Dance Room | Yeonbin

11

Choi Soobin

Alışveriş merkezindeki lavaboya girdik. Aynanın karşısında Yeonjun gibi ben de saçlarımı düzelttim. Lavaboya girince aklıma direkt okuldaki birkaç aptalın beni dövmeye çalışması ve Yeonjun'un kurtarması gelmişti. Daha sonra lavaboyu kullanmak için içeri girdim. O sırada çıkış kapısı açılıp kapanmıştı. Anlaşılan bizimkiler çoktan çıkmıştı ve beni bekleyeceklerdi.

Onları bekletmemek adına hızlıca kapıyı açtım ve tam çıkacaktım ki dibimdeki yüz bakışlarını dikmiş bana bakıyordu.

Yeonjun yaklaşık 10 cm uzağımdan bana bakıyordu. Kulağıma yaklaştı, sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim diye fısıldadı. Daha sonra hakınlığını kulağımdan yüzüme değiştirdi ve dudaklarımızı birleştirdi.

"AAAAAAAAAY"

Bağırdıktan sonra durumun farkına varmamla oh çektim ve utancımdan ellerimi gözlerime koydum.

O nasıl bir rüyaydı öyle?

Ne kadar da saçmaydı...

Yeonjun, ben ve öpüşmek... Düşününce sesli bir şekilde kahkaha attım.

Saate baktım ve daha uyanmak için çok erken olduğunu anlayıp geri uyumak için kafamı yastığıma koydum. Gözlerimi kapattım ama uyuyamıyordum. Çünkü kapattığım an karşıma Yeonjun'un beni öpüşü geliyordu. Düşünmemeye çalıştım ve uykuya daldım.

Sabah olduğunda kalktım ve yüzümü yıkamak için lavaboma yöneldim. Hala gözümün önünden gitmiyordu o an. Yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, klasik insanlar gibi ben de herkes sabah ne yapıyorsa onları yaptım ve dışarı çıktım. Kahvaltı için aşağı indim, çoktan hazırdı. Karnımı doyurduktan sonra odama çıktın ve üstümü giyinmeye başladım. Şu an hazırlanmak biraz erken de olsa heyecanlı olduğum için boş duramuyordum. Giyinme işim bittiğinde koltuğuma oturdum ve telefonumu kurcalamaya başladım. Önceden telefonuma aramalar hariç bakmazdım çünkü bakabileceğim herhangi bir şey yoktu içinde. Ama şimdi instagram'ım vardı ve onunla zaman harcayabiliyordum.

Yaklaşık yarım saat sonra odamın kapısı çalındı.

"Kim o?"

"Biziz Soobinie~"

"Biziz Soobin, Felix ve Yeonjun."

Yeonjun'un Soobinie diyen sesini duyduğum an kalbimin atışları hızlandı ve o an aklıma geldi. Sanırım on saniye kadar donup kalmıştım. Daha sonra tekrar seslenmeleriyle toparlanıp kapımı açtım.
Yeonjun ve Felix içeri girip koltuğa oturdular. Ben de yatağımda bağdaş kurdum.

"Hoşgeldiniz."

"Odan güzelmiş Soobinie."

"Teşekkürler Yeonjun."

"Birazdan çıkarız hazırsın değil mi Soobin? Diğerleri de buraya gelecek ve birlikte gideceğiz."

"Evet evet Felix, hazırım... Onlar gelene kadar ne yapsak? Bahçeye inelim mi? İster misiniz? Hatta inerken evi gezdireyim, arkadailarım olduğunuza göre sık sık gelirsiniz sonuçta değil mi? Yabancılık çekmezsiniz böylece."

ikisi de beni onayladolar ve beraber odamdan çıktık. Odam evin ikinci katındaydı fakat evimizin üç katı vardı. Ben de en yukarıdan aşağı inelim diye düşündüm. Üçüncü kata çıktık. Üçüncü katta pek bir şey yoktu aslında. Birkaç boş oda, ebeveynlerimin kaldığı oda, kalabalık misafir gelirse diye, ve teras vardı.

"Terasa çıkalım mı?"

"Olur."

"Olur."

Hep beraber çıktık ve biraz etrafa bakındık.