Sabah uyandığımda ilk işim bahçeye çıkmak oldu. Yüzüme çarpan rüzgarla kendimi iyi hissetdim. Evdekiler daha uyanmamıştı buda benim için güzel bir fırsattı. İçeriye girip sadece soğuk su içtim. Sonra üzerimi rahat ve bol simsiyah kiyafetler geçirdim.
Çokta baskılı bir ailede büyümüyordum. Sadece hiç biriyle o kadar da güzel anlaşmıyordum. Abim nerdeyse yok gibi varlığı bilinmiyordu. Annem her sabah erkenden işe gider ve akşam döndüğü gibi yemeğini yeyip uyurdu. Babammı? tuhaf ama..bana en uzak olan babam,en sevdiğim yine babam. Bana "kızım" demesi beni çok güvende hissetdiriyordu. Hiç bir temas yoktu aramızda. Sarılma ve başka şeyler...sadece "kızım" demesi bana kendimi özel hissetdiriyordu.
Çalışma masamda duran test kitaplarına baktım. Uzun zamandır test çözmüyordum. Nedense birden gaza geldim ve kitaplardan rastgele birini açdım. Kaç saat ders çalıştım bilmiyorum. Ama babam hala uyanmamıştı,abimde dahil. Zaten uyanınca "dersteyim" diyordum ve beni çağıramıyordu. Tabii ki derste olmuyordum. Sadece çağırmaması ve ola bildiğince uzak durmaya çalışıyordum. Evet kendi öz ailemden kaçarak büyüyorum. Aynı evin ve hatta aynı odanın içinde bile kaçıyordum onlardan.
Çok geçmemiştiki yeni katıldığım telegram qrupuna "günaydın" mesajları yazmaya başlamıştılar. Hafif qrupa göz gezdirmek için telegrama girdim.
Hilal: günaydın
Harun: günaydın
Asu: günaydın
Evet günaydın'laşma faslı bittikten sonra klassik bir.birlerine nasılsın tarzında sorular soruyorlardı. Sonra şu dünki çocuk varya kendine manita arayan "Kerem" o geldi ve bir şeyler yazmaya başladı.
Kerem: geçenlerde qrupta şarkı söyleyen bir kız vardı neydi ismi?
Asu: ben yeni katıldım o yüzden bilemem.
Qrupa şarkı söyleyen kız. Yoo kıskanmadım.
Hilal: Zeynebimi diyorsun?
Kerem: Bilmiyorumki hatırlamıyorum.
Asu: Hilal her kesi tanıyor qrupta uzun zamandır var. O bilir.
Hilal: Evet ya Zeynepti. O akşamlar giriyor qrupa. Akşam muhtemelen girer. O zaman söyler şarkı.
Kerem: Lan şarkı söylesin demedim. Sadece merak ettim.
Hilal: Tamam kanka sakin bende söyler dedim ne var bunda. Zaten kendi isteyip söylüyor.
Konuya fransız kalarak telegramdan çıktım. Babamlar uyanıp kahvaltı etmeye başlamışlardı bile. Sadece kahvaltılarını yapana kadar çalışma masamda otururdum. Zaten kahvaltıdan sonra babam gidiyordu. Bende rahat oluyordum.
Size biraz qruptakılardan bahs edeyim. Hilal var güzel eylenceli bir tip. Hep random atıyor. Evet bu biraz sinirimi bozuyor. Ama seviyorum işte. Furkan var sadece qrupa girdiğim ilk gün konuştuk. Ama eylenceli bir tipe benziyor. Kerem var, arkadaş canlısı birisi. Başda manita falan dedi ama şakaya vurduğunu söyledi. Bazı konularda kaçıyor. Hatta sık sık yapıyor. Kafasına takdığı bir şey var ama çözemedim daha. Şimdilik konuştuklarım bunlar. Bide şu gizemli çoçuk var. Umut Bulut daha çok kısa konuştuk o yüzden bir şey diyemem.
Telegramdan bildiriş gelmesiyle qrupa girdim.
Yıldız: S.a
sakinim...
Asu: Aleykum Selam
Yıldız: Nabersiniz?
Asu: İydir senden?
Yıldız: İyi bende.
Hilal: Napıyonuz lan?
Asu: Hiç kanka boş beleş. Sen?
Hilal: Bende ya canım sıkılıyor.
Yıldız: Napim
Asu: Bir şey yap diyenmi oldu?
Yıldız: Napim
Sakinim...
Evet çabuk sinirlenen biriyimdir. Ama bunu insanlara göstermeyi sevmem. Şımarık olduğumu düşünürler.
Yine türkce bir lafı yanlış yazmanın etkisiyle..
Yıldız: Türkce öğretmenin kim? :D
Sondaki gülücüğü alır...neyse.
Asu: Azeriyim ben. Türk değilim. O yüzden yanlış yazmam normal.
Yıldız: Napim
Asu: Bir şey yapma sen.
Furkan: lan geldiğinden beri napim napim birşey yapmak istiyorsan yap istemiyorsan çık git amk.
Ah... iç sesim bu çoçuk benim.
Ve Yıldız şarkılar atmaya başladı. Tamam 2 3 tanesini ordan indirmiş ola bilirim.
Furkan: Asu sen azerimiydin?
Asu: Evet Azeriyim.
Yıldız: Lan geldiğinden beri Azeriyim Azeriyim anladık amk Azerisin. Napak yani.
Asu: Sana cevap verdiğimi hatırlamıyorum.
Asu: Ayrıca yukarda sende öyle bir muhabbet açtın hatırlatırım.
Yıldız: Napim
Furkan Yıldız kişisini çıkardı.
Furkan: sonunda be!
Asu: EKKSDKDLDLXIDISJSLDIGDLDL
Hilal: EKDLDLCLFIDƏSIFKFLDI
Hilal: Yazık oldu kıza yaa
Yav he he.
Asu: Lan ne yazık olcak. Bir bişey yapamadı anca napim napim.
Asu: Sinirlendim.
Furkan: tamam sakin çıktı.
Asu: Eyvallah
Vallaha rahatladım.
Asu: Yaşlarınız kaç?
Hilal: 25 ben
WTF?
Asu: Profil resminde gençlikten kalmamı?
Hilal: Tüh yemedi...
Hilal: SKFKDLDLXLF
Hilal: 15 yaşındayım.
Asu: Yaşıtmışız.
Asu: Sevindim.
Hilal: Evet
Asu: Furkan sen kaç yaşındasın?
Furkan: 30
Tamam. Bu sefer profil fotoğrafı yok. O yüzden hafif bi tırstım.
Asu: Bende işte 1 haftaya 60a gircem. Davetlisiniz. Kutlarız hep beraber.
Furkan: Tamam sen konum at. Ben Hilali alıp geliyorum.
Asu: Şaka maka kaç yaşındasın kanka?
Furkan: 17 lan.
Asu: hele Şükür.
Furkan: skdkflddl
Furkan: Sakinnn
Asu: Yioo sakinim.
Katiyyen ilk başta korkmadım.
Asu: Neyse ben kaçar.
Asu: Görüşürüz.
Furkan: Görüşürüz kanka.
Hilal: Görüşürüz ciqerim.
Böbrek dalak kalmadı.
Yine gizemli çocuktan ses çıkmadı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinir Çoçuk
Short StoryBizimkisi bir telegram hikayesi :) Aynı kişi değildik.İki ayrı bedende bir ruhu taşıyor gibiydik :) -Sen benim kız halimsin bu arada. +Sizde benim erkek halim oluyorsunuz o zaman beyfendi değil mi? -bilmem +öylesiniz beyfendiğ. -teşekkürler hanfen...