Choi Soobin
Sınav bittikten sonraki ders, hocamız sınıfa yeni bir öğrenci ile girdi. Sarı saçlı, kısa ve bebek gibi bir yüzü ve yüzünde onu olduğundan daha güzel, yakışıklı gösteren çillere sahipti.
Hoca kendisini tanıtmasını istedi. "Uh... Merhaba, ben Felix. Tanıştığımıza memnun oldum, uh... umarım iyi anlaşırız." çok iyi olmadığını anladığım korecesi ve asla yüzüyle alakası olmayan kalın sesiyle konuştu. Böylesine bebek gibi gözüken birinden bu kadar kalın bir ses beklemiyordum, şaşırmıştım.
Hocamız, benim önümdeki boş sıraya oturması için Felix'e seslendi. Felix de hocayı onaylayıp benim olduğum tarafa doğru yürümeye başladı. Garipsediğim için ona bakıyordum. Benim ona baktığımı fark ettiğinde bana kocaman gülümsemesini sundu. Gülünce de çok şirindi, ben de ona karşılık daha büyük bir şekilde gülümsedim. Gamzelerim 3 metre içine girmiş olacak ki Felix bir anda gamzelerimden birine işaret parmağını koydu, bu kahkaha atmama sebep olmuştu. Hoca sesimi duyduğu anda Felix'i önüne dönmesi, beni de sessiz olmam ve derste yüksek sesle gülmemem konusunda uyarmıştı.
Fakat hocanın aksine tüm sınıf cin görmüş gibi bana bakıyordu.
Evet, çünkü ilk kez okulda kahkaha atmıştım. İlk kez biriyle temasta bulunmuştum.
Choi Yeonjun
Sınıfa yeni gelen çocuk sesi aksine çok şirin gözüküyordu. Fakat Soobin'in gamzelerine dokunduğunda... DAHA BENİM BİLE DOKUNAMADIĞIM GAMZELERE DOKUNDUĞUNDA KISKANMIŞTIM. Bu da yetmiyormuş gibi Soobin ilk kez kahkaha atmıştı. Mavi sırığımın kahkahası bile çok güzel, şirin, mükemmeldi.
Lee Felix
Karşımda gülmekten kocaman gamzeleri içine göçmüş birini görünce dayanamıştım. Bir an için ters tepki alacağımdan korksam da aksine karşımdakini daha çok güldürmüştüm.
Onunla arkadaş olmak istedim. Bu yüzden zil çaldığında tekrar arkamı döndüm. "Merhaba... Arkadaş olalım mı?" heyecanla karışık bir çekingenlikle sordum.
Karşımdaki beklemiyor olacak ki yanakları kıpkırmızı olmuştu.
Acaba yine korece bir şeyleri yanlış mı söylemiştim?
Cevap alamayınca böyle düşünüp önüm dönecektim ki bana karşılık verdi.
"M-merhaba, ben Soobin..." kekeleyerek konuştu.
"Memnun oldum." elimi uzattım ve sıkmasını bekledim. Fakat önce yine bir tık yoktu, daha sonra yavaşça bana doğru elini uzattı.
Elleri titriyordu.
Neden böyle olduğuna anlam verememiştim, Soobin bunları yaparken tüm sınıfın şaşkınlıkla onu izliyor olmasına da...
Elimi sıktıktan sonra ona baktım. "İyi misin Soobin?"
"E-evet evet, iyiyim."
İyi gibi gözükmüyordu. "Bahçeye inelim mi?"
"Bahçe mi..?"
Ayağa kalktım. "Evet, hadi gel."
Soobin de tedirgin bir şekilde ayağa kalktı.
Maşallah çocuk yemiş yemiş boyuna gitmiş.
Deve gibiydi. Kafamı kaldırıyordum bakmak için.
Beraber merdivenleri inmeyi başladık, yavaşça. Öğrencilerle dolu olan bahçeye çıktığımızda, herkes Soobin'e bakıyordu. Soobin'in bu durumdan rahatsız olduğu gayet açıktı.
İç çektim. "İstersen kantine inelim, orada oturalım. Burada herkes sana bakıyor, rahatsız oluyorsundur." Dediklerime kafa sallayarak beni onayladı. Merdivenler geri çıkıp kantine vardık.
"Muzlu süt alacağım, sana neli alayım?" Soobin'e yönelttiğim soruyla şaşırdı ve duraksadı. Daha sonra yüzünde yine bir gülümseme oluştu. "Bana da seninkinden alabilirsin." Ona gülümseyip kantine ilerledim. Sütleri alıp geri döndüm. Birini Soobin'e uzattım, diğerini de kendim içmeye başladım.
"Soobin sana bir şey sormak istiyorum."
"Dinliyorum?"
"Neden titriyordun sınıfta elimi sıkacakken?"
"Ah şey... Sosyal anksiyetem var da. Okulda kimse ile konuşmuyorum, arkadaşım yok."
Duduklarım karşısında onun adına kötü hissetmiştim. Kim bilir ne kadar kötü bir histir.
Konuyu dağıtmak için farklı bir soru yöneltmeye karar verdim. "Anladım... Okul dışı yapmayı sevdiğin aktiviteler var mı?"
Sorduğum soruyla resmen gözleri parlamıştı. "Evet, dans ediyorum. Beni tek iyi hissettiren şey dans etmek." Duyduklarımla sevinmiştim, çünkü ben de dans etmeye bayılırdım.
"Gittiğin bir kurs var mı peki?"
"Ah hayır, dediğim gibi sosyal anksiyetem olduğu için evimize dans hocası geliyor, ondan özel ders alıyorum."
"Sosyal anksiyeteni yenmek istemez misin?"
"Tabii ki isterim. Keşke sabah uyandığımda yok olmuş olsa."
"Senin yenmene yardım edeceğim."
_______________________________________
Ay ne yazdım ben güzel oldu mu ki ya...
Neyse bu kadardı umarım güzel olmuştur
HEYECAN KATMAM LAZIM
FELIX'İN KARŞINIZDA ŞÖYLE GÜLÜMSEDİĞİNİ HAYAL EDİN... ĞAAAAAAAAAAAAAA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance Room | Yeonbin
Novela JuvenilAilesi yüzünden sosyal anksiyeteye sahip, kendine tek iyi gelen şey dans olan Soobin ve çevresindeki tüm kalıplaşmış kavramları yıkan cesur bir Yeonjun. Ana ship: Yeonbin. Yan shipler: Changlix, Woosan, Taegyu, Yunkai.