Bölümlerde 3. kişi anlatımları olabilir. Bu durumlarda o kısımların öncesine çiçekler koyacağım. İyi okumalar.
Ayağımı sahneden gelen müziğin ritmine göre yere vuruyorken bir yandan da tezgâhın üzerindeki çay lekelerini çıkarmaya çalışıyordum.
Geçen hafta Tuğçe'nin bahsettiği grup görüşmek için kafeye gelmişti, hepimizden tam not aldıklarında ise ertesi gün çalmaya başlamışlardı. Saat 20.00'da başlayıp 23.30'da bitiriyorlardı. Bunun yanında kafeye bir de karaoke gelmişti. Lise ve üniversite öğrencileri bu nedenle akşamları kafemizi daha fazla tercih eder hale gelmişlerdi.
Ben müziğe ve işime dalmışken birisi önümde parmak şıklattı. Kafamı kaldırdığımda bu kişinin Selen olduğunu gördüm. Arkasında bizimkilerle gelmişti. Onları görmemle yüzüme bir gülümseme yayıldı. "Hoş geldiniz. Geleceğinizden haberim yoktu. Söyleseydiniz bir masa falan ayarlardım." Neredeyse tamamen dolu kafeye baktım.
"Hoş bulduk. Hiç önemli değil, boş masa var zaten. Ben biraz karaoke yapmak istiyorum," dedi gülümseyerek Selen. Onları güzel bir masaya yerleştirdim ve az önce temizlediğim tezgâhın arkasına geçtim.
Saat 20.00 ve 21.00 arası müzik grubu çıkıyordu. 21.00 ve 22.00'a kadar ise karaoke yapılıyordu. 22.15 gibi grup sahneye tekrar çıkıyor ve bir saat daha şarkı söyleyip kapanışı yapıyorlardı.
Şuan karaoke zamanıydı. Sahneye ilk olarak sarışın ve uzun boylu bir kız çıkarak şarkı söylemeye başladı. Bu sırada müzik grubu da dinlenmek için bir masaya geçmişlerdi. Bir şey isteyip istemediklerini sormak için masalarına doğru ilerledim. "Harikaydınız! Yorulmuş olmalısınız, size bir şeyler getirmemi ister misiniz?"
Sorumu gitarist Oktar cevapladı. "Hayır, gerek yok. Bizimle biraz otursana, sen de yorgun görünüyorsun." Gülümsedim ve Tuğçe'ye omuz üstünden izin almak ister gibi bir bakış attım. Kafasını sallayarak izin verdi ve işine geri döndü.
Ben masaya oturduğumda sarışın kız sahneden inmiş, yerine Selen sahneye çıkmıştı. Nükleer Başlıklı Kız-Pişman Değilim'i söylemek için hazırlanıyordu. Arada bir evdeki mırıldanmalarından sesinin güzel olduğunu biliyordum. Şarkıyı söylemeye başladığında yüzümde bir gülümsemeyle onu izledim. Sesi güzeldi ve şarkı söylemekten keyif alıyordu.
"Sesi bayağı iyiymiş," dedi Beyza. "Bizim okuldan sanırım."
Başımı salladım. "Evet, bizim okulda. Benimle aynı bölümü okuyor ve ayrıca ev arkadaşım." Göğsümü kabartarak söylemiştim. Şarkıyı söyleyen Selen, böbürlenen ben.
"Bu müthiş! Grupta bir kişiye ihtiyaç vardı. Bizim için onunla konuşabilirsin," dedi Oktar. Mutluhan da onayladı.
"Oktar haklı, bizim için onunla konuşabilir misin? Bu bahar üniversiteler arasındaki bir yarışmaya katılacağız, grup yarışmacılar en az dört kişi olmalı. Biz üç kişiyiz. Kadın solistimiz de yok."
"Elbette konuşabilirim, buna sevinecektir," dedim. Aklıma bir düşünce geldi ve kaşlarımı karışıklık içinde çattım.
"Mutluhan, sen spor bilimlerinde okumuyor musun? Müzik grubunda ne işin var? Dalga geçmek için sormuyorum, maçlardan falan nasıl vakit ayırabiliyorsun?"
"Öğrenciyim, hem de parasız bir öğrenci. Para kazanmam gerekiyor. Hem zaten hobi gibi bir şey artık benim için." Anladım dercesine başımı salladım.
10 dakika kadar daha sohbet ettikten sonra ben işime döndüm; onlar ise biraz daha sohbet ettikten sonra tekrar sahneye çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy (Düzenleniyor)
Genç Kurgu"Bu çocuğu hatırlıyorsun demek." Diyerek albümdeki fotoğrafı gösterdi. "Evet, elbette hatırlıyorum." Dedim ve ona garip garip bakmaya devam ettim. Ne oluyordu böyle? "Sanırım yüzünü pek hatırlamıyorsun?" Deyip bana baktı. Fotoğrafa baktım ve yüzünü...