç sesleri ile konuşuyordu, gözleri ile...

DÜŞÜMDE GÖRDÜM SENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin