Rosé seni kurtaramadım. Seni o iğrenç insanların yanından alamadım. Ama... ama artık bende babam gibi güçlüyüm. Biliyorum çok acı çektin, ama artık geldim kızılım. Sana artık kimse dokunamayacak!
~Jimin
#jirose ~2
Diyip kulaklarımın içini ovmaya başladım aish çınlamay başladı.
- Aferim Jiminkulağım çınlıyor!
- Ne ciddi mi çınlıyor? Acıyor mu? İyi misin?
- Ben odama çıkıyorum.
- Hey rosé nereye daha düğünü konuşacaz!
Onu daha fazla dinlemeden yukarıya adımladım ona kalsa bugün evlemmeliyiz. Fazla sabırsız tamam beni 4 yıl beklemiş olabilir ama ben daha yeni özgürlüğüme kavuştum bu kadar çabuk olsun istemiyorum. Hayatı görmek tanımak istiyorum. Ben bu hayata sanki uazaydan gelmiş kadar az şey biliyorum. Ha ev nasıl temizlenir yemek nasıl yapılır ayrıca dayak nasıl yenir hepsini çok iyi biliyorum.
Ama hayat nedir bilmiyorum ki...
Odama geçtim yatağıma oturdum düşünmeye devam ettim. Aslında jiminin bana iyi geldiğini çok iyi biliyorum. Onun yanındayken güvende ve huzurlu hissediyorum. Belki de bu evlenmek için yeterli bir sebep. Küçüklüğümden beri aslında ben hep anne olmak istedim. Annemden asla görenediğim sevgiyi birine vermek istedim. Jiminin de doğru kişi olacağına inanıyorum.. ...
Sabah uyandığımda güneş her zaman yüzüme vururdu. Ama bir gölgelik vardı. Hemen gözümü açtım.
Jimin!?
- Jimin sabah sabah ne diye başımdasın.
- Sabah mı? Kızılım şuan saat 10 ve sen hâlâ düğün hazırlığı ile hiç ilgilenmedin.
Yerimden sıçradım.
- Ne düğünü Jimin!?
- Ne düğünü olacak senin ile benim.
Deyip yüzüme yaklaştı.
- Ama Jimin çok erken değil mi?
Onu reddetmek istemiyordum. En sonki olanlarla onun sinir hastası olduğunu biliyorum.
- Hiçte bile.
- Jimin sen 19 ben 18 yaşındayım. En azından 20 felan olalım.
- Hayır ben evlenmek istiyorum.
- Evlenmek bir oyuncak mı Jimin!
- Anlamıyorsun rosé! Ben her gün benden bıkarsın gidersin diye ne kadar korkuyorum haberin varmı. Belki evlenirsek benden sıkılsan bile beni bırakamazsın en azından evli duralım ama aynı odada kalmayız sen rahatsız olursan.
Yüzünde çaresizlik vardı hissediyorum. Ama ben bunu nasıl kabul edebilirim ki fakat bu kadar gaddar olamam. Kabul etmeli velakin ben isteyene kadar asla gerçek bir evli çift olmak istemiyorum. Jimine döndüm.
- Jimin..
- E-evet.
Sesi titriyordu. Gözlerime baktı derinden.
- Tamam Jimin evlenelim ama ben isteyene kadar tam bir evli çift olmayacağız.
- Tamam kızılım, tamam güzel sen ne zaman istersen yeter ki benim olduğunu biliyim benden uzaklaşmayacağını bileyim.
Sadece kafamı salladım o da alnıma uzun bir öpücük bıraktı hatta bırakmasaydı ben ayırıcaktım o kadar uzun öptü.
Arkasında gülerek baktım. İçimden bir ses benimde evlenmeyi istediğimi söylüyor.
Ben hâlâ oturup öylece bekliyordum. Ne yani ben artık evli mi olacaktım. Şuan yüzümdeki gülümseme hiç iyi degildi.
Kapı çaldı.
- Gir
- Efendim Jimin bey sizi aşağıda bekliyor hem kahvaltı hemde düğün hazırlıkları için.
- Tamam sen çık ben üstümü değiştirip geliyorum.
- Tamam efendim.
Hizmetli abla çıktığında düşündümde biraz daha güzel olmalıydım.
Üstüme çiçekli jimine göre açık bir elbise giymiştim beyaz , pembe ve kırmızı ağırlıklıydı. Kırmızı uzun saçlarımı da salıp düz bir şekilde taradım. Umarım Jimin beğenir.
Merdivenler inmeye başladım. Jimin koltukta oturmuş korumalarla bir şey konuşuyordu beni gördüğü an gözleri sonuna kadar açıldı . Bir anda yerimden sıçradım.
- YERE BAKARAK HEMEN EVDEN ÇIKIN!
Korumalar yere bakarak dışarıya çıktılar.
- Rosé tanrı âşkına aşağı inerken bunu neden giyiyorsun ki!
- Jimin yaa
- Müstakbel kocana ya lama
- Sende Müstakbel karına bağırma!
Sinsi bir gülüşle arkasını döndü. Ne dedin rosé!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.