Bir insanın ev arkadaşlarının onu düşünmesi normalde iyi bir şeydi. Tabii bazı durumlar hariç."Simay dinlenip ilaçlarını içiyorsun değil mi? Bir de çorba falan yap kendine, iyi gelir." Selenle bu konuşmayı Uludağ'a gittiklerinden beri altıncı kez yapıyorduk.
Sonuç: Hala devam ediyoruz.
"Selen iyileştim artık, gerek yok! Siz beni düşünmeyin, tatiliniz nasıl?" Sorum üzerine Selen heyecanla olanları anlatmaya başladı.
"Harikayız! Kayak yaptık, akşamları da partiler oluyor çok eğlenceli. Bir de Eren havuza gireceğim diye tutturuyor."
"Ee ,girsin çocuk n'olacak?"
"Kapalı havuza değil, dışarıdaki havuza! Kızlara hava atacakmış, hiçbir şey beni etkilemez gibi." Ve ardından heyecanla başka bir şey anlatmaya başladı."Bugün yemek için restorana girdiğimizde kızın biri Eren'in yanından geçerken kıkırdadı ve Eren kıza göz kırptı. Sonra n'oldu bil bakalım?"
"N'oldu? Nazlı bir şey yaptı deme sakın!" Selen telefonda kıkırdadı.
"Maalesef bir şey yaptı." Gözlerimi devirdim ve merakla ne yaptığını dinledim.
"Kızı kahvaltıdan sonra sıkıştırdı ve 'Sen benim sevgilime nasıl kıkırdarsın? Yolarım seni.'diyerek tehdit etti." Ağzım açık hâlde birkaç saniye kalakaldım.
"Sen ciddi misin? Sevgilim mi dedi?"
"Evet, ve kız, 'Sevgilin olduğunu bilmiyordum fakat o da bana göz kırptı.' dedi."
"Nazlı ne yaptı?" Dedim gülerek.
" 'Benim sevgilimin göz kırpma tiki var, gördüğü her kıza göz kırpıyor. Sen sana her göz kırpana cevap mı vereceksin?!'diyip kızın üstüne yürüdü," dedi ve kahkahalarla gülmeye başladık.
"İnanamıyorum, cidden inanamıyorum." Kahkahalarımı kesemediğim için konuşmam anlaşılmaz bir şekilde çıkmıştı.
"Simay kapatmam lazım, akşam yemeği için inmem gerek. Sonra tekrar ararım, kendine dikkat et.""Tamam, tamam. Görüşürüz." Diyerek telefonu kapattım. Saate baktım ve hazırlanmak için vaktim olduğunu gördüm.
Dün gece tam yatağıma girecekken Aras aramıştı. Ertesi akşam için planım olup olmadığını sormuştu.Bir planım yoktu, zaten sadece bir gündür kendimi iyi hissediyordum. Olmadığını söylediğimde onunla bir şeyler yapmamı, canının sıkıldığını söylemişti. Kabul etmiştim, benim de canım sıkılıyordu.
Şimdi de onunla buluşacaktım ve hazırlanmalıydım.
Dolabıma baktım. İçinden beyaz düz uzun kollu bir cropla krem rengi pantolon çıkardım. Üzerime ince bir hırka ve trençkotumu da geçirdikten sonra hızlıca makyajımı da yapıp evden çıktım.
Aras arabanın kaputuna yaslanmıştı ve telefona bakıyordu, geldiğimi farketmemişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım.
"Bence telefona bu kadar bakmamalısın, çok zararlı." Cümlenin başında onu korkutmak için sesimi yükseltmiştim. İşe yaramıştı.
"Kıvırcık, beni korkuttun!" Dedi ve elini kalbinin üzerine koyarak sakinleşmeye çalıştı.
Kaşlarım çatıldı, kıvırcık mı demişti? Saçlarım şuan kıvırcık değil dalgalıydı. Gözlerimi kısarak ona bakmaya başladım. Onun da şaşırdığı belliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (Düzenleniyor)
Teen Fiction"Bu çocuğu hatırlıyorsun demek." Diyerek albümdeki fotoğrafı gösterdi. "Evet, elbette hatırlıyorum." Dedim ve ona garip garip bakmaya devam ettim. Ne oluyordu böyle? "Sanırım yüzünü pek hatırlamıyorsun?" Deyip bana baktı. Fotoğrafa baktım ve yüzünü...