Güzel okumalar :)
Yine klassik bir gün geçiriyordum. Tabi bu klassik günler beni mutlu ediyordu kitap okumak,müzik dinlemek,kedimle oynamak,gökyüzünü seyretmek gibi tarzlı şeyleri yapmaktan aşırı keyif alıyor ve kendimi hüzurlu hissediyordum. Her zaman içimde derinde bir yerinde acı hissediyorum. Öyleki bu acı bazen nefes almamı bile engelliyor beni boğuyordu. Bunun sebebini hiç bir zaman bilmesemde ergenlik dönemimde olduğumdan çokta düşünmüyor hatta ciddiye bile almıyordum.
Beyza Alkoç'n kar küresini bitirmeme az kalmıştı. Bu beni her ne kadar üzüyor olsada, aldığım kitabı yarım bırakmak bana göre bir şey değildi. Okumama biraz ara verdikten sonra Instagramda gezmeye başladım. Nerdeyse bütün sosyal medya uygulamalarını düzenli bir şekilde kullanıyordum. Twitterde her gün 3.4 gönderi atıyor,instagramda her gün hikaye ve hatfada 1 gönderi atıyordum.
Instagram keşfetinde güzel bir posta rast geldim şöyle diyordu
"Ne diyordu şair
İnsan insanı
Ya tamamlayamadı,
Ya tam anlayamadı"Okuduğum cümle kalbimi acıtsada bu postu yollayanı merak etdim ve twitterde hesabını bulmaya gitdim. Arama yerine kullanıcının ismini yazdım "@ayaztwitter" buldum ve gönderilerini incelemeye başladım. Bir kaçını beğendikten sonra Instagramda da takip etmek istedim ve yine aynı kullanıcı adıyla aratdım ve çıktıda. Instagram ve Twitter kullananların kullanıcı adları aynı olurdu. Takip etdikden sonra biyografisinde link gördüm. Bu bir telegram qrup linkiydi. Zaten konuşmaya kimsem yok yeni insanlar tanırım diye linke tıkladım ve qrupa dahil oldum. 2,3 kişi beni selamladıktan sonra boş boş muhabbetler etmeye başladık. Bir-birimizi tanıdık yaşlarımızı ve adlarımızı öğrendik. Kızlarla iyi anlaşıyordum şimdilik yani. Sonra Furkan diğe birisi yazdı.
Furkan:Selamın Aleykum
Bak şimdiden hafif bir kanım ısındı çocuğa karşı. Şimdiye kadar her kes "A.s" yazarken görüyor ve hepsine ilk baştan nefret ediyordum.
Asu:Aleykum Selam
Furkan:Hoş geldin
Asu:Hoş buldum
Sonra yine boş boş muhabbet etmeye başladık.Konuyu nasıl sapıtdılar bilmiyorum ama konu ağlamaya geldi. Bende gerizekalı gibi:
Asu: Nede olsa ağlamaya sebep çok.
Yazıp yolladım.
Furkan: tamam
Furkan: say
İçimden kendime küfürler savurarak cevap yazdım.
Asu: Mesala kitabımı bitirmek üzereyim ve bu benim canımı aşırı derecede sıkıyor. Her an bunun için ağlaya bilirim.
Evet gerizekallı gibi bunu yolladım. Eee ama doğruuu. Yalan bir şey söylemedimki sonuçta.
Furkan: Küfür etsem ayıp olur mu?
Bu cümle bana kahkaha attırdı.
Asu: Yok keyfine bak.
Aslında erkek olan yerde küfürden hoşlanmam erkek sonuçta ne bileyim. Sonra yine kahkaha attıran bir cümle yazdı.
Furkan: Derdini s**
Neyse anladınız siz.
Asu: E ama söyle dedin. Bende olanı söyledim. Napiyim yalanmı söyliyim?
Furkan: Tamam bende kitap okurumda böyle bir şeyede ağlamassın ya.
Bu insanlara çok garip gelirdi evet. Ama insanlar nasıl biriyle arkadaşlığı yada nebileyim biriyle ilişkisi bittiğinde ağlıyorsa,bende kitabım bittiğinde ağlıyordum.
Asu:Ağlarım ben.
Furkan bir iki küfürlü bir şeyler yazdıktan sonra benim kız olduğumu daha yeni anladı.
Furkan: lan sen kızmıydın? Bende sabahtan beri sövüyom söylesene kız olduğunu.
Sanki bana sövüyor gibi çıkışınca yine bir kahkaha atdım.
Asu: "Erkeyim" dediğimi hatırlamıyorum.
Furkan: Bak kitap okuyorum dedin iyi dedin hoş dedinde y ne ya.
Ne dediğini anlaya bilmek için 3.4 defa yazdığını okudum ve "Erkeyim" yazmamda "ğ" yazmadığıma taktığını anladım. Salakca sırıtarak mesaj yazdım.
Asu: Kitap okuyorum dedimde kanun kitabı okumuyorum hikaye okuyorum.
Diyerek üste çıkmaya çalıştım.
Asu: Hem ben Azerbaycanlıyım o yüzden arada bir oluyor öyle kusura bakma.
Aslında onu anlaya biliyordum. Benimde bir çok şeye takıntım vardı. Gözünüzün gördüğü her şeye takan birisi ola bilirim.
Sonra Kerem diye birisi yazdı qrupa.
Kerem:A.s
Bak...en nefret etdiğim şey. Neden Allahın selamını kısaltırsınki?! Neden yani! Sadece oda yok. Sözleri kısa yazmakla ilgili takıntım vardı. Sinirlenmemin yerini sakinliğe bırakmaya çalışırken selamını almadığımı farkettim.
Asu:Aleykum Selam
Yazıp yolladım. Ve sonra sohbet etmeye başladık.
Kerem: Manita yapıb piyasadan çekilesim var.
Bakın bu açık açık "isteklere talibim" demek oluyordu. Neyse hiç tanımadığım biri hakkında yargılayıcı düşünmeği sevmem. Tanımıyorum sonuçta.
Qruptaki kızlar Kereme manita bulmaya çalışırken kulaklıklarımı takıp Berkay Altunyay "rengarenk acılar" şarkısını açtım. Çok güzel bir şarkı ve hüzur veriyor.
"Sen bırak tutunmayı dünya bizi sarmalar"
En sevdiğim cümleside bu. Ben bunu çok seviyorum dinlediğim şarkılardan bir cümle seçer ve o cümleyi kendime özel yapardım. Çok iyi geliyor bunu yapmak.
Şarkıyı dinleyip bitirdikden sonra kitabıma geri döndüm ve yaklaşık 2 saat içinde okuyup bitirdim. Kitabı bitirmemim burukluğu içerisinde kafam dağılsın diye yeni katıldığım telegram qrupuna girdim. Ve konuşmaya başladık. Biraz sohbet etdikden sonra qrupa daha önce hiç konuşmadığım birinin yazdığını gördüm.
Umut Bulut: Merhaba
Profil fotoğrafına tıkladığımda fotorağraf 2.3 saniye beni etkilesede qrupa dönüp cevap verdim.
Asu: Merhaba
Asu:Nasılsın?
Umut Bulut: İyyim sağol sen?
Asu: İyi bende, teşekkür ederim.
Diğerleri de sohbete katıldı ama Umut sadece 5.6 kelime konuştuktan sonra çıktı. Bende profiline girip incelemeğe başladım. Aslında telegram denilen yerde incelemeğe çokta bir şey olmuyor sadece fotoğraf işte. Allah var yakışıklı çocuktu.
Neyse ondan sonra akşama kadar yazmadı. Bende diğer insanlarla konuştum. Sonrada her kes bir-birine iyi geceler dedikten sonra qruptan çıktım. 2.3 şarkı dinledim çıkıp biraz yıldızları seyr etdikden sonra eve döndüm ve uyumaya çalıştım.
"Sabah ola hayr ola"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinir Çoçuk
Short StoryBizimkisi bir telegram hikayesi :) Aynı kişi değildik.İki ayrı bedende bir ruhu taşıyor gibiydik :) -Sen benim kız halimsin bu arada. +Sizde benim erkek halim oluyorsunuz o zaman beyfendi değil mi? -bilmem +öylesiniz beyfendiğ. -teşekkürler hanfen...